Habeşistan'daki yüksek yaylalarda yetiştirilen ve yiyecek olarak tüketilen, Ortaçağ sonlarında ise gezici dervişler tarafından Habeşistan'dan Yemen'e götürülüp orada içecek haline getirilen kahvenin Osmanlı'ya gelmeye başladığı tarih 16. yüzyıldır.
kahve ve kahvehane ayırımının sahnelendiği, bilhassa ondokuzuncu yüzyılda farklı dinlerden ve etnik köklerden gelen erkeklerin * biraraya gelip bir nevi kamuoyu oluşturdukları kahvehanelerin, bu erkeklere verilen kahvehane abisi adı altında * kültürel sıçramalara sebep olmasına verilen isim.
Kahve Müslüman toplumlarda kahvehane isimli yeni bir toplanma mekânını da ortaya çıkardı. İlk kahvehane 1511'de Mekke'de bir caminin yanında kuruldu.
Kıraat, okuma anlamına geliyor. Kıraathane de haliyle okuma evi. Bugün hala eskiden kalma kahvehanelerin kapılarında “Kıraathane” yazdığını görürsünüz. Kahvehanelerin kıraathaneye dönüşümünün kökeni ise Kanuni Sultan Süleyman dönemine rastlıyor.
Tarihçi Solakzade'ye göre de, kahve, Yavuz Sultan Selim Döneminde gerçekleşen Mısır Seferi sırasında 1519'da İstanbul'a gelmiş, İstanbul'da ilk kahvehaneler ise Hüseyin Ayvansaray'ın Mecmua-i Tarih'ine göre 1554'de açılmıştır7.
İlgili 42 soru bulundu
Sadrazam Özdemiroğlu Osman Paşa'nın babası olan Memlûk Çerkeslerinden Osmanlı'nın Yemen valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Yeni hazırlama yöntemi ile kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk kahvesi adını aldı.
İlk kahvehane, ilk yasak
Kanuni Sultan Süleyman dönemi önemli çünkü hem ilk kahvehane onun zamanında açılmış hem de kahveye ilk yasak getiren oymuş.
22 Temmuz— Kütüphaneler Genel Müdürlüğü ile Türkiye Kahveciler, Kıraathaneciler ve Büfeciler Federasyonu'ndan alınan verilere göre, Türkiye genelinde 400 bini aşkın kıraathaneye karşılık 1413 halk kütüphanesi bulunuyor. Bu oran, kahvehane sayısının kütüphane sayısından 285 kat fazla olduğunu ortaya koyuyor.
Ayrıca kahve, Osmanlı döneminde “siyah inci” olarak adlandırılmaktaydı ve oldukça değerliydi. Kahvenin zamanla tüm Avrupa'ya yayılmasında ise büyük pay gezginlere aittir.
Kahvehane kelimesinin kökeni Arapça dilidir. Kahvehane kelimesinin Arapça dilindeki karşılığı ḳahve + Farsça ḫāne şeklindedir.
Kahvehane veya kıraathane; kahve ve çay yanı sıra çeşitli meşrubatların ve nargile gibi tütün ürünlerinin servis yapıldığı, masa oyunlarının oynandığı, sohbet edilen ve yine birçok farklı aktivitenin yapıldığı mekân.
Türk kültüründe de çok büyük bir öneme sahip olan kahve, dünyaya yayılışını da aslında bizlere borçlu. Rivayete göre ilk olarak Etiyopya'da bir çobanın farkına vardığı bu lezzet oradan Yemen'e sonra İstanbul'a, İstanbul'dan da Viyana üzerinden tüm dünyaya yayıldı.
Günümüzde her ne kadar kahvenin anavatanı Brezilya gibi görünse de, köken olarak ilk kahve ağaçları, Etiyobya ülkesinde keşfedildi. Ülkenin Kaffa adı verilen bölgesinde ormanlık alanlarda yetişen Arabica adıyla bildiğimiz kahve ağaçları, dünya üzerindeki ilk kahve ağaçları olarak bilinir.
Yani Allah'ın yasakladığı davranışlara müsaade edilmediği sürece kahvehane işletilebilir. Bu mekanda çay, kahve, meşrubat satmakta ya da faydalı eserleri koyup insanların okumasını sağlamakta dinen bir sakınca yoktur.
Bir kimsenin, içinde dinen haram kılınan şeylerin yapılacağı bir iş yeri açması veya işletmesi dinen uygun değildir. Ancak, İslami hüküm ve ahlaki kurallara uygun olmak kaydıyla, kahvehane işletmeciliği dinen caizdir. Buna göre, kahvehane işletilmesinde dinen bir sakınca bulunmamaktadır.
Müslüman bir kişinin oyun oynanan kahvehanede dini sohbet etmesinde bir mahsur var mıdır? Allah'ın haram ettiği şeylerden birinin icra edildiği bir yerde ağır bir zaruret olmadığı sürece bulunmak, izlemek, şahit olmak caiz değildir.
Son yasaklama ise Sultan IV Murat tarafından olmuş, kahvenin yanı sıra tütün ürünlerine de yasak getirilmiştir. Gerekçe olarak İstanbul'daki büyük yangınlara kahvehanelerin sebep olması gösterilmiştir. Ardından tekrar yasaklama kaldırılmıştır.
1543 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı.
Böbrek taşlarının %75'i oksalattan oluşur. Birçok besinin yanı sıra kahvenin içerisinde de oksalat bulunur. Kahvenin yanında ikram edilen su kahveyle içildiğinde oksalatın atılmasında yardımcı olur. Bu sebepten kahvenin topraklarımıza geldiği ilk günden bu yana kahvenin yanında su ikram edilir.
100'den fazla kahve türü vardır, ancak günlük bir fincan kahvemize gelince, önemli olan yalnızca iki tane vardır: Arabica ve Robusta (Coffea Canephora olarak da bilinir).
Hane, name, zade kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: çayhane, dershane, kahvehane, yazıhane; beyanname, kanunname, seyahatname, siyasetname; amcazade, dayızade, teyzezade vb.
Kökeni Arapça olan kıraathane kelimesi, iki farklı sözcük üzerinden meydana gelmiş ve belli bir anlama sahip kelimelerden biridir. Bu kelimeye alternatif olarak aynı zamanda Türkçede kahvehane kullanılmaktadır.
Kahve, Sultan Ahmet I zamanında (1606-1611) yılları arasında üçüncü defa yasaklandı. Kahvenin son defa yasaklanması ise Sultan IV Murat zamanında olmuştur. 1633 yılında kahveyle birlikte tütün de yasaklandı. Gerekçe olarak İstanbul'daki büyük yangınlara kahvehanelerin sebep olması gösterildi.
Tarihi kökenler. Kahve'nin anavatanı olan Etiyopya'nın yüksek yaylaları, yabani kahve bitkisinin doğal olarak yetiştiği bölgelerde yerli halk bu bitkinin tanelerini un haline getirip bir çeşit ekmek yapıyordu .
Kahvenin anavatanı Etiyopya'nın Kaffa bölgesi olmuştur. Kaffa'nın ormanlarında yetişen Arabika kahve ağaçlarındaki kahve çekirdekleri ilk işlenen kahve olarak bilinmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri