Danıştay içtihatları birleştirme kararları bağlayıcıdır. Bu kararların bağlayıcılığı Danıştay Kanunu'nda belirtilmiştir. Danıştay içtihatları birleştirme kararlarına, Danıştay dava ve kurulları ile idari mahkemeler ve idare uymak zorundadır (İnan, 1996: 78).
İçtihadı birleştirme kararlarının bağlayıcı gücü
Bu anlamda, Yargıtay daireleri ve kurulları ile adliye mahkemeleri, mevcut içtihadı birleştirme kararları değiştirilmediği veya kaldırılmadığı (Yargıtay Kanunu m. 45/111) sürece, bunlarla bağlı olup uygulamayı bunlar doğrultusunda sürdürmekle yükümlüdür.
İçtihadı birleştirme kararları, Resmî Gazete'de yayınlanan, benzer konularda bağlayıcı niteliği bulunan, daireler arası yorum farklıları sonucu ortaya çıkabilecek görüş ayrılığının hukuk güvenliğini olumsuz etkilemesini önlemek için belirli bir içtihadın benimsendiği kararlardır.
0, Içtihadı Birleştirme Kararlan- nin da kanun gereği bağlayıcı olması nedeniyle, hukukun asli kay- naklanndan sayılabileceğini, ancak genel olarak ,yargısal içtihat- larm hukukun asil kaynaklanndan sayılmadığım öğrenmiştir. müşahede eder.
İçtihat, hukukun yardımcı kaynaklarından biridir. Hukukun uygulanmasındaki yardımcı kaynaklar, hakkında yazılı veya yazılı olmayan bir hukuk kuralı (örf ve âdet kuralı) bulunmayan konulara ilişkin uyuşmazlıklarda, başka bir deyişle, hukuk boşluğu söz konusu olduğunda hâkimin başvurabileceği kaynaklardır.
İlgili 33 soru bulundu
bağlayıcı olan, uyulması gereken hukuk kurallarından oluşur. Bir çok hukuk kuralı asli kaynaklar arasında yer alır. anlaşmalar, kanunlar, KHK'ler, yönetmelikler asli hukuk kaynaklarındandır. ve eserler-doktrin-ilmi içtihatlar ile yargı kararları-kazai içtihatlar tali kaynakları oluşturur.
Yani hakkında âyet, hadis, yani nas bulunan konularda, bir içtihad yapılamaz; çünki Allah veya Peygamber o konuyu zaten düzenlemiştir. Zaten, içtihadı “fer'i olan bir şeri hükmü delilinden çıkarma” şeklinde tarif edenler de vardır. 4 Mesela, namazın, orucun rükünleri, vakitleri vb. hakkında artık içtihad yapılamaz.
Yargıtay kararları, o dosya bakımından kanun yolu denetimini sağlar ve alt dereceli mahkemenin kararlarının hukuka uygun olmasını sağlar. Bunun yanında Yargıtay kararları, diğer dosyalar bakımından da emsal olma özelliği taşır. Bazı Yargıtay kararları ise, o konudaki dosyaların tamamı için bağlayıcıdır.
İçtihat, yasa tarafından hüküm belirtilmemiş bir konuda, daha önceki bir mahkeme kararının esas alınmasıdır.
“İçtihadların birleştirilmesini Birinci Başkan, doğrudan doğruya veya Yargıtay dairelerinin veya genel kurulların verdikleri karar sonucunda veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bizzat yazı ile başvurması halinde, ilgili kuruldan ister. Bu istemlerin gerekçeli olması zorunludur.
Danıştay içtihatları birleştirme kararları bağlayıcıdır. Bu kararların bağlayıcılığı Danıştay Kanunu'nda belirtilmiştir. Danıştay içtihatları birleştirme kararlarına, Danıştay dava ve kurulları ile idari mahkemeler ve idare uymak zorundadır (İnan, 1996: 78).
İçtihatların birleştirilmesi veya birleştirilmiş içtihatların değiştirilmesi, Danıştay Başkanı, konu ile ilgili daireler, idari ve vergi dava daireleri kurulları veya Başsavcı tarafından istenebilir. Aykırı kararlarla ilgili kişiler, içtihatların birleştirilmesi için Danıştay Başkanlığına başvurabilirler.
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun verdiği kararlar kesin olup, bu kararlar aleyhine başka bir yargı merciine başvurulamaz.
İçtihadı birleştirme kararları, diğer içtihatlardan farklı olarak Resmi Gazete'de yayınlanır ve hukukun asli yazılı kaynakları arasında yer alır. Hukukun yazılı olmayan kaynağı örf ve adet kurallarından ibarettir.
Madde 40 – 1. İçtihatların birleştirilmesi veya birleştirilmiş içtihatların değiştirilmesi, Danıştay Başkanı, konu ile ilgili daireler, idari ve vergi dava daireleri kurulları veya Başsavcı tarafından istenebilir.
Terim olarak naslarda yani Kur'ân-ı Kerim ve sünnette hakkında açık ve kesin hükmü bulunmayan fıkhî bir meselenin hükmünü, ilgili delilden çeşitli yöntemler kullanarak çıkarabilmek için bütün gücün harcanması anlamına gelir.
Bağlayıcılık, bir hukuk kuralının, muhataplarını belli bir davranışı yapmaya veya yapmamaya zorlamasıdır. Geçerlilik, hukuki sonuçları doğurmak için gerekli koşulları yerine getiren normun kazandığı niteliktir.
İctihadın hükmü ile, hem müctehidin ictihad etmesinin dinî yükümlülük açısından durumu hem de yapılan ictihadın günah-sevap, isabet-hata, bağlayıcılık-nakz açılarından dinî ve hukukî değeri kastedilir. İctihad, bir olayın şer'î hükmünü bilme çabası olduğu için dinî mükellefiyet açısından farz-ı kifâye olarak görülür.
Bir müctehidin sahip olması gereken bazı bilgiler şöyle sıralanabilir: Kur'an'ı, Sünnet'i, icmâ'yı, kıyas'ı, fıkıh usûlünü, fürû'u'l-fıkh (fıkhın fürûunu) ve Arap dilini bilmek. İctihadların hükmü yerine ve duruma göre değişir.
Bir mahkeme kararı gerekçe ve hüküm fıkrasıyla bütün olduğuna göre, Anayasa Mahkemesi kararlarındaki gerekçenin de bağlayıcı olması gerekir. Nitekim, Anayasa Mahkemesi, kimi kararlarında Mahkeme kararlarındaki gerekçenin de bağlayıcı olduğunu, kararın gerekçesiyle bütünlük oluşturduğunu, açıkça belirtmiştir.
Kural olarak, ceza ve hukuk mahkemesi kararları karşılıklı olarak birbirini etkilemez. Çünkü, hukuk ve ceza davalarının yapısı, konuları, amaçları, kanıtları değerlendirme ve yargılama yöntemleri birbirinden farklıdır. Ancak, bazı ayrık durumlarda ceza ve hukuk mahkemesi kararları birbirini etkiler.
Buna göre, “yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır” (m. 138) ve Anayasa Mahkemesinin kararları “yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar” (m.153).
İslam dünyası 12. yüzyılda ekonomik çöküntü ve siyasi anarşiye sürüklenince, bir de din tartışmaları olmasın diye "içtihat kapısı kapandı" (yasaklandı!) denildi; ağır bir tutuculuk oluştu. Böylece, o çağlardaki ataerkil toplum yapısının ürünü olan yorum ve âdetler zamanla din kuralı zannedildi.
Bir müçtehidin ulaştığı sonuç ile aynı düzeydeki bir başka müçtehidin ulaştığı sonucun birinin diğerine bir üstünlüğünden bahsedilemeyeceği için “içtihat içtihadı nakz etmez” ifadesi genel geçer bir ilke olarak yaygınlık kazanmıştır.
Mecelle'nin 14. maddesinde "mevrid-i nass'da ictihada mesağ yoktur, yani ayet-hadis olan yerde ictihad yoluna gitmek caiz değildir" denilmiştir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri