Fikir Turu · Kendi kendine konuşurken delirir mi insan? Bazen kendinizi, bazen de başkalarını kendi kendine konuşurken yakalar, buna şaşırır, hatta endişeye kapılırız: Acaba deliyor muyuz? Bir klinik psikolog olarak hemen yanıt vereyim: Hayır! Her kendi kendine konuşma bir delilik eylemi değildir.
Araştırmalara göre kendi kendine konuşmak zeka ve irade göstergesi. Zannedildiği gibi deliliğin işareti olmaktan çok uzak. İstersek sesli, istersek içimizden konuşmak odak ve beyin gücünü artırmaya yardımcı olur. Hatta kendi kendine konuşmak eşyaları daha çabuk bulmayla da bağlantılı.
İnsanın kendi kendine konuşması delilik ile ilişkilendirilirse de her zaman bu anlama gelmez. Halk arasında deli olarak tanımlanan şizofreni hastalarında kendi kendine konuşma, çok konuşma, hiç konuşmama ya da en sık olarak da garip konuşma görülür.
Kendi kendine konuşma bazı psikolojik hastalıkların işareti ve sonucu olabilen bir durum. Ancak psikolojik açıdan herhangi bir problemi olmayan sağlıklı insanlar da sık sık kendi kendilerine konuşur. Kendi kendine konuşmanın nasıl bir işlevi olduğu hakkında ise çok fazla bilgimiz yok.
Bazı hastalarda kendi kendine konuşma, kendi kendine gülme, aşırı bedensel uğraşlar, hipokondriyak ve obsesif düşünceler ilk belirti olabilir. Hastalar genelde şizoid ya da şizotipal kişilik tiplerine sahiptir. Sessiz, pasif, içe dönük, az arkadaşı olan bireylerdir.
İlgili 26 soru bulundu
Örneğin tespih çekin, zikir çekin, birisine telefon açın, dışarı çıkın, gevşeme egzersizleri yapın, derin derin nefes alıp verin vb. - Kendi kendine konuşma biraz da kişinin kendisini toplumdan izole etmek ve yalnız kalmasından kaynaklanır. Bunun için toplumla daha fazla temas halinde olun.
İçsel konuşma, çocuğun kendi kendine konuşmasıdır. İçsel konuşmada çocuk dili sebep bulmaya bir araç olarak kullanır. Bu konuşmalar giderek onun konuşmaları (dışsal konuşmalar) haline gelir. Geçiş dönemi sırasındaki konuşma “benmerkezci” olarak adlandırılmaktadır.
Bir tür psikolojik hastalık olan kompulsif konuşma hastalığının belirlenmesinde kullanılan 2 ana etken vardır: ilki, kişinin yalnızca karşısındaki konuşmaya başladığında susması, bunun haricinde hiç susmadan veya çok az susarak konuşmasıdır.
Bir tiyatro oyununda, kişilerden birinin sahnede yalnız kaldığında kendi kendine yaptığı, duygularını, niyetlerini açığa vuran konuşma. Dinleyicilere bir kişinin anlattığı, genellikle güldüren olaydır.
Düşünmeden konuşan ve bu nedenle sarf ettiği sözlerle birilerinin üzülmesine neden olan kişilere patavatsız denir. Patavatsız kişiler, nerede nasıl konuşulacağını ya da nasıl davranılması gerektiğini bilmezler.
Bir kişiye psikolojik bozukluk tanısı konulabilmesi için belli kriterler var. Bulunduğu durumun hayatını kötü yönde etkileyen bir raddede olması, kendisine ve topluma zarar verebilecek nitelikte olması, başta gelen şartlar.
Kendi kendine konuşma, gülme gibi davranışlar görülebilir.
İçsel konuşma; bilinçli düşüncelerle bilinçsiz inanç ve ön yargıları birleştirir. Bu yüzden kendinizi nasıl gördüğünüz, çevrenize nasıl baktığınız ve dünyayı nasıl algıladığınız içsel konuşmanızın tonunu belirler. İçsel konuşma, negatif ya da pozitif olabilir ve bu çoğunlukla genel algınıza bağlıdır.
Hatta bazı kişiler bunun ruhsal bir bozukluk alameti olduğunu düşünüyor olabilir. Ancak on yıllar boyunca süren araştırmalar gösterdi ki kendinizle konuşmak tamamen normal bir davranış. Birçoğumuz, hatta hepimiz, her gün bir sebeple iç sesimizle konuşuyoruz.
Sesli düşünmek her zaman delilik işareti değildir, ama zihinsel yeteneğimizi geliştirir. Kendi kendine konuşma bizi bir konuya, bulunduğumuz dakikaya ve yere daha çok yoğunlaştırır. Bu bir otokontrol mekanizması olarak, her gün uygulamaya değer bir davranış şeklidir.
Televizyon Karşısında Fazla Vakit Geçiren Çocuklar Kendi Kendine Konuşma Eğilimine Yatkın Oluyor. Televizyonun çocuğun gelişimine etkisi herkes tarafından bilinmekte olan bir olgudur. Kendi kendine konuşma alışkanlığı sağlıklı çocuklarda geçici bir süre gözlemlenen bir durumdur.
Güzel konuşma yolları arasında, dinleyenlerin sıkılmaması ifadelerinizin daha anlaşılabilir olması için konuşmanızın akıcı bir üslupla sunulması gerekiyor. Canlı, günümüz Türkçe 'sine uygun bir telaffuz ile yapılan yerinde ve yeterli sözcük seçimi konuşmanızı akıcı kılacaktır.
3 Morgem ( Tek sözcük) : Dil gelişiminde “tek sözcük” evresi olarak bilinen evredir. Bu evrede tüm çocuklar tek kelime ile birden çok şey anlatmak istemektedir. Kullanılan kelimenin herkes tarafından bilinen veya kabul edilen bir kelime olmasına gerek yoktur.
Paralel konuşma çocuktan yanıt beklemeden, çocuk ile aynı ortamda iken, çocuğun yaptıklarının çocuğun dil beceri düzeyine uygun bir biçimde sözel olarak ifade edilmesidir.
İç monolog, oyun, roman ve öyküde, kahramanların aklından geçen düşünceleri açığa vuran anlatı tekniğidir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri