Ağacın yaprakları üstünde gri yıldız biçimindeki mantar miseli ilk belirti olarak ortaya çıkmaktadır. İlk olarak yaprağın ön kısmında unumsu bir mantar tabakası oluşmaktadır. Hastalık şiddetlenince ıhlamurun yaprakları açık yeşile döner ve sonra sarararak ölmektedir.
Çiçekler topraktan yeteri kadar besin alamadığı zaman yapraklarında sararma gibi belirtiler gösterir. Bu durumda kesinlikle çiçeklerinize besin takviyesi yapmanız gerekmektedir. Bunun yanı sıra toprak değişimi de yapabilirsiniz. Yetiştireceğiniz her çiçeğin su, ışık ve hava ihtiyacı çeşitlerine göre değişmektedir.
Demir noksanlığının belirtisi yapraklarda sararma şeklinde görülür.
Bu hassasiyetlerini de kimi zaman sararan yapraklarıyla belli ederler. Bu durumda en iyi çözüm bitkinizi sulayacağınız suyu bir gece öncesinden musluktan alıp bekletmeniz olacak. Böylece su içindeki bitkiye zararlı minerallerin etkisi azalacak ve daha yumuşak bu su bitkiye ağır gelmeyecek.
Can suyundan sonra özellikle yaz aylarında 15 günde bir sulanarak mümkünse çapalanması faydalıdır. Ağaçların sağlıklı bir gelişme gösterebilmesi, düzenli ve kaliteli meyve elde edebilmesi için mutlaka sulamaya ihtiyaç vardır. Sulama sırasında aşırı sudan ve sulama suyunun ağacın gövdesine değmesinden kaçınılmalıdır.
İlgili 42 soru bulundu
Soğuk havanın toprağı dondurması neticesinde pek çok ağaç topraktaki suyu almakta zorlanmaktadır. Diğer yandan bu ağaçların yaprakları ekstra su istediğinden ağaçlar su tasarrufu yapmak için yapraklarını dökmektedirler. Aynı durum ıhlamur ağacı için de geçerli olduğundan o da kış aylarında yapraklarını dökmektedir.
Ihlamur fidanı, humuslu toprakları sever ve güneş gören yerlerde daha kolay büyür. Toprak çok tuzlu olmadığı sürece asidik ve hafif topraklarda da yetiştirilebilir. Eğer mümkünse toprak yanmış gübre ile desteklenmelidir. Ihlamur yavaş büyüyen bir bitki olduğu için sabırlı olmak gerekir.
Demir elementi ihtiyacını yeterince karşılayamayan bitkilerin yapraklarında sararma gözlemlenir fakat damarları yeşil kalır. Bitkinin yaprakları yukarı doğru kıvrılır. Bitkilerde demir elementi ihtiyacını karşılayabilmek için demir gübresi kullanılabilir.
Ancak, sonbahar ve kış aylarında fotosentezin gerçekleşmesi için yeterli ışık ve su bulunmadığından yapraklardaki klorofil seviyesi azalır ve diğer renk pigmentleri açığa çıkmaya başlar. Bunlar; yapraklara sarı rengi veren ksantofil, turuncu rengi veren karotin ve kırmızı rengi veren antosiyanindir.
Çok az su ile bitkiler gerekli besinleri alamazlar. Sarı yaprakların ortaya çıkmasına neden olur. Su sorunlarını gidermek veya engel olmak için gözenekli, iyi drene olan toprakla başlayın. Saksıda yetiştiriyorsanız, iyi drenaj delikleri olan saksılar seçin ve tabakları fazla sudan uzak tutun.
Sararan yapraklar sadece hastalık durumunda kesilip atılmalıdır. Diğer durumlarda yaprağın kendiliğinden düşesi beklenmelidir. - Mevsimsel nedenlerden dolayı bir sararma görülüyorsa, bir müddet sulamayı azaltabilirsiniz. Örneğin; siklamen çiçeğinin kış sonunda ve bahar başında yaprakları sarabilir.
Yeşil yapraklarını sararmasına kloroz 'chlorosis' denir. Yeşil yağrağın bir şekilde zarar görmesi ile klorofil 'chlorophyll' maddesini üretememesi nedeni ile -ki bu madde bitkiye yeşil rengini verir- bitki yaprağının sararması gerçekleşir.
Kuruyan veya kurumaya başlayan ağacın gövde yapısından itibaren 1.5 metre çapında daire çizerek 10 cm lik derinliğindeki toprak kazılarak bu toprağı arazinin dışına atılması gerekmektedir arazi dışına atılma nedeni ise diğer ağaçlarda bu hastalığa yakalanmasının önüne geçmektir.
Bitkinizin yapraklarında sararma görüyorsanız, bu yaprakları dikkatli bir şekilde budamanız gerekir. Çünkü orta noktadan başlayan sararmalar, kısa süre içinde diğer yapraklara da yayılacaktır. Yaprağı budamak ise, hastalıkların bitkinin tamamına geçmesini engeller.
Aspirinlerin toz haline gelmiş hali ve bir tatlı kaşığı ölçü maya su ile iyice birbirine karışına denk karıştırılır. Karışım sonunda bitkilere yapılan karışım verilir. Tüm bu karışımlar bitkilerde hızlı sonuçlar almak ve gür, dolu dolu çiçeklere sahip olmak adına yapımı basit çiçek coşturan karışımlardır.
Biliyoruz ki bitkilerin temel besin kaynağı su ve güneştir. Kendine besin alamayan bitkiler o zaman bütün gücünü gövdesine verir ve artık üzerine giysi olan, nefesini sağlayan yapraklara verecek besini yoktur. Bundan dolayı da besinsiz kalan yapraklar, günden güne sararır ve dökülür.
Salon bitkilerinin yapraklarında meydana gelen kahverengi uçlar, genellikle sulama şeklinde ve miktarında bir hata olduğunun göstergesidir. Bitkileri sulamak için yapraklarının çok fazla solmasını ve toprağının kurumasını beklemek, bitkinin yapraklarının yanık şeklinde kuruyarak ufalanmasına sebep olacaktır.
Yapraklarında maruz kaldıkları ısı değişiminden dolayı renklerinde ve dokularında birtakım değişiklikler oluşmaktadır. Bu değişiklikler yaprağın yapısında kalıcı değişikliğe neden olduğu için yaprağın kimyasal bir değişime maruz kaldığı belirtilmektedir.
yapraklarda homojen bir sararma vardır. Bu durum azot noksanlığına çok benzemektedir. Fakat azot noksanlığında yapraklarda görülen sararma önce yaşlı yapraklarda ortaya çıkarken, kükürt noksanlığında yapraklarda görülen sararma genç yapraklarda ortaya çıkmaktadır.
Tahıllarda, yarısı ekimle birlikte, sapa kalkma dönemi öncesinde de diğer yarısı. Meyve ağaçlarında, çiçeklenme öncesinde ve sonbaharda püskürtme yoluyla yapraktan yada yine çiçeklenme öncesinde taç iz düşümlerine toprağa gömerek. Bağda; şeker gübrenin yarısı şubat veya mart aylarında yapılan toprak işlemesinde.
Şeker gübresi ne zaman atılır? Amonyum sülfat genellikle ekim sırasında atılıyor. Tahıllarda ekimde ve sapa kalkma zamanında, meyvelerde çiçeklenme öncesinde ve sonbaharda, sebzede dikimden 15 gün sonra ve bağlanma arkasından, bostanlarda ise ekimde ve çapa sonrasında şeker gübresi verilebiliyor.
Ihlamur ağacının yaprakları güçlü antioksidanlardan flavonoid içermektedir. Bu nedenle soğuk algınlığı, nezle ve gribal enfeksiyonların tedavisinde etkilidir. Ihlamur çayının buharı burun tıkanıklığını açar, sıcak çayı ise boğaz ağrısına ve öksürüğe iyi gelir. Limon ile tüketildiğinde bağışıklık sistemini güçlendirir.
1000 yaşına kadar yaşayabilen ıhlamurlar görülmüştür. Türkiye'de de 500 yaşını geçmiş çok sayıda ıhlamur ağacı vardır.
Budama işlemi genellikle kış aylarında, ağaç dinlenme döneminde gerçekleştirilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri