Cemaate yetişemeyen kimse camide tek başına namaz kılarken kâmet getirmeli midir? Düzenli olarak cemaatle beş vakit namaz kılınan camilere o vaktin farz namazını kılmak üzere giren kimselerin, cemaatle veya yalnız başına namaz kılacak olmaları hâlinde tekrar ezân okuyup kâmet getirmelerine gerek yoktur.
Kâmet, farz namazların sünnetlerindendir (Buhârî, Ezân, 2 [605]; Müslim, Salât, 5 [378]). Dolayısıyla terk edilmesi mekruhtur. Zira kâmet, namaza başlamak için bir hazırlık mesabesindedir. Namaza başlanacağını bildiren bir uygulamadır.
Değerli kardeşimiz, Kamet getirmek sünnettir. Bu bakımdan kameti terk etmek namaza mâni değildir.
Evde veya kırda tek başına kılınacak farz namazlar için, hem ezan, hem de ikâmet getirilmesi efdaldir. Fakat ezan terkedilebilir, sadece ikamet de yeterlidir. İkâmetin terkiyle sadece ezan okunması ise mekruhtur.
Buna göre, tek başına namaz kılan bir kimseye cemaat olmakta bir sakınca yoktur. İmama uyan kimsenin buna niyet etmesi şarttır.
İlgili 44 soru bulundu
Camide namaz kılındıktan sonra, o vakti yalnız kıldığımızda kamet getirmemiz lazım mıdır? Evde namazı (vaktinde) yalnız veya cemaatle kıldığımızda ezan veya kamet getirmek lazım mıdır? Değerli kardeşimiz, - Cemaatle namaz kılınan cami ve mescitlerde, yeniden kamet getirmeye gerek yoktur.
Cemaate yetişemeyen kimse camide tek başına namaz kılarken kâmet getirmeli midir? Düzenli olarak cemaatle beş vakit namaz kılınan camilere o vaktin farz namazını kılmak üzere giren kimselerin, cemaatle veya yalnız başına namaz kılacak olmaları hâlinde tekrar ezân okuyup kâmet getirmelerine gerek yoktur.
Ezân ve kâmet vaktin değil, namazın sünneti olduğu için kaza namazı kılarken de ezân ve kâmet sünnettir. Ezân ve kâmet terk edilerek kılınan namaz geçerli olmakla birlikte, uygun değildir.
Bu konu üzerinde hayli durulmuş, bunun mekruh olduğunu ileri sürenler şu hadîsi delil olarak göstermişlerdir : "İmamın müezzinlik yapması mekruhtur."
Değerli kardeşimiz, Bunlar (ezan ve kamet getirme) farz değil sünnettir. Sünnete uygun olan en az kendi duyacağı kadar bir sesle okumaktır. Hiç okunmasa da namaz geçerlidir.
Ne zaman ve nasıl meşru kılınmıştır? Ezân ve kâmet, farz namazların sünnetlerindendir. Farz namazlara çağrı için ezân okumanın dayanağı, Kitap ve Sünnet'tir. Bu konuda Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyrulmaktadır: “Siz namaza çağırdığınız zaman onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar.” (el-Mâide, 5/58); “Ey îman edenler!
Çünkü bu söz, sünnetlerdendir. Onun için ezânın tamamını tekrar etmesi gerekmez." Cemaatin, kâmetin sözlerini düzeltmesi için müezzini hatasından dolayı uyarmaları gerekirdi. Bunu yapmadıklarına ve müezzin de kâmete bu hatayla devam edip namazlarını kıldıklarına göre, bu namaz sahihtir.
İkāmet hem edâ hem kazâ namazları için uygulanır. Yolculuk durumunda, tek başına veya cemaatle kılınan namazlarda da aynı hüküm söz konusudur. Cemedilen namazlar için ayrı ayrı kāmet getirilir. Bayram, cenaze, vitir, teravih, husûf ve küsûf, istiskā namazlarıyla nâfile namazlarda ezan gibi ikāmet de okunmaz.
Kâmet getirecek kişinin hadesten temizlenmiş, âkil ve erkek olması gerekir. Buna göre abdestli olmayan veya cünüp olanın, delinin yahut sarhoşun ve kadının kâmeti mekruh görülmüştür.
Müezzin; sözlük olarak çağrıda bulunan, ezan okuyan, kâmet getiren kimsedir. Kur'an-ı Kerîm'de iki ayette geçmektedir; araf 7/44, Yusuf 12/70.
Hanefî hukukçularina göre kamet ezanin benzeridir. Sözler yukaridaki gibi ikişer kere tekrarlanir. Yalniz sonuna "kadkami`s-salah" (namaz başladi) cümlesi eklenir.
Kâmet ise, farz namazlardan önce, namazın başladığını bildiren ve ezan lafızlarına benzeyen sözlerdir. Ezandan farklı olarak, “hayye ale'l-felâh” cümlesinden sonra, “kad kâmeti's-salât” cümlesi eklenir. Rivayetlere göre kâmet de yukarıda ismi geçen sahabîlere aynı rüyada öğretilmiştir (Ebû Dâvûd, Salât, 28).
Buna göre, bir kadın ezan ve kamet okumakla mükellef değildir, ancak isterse kendi başına okursa sevabını alır. Ancak kendine nikah düşen erkeklerin yanında sesli ezan veya kamet okuyamaz. Kadın eşiyle cemaatle namaz kıldığı zaman kamet getirip tesbihat yapabilir.
Bayram namazı, vitir namazı cenaze namazı ve nafile namazı gibi namaz çeşitlerinde kamet getirilemez ve bahsedilen kamet getirme davranışı sadece erkeklere hastır.
İslam dininde kamet, erkeklere has bir sünnettir, namazlardan önce okunur, ezana benzer. Ancak kamette "Hayye ale'l-felâh" ifadesinden sonra iki defa "Kad Kâmeti's Salâh" söylenir.
Rüyada Camide kamet getirip namaz kıldığını görmek hayırlı işlere yorumlanır. Özellikle rüya sahibinin iş hayatındaki göstermiş olduğu başarı ile istediği noktaya geleceğine dair delalet eder. Yardıma muhtaç kişilere destek olurken onların Hayır duasını alarak sevap kazanacağına yorumlanır.
Bu itibarla cemaate gitmeye engel bir durum olmadıkça beş vakit namaz cemaatle kılınmaya çalışılmalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), camiye giderken atılan her adımdan dolayı kişinin bir derece yükseltilip, bir günahının silineceğini haber vermiştir (Buhârî, Ezân, 30 [647]; Ebû Dâvûd, Salât, 49 [559]).
Buna göre kişi, imamdan çok geri kalmayacak ölçüde ve imam ile birlikte namaza başlayacak şekilde hazır olabileceği kadar bir süre önce yerinden kalkmalıdır (bk.
Kâmet, farz namazlara başlarken söylenen ve Hz. Peygamber'in (s.a.s.) uygulamasına dayanan bir sünnettir. Onun için gereken saygı ve ağırbaşlılık ihmal edilmemelidir. Bu nedenle kâmet yapan kimsenin bu esnada yürümesi, mekrûh kabul edilmiştir (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 1/396).
İmam-ı A'zam'a göre cemaatle namaz kılmak üzere “Kad kâmeti's-salât” yani “namaz başladı” denildiği anda imamın namaza başlaması, namazın âdâbındandır. İmam, bu hareketi ile müezzinin sözünü doğrulamış olur. Fakat namaza kâmet bittikten sonra başlanılmasında da bir sakınca yoktur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri