Normal erişkin insanların en az %45'i zaman zaman, %25'i ise sürekli horlamaktadır. Horlama yaşla birlikte artar ve özellikle şişman erkeklerde daha sık görülür. Yaşın artması ile horlamanın görülme sıklığı da artarak 60 yaşında erkeklerde % 60'a, kadınlarda ise % 40'a ulaşmaktadır.
Uyku anından damak bölgesinin gevşemesi, solunum yolunun daralması ve hava geçişi esnasında titreşim ses oluşumunu yani horlamayı meydana getirir. 20 yaş ve üzeri 10 erkekten 5'inde görülürken, kadınlarda ise 40 yaş sonrası ve özellikle menopoz döneminden sonra başladığı görülmektedir.
Çocuklarda horlama masum bir durum olarak görülse de büyüme ve gelişme geriliği başta olmak üzere pek çok önemli soruna neden olabiliyor. Özellikle devamlı seyreden ve şiddeti giderek artan bir horlama söz konusu olduğunda çocuğun zaman kaybedilmeden detaylı bir muayeden geçirilmesi gerekiyor.
Horlama sadece erişkinlerde değil, çocuklarda da görülür. Çocuklarda horlama, gürültülü bir sesin yanı sıra sağlıklarını ve yaşamlarını tehdit eden önemli bir sorundur. Aynı zamanda okul başarısını da olumsuz yönde etkilemektedir.
İlgili 21 soru bulundu
Horlama nasıl tedavi edilir? Uyku sırasında solunumun kesilmesine neden olmayan bu tip horlamalar, uyku pozisyonunun değiştirilmesi, daha yüksek yastıkta uyunması, fazla kiloların verilmesi, hafif yiyecekler tüketilmesi, alkol ve sigara kullanımının bırakılması ve burun bandı kullanılması gibi çözümler de önlenebilir.
Ancak, horlamanın aslında ciddi bir hastalığın belirtisi olduğu durumlar da vardır. Basit horlamada, boğazınızdaki kaslar gevşediği için bir titreşim olur, ancak eğer solunum yolu tamamen tıkanıyorsa, gece nefesiniz belli aralıklarla kesiliyorsa bu uyku apnesidir ve tehlikeli bir sorundur.
Bebeklerde horlama, boğaz dokularının yumuşaması ile karakterize laringomalazi sonucu gelişebilir. Laringomalazi durumunda gırtlak yapısı bozulur ve sarkar, bu da dokuların hava yolu açıklığını kapatmasına ve kısmen tıkanmasına neden olarak horlamaya yol açabilir.
Geniz eti, doğumdan itibaren büyümeye başlayarak 3 ile 5 yaşları arasında en büyük boyutuna ulaşır. Genellikle 7 yaşından sonra küçülmeye başlar ve 10-12 yaşta ileri derecede gerilemiş olur.
Evde alınabilecek önlemler ise soğuk buhar veren nem cihazları ile bebek/çocuğun yattığı odanın nemlendirilmesi, yastık veya yatak başına uçucu bitkisel burun açıcı yağlardan damlatılması veya en basitinden bir kuru soğanın bıçakla bölünüp başucuna konması söylenebilir.
Bebeklerin 3 aylık olana kadar uykularında inlemeleri normaldir. Eğer 3 ayı geçmiş bir bebek halen uykusunda inliyorsa, sağlık sorunu olabilir. -Vücuduna yeteri kadar oksijen gitmiyor olabilir. Yetersiz oksijen alan bebeğin, her nefes alışında akciğerinde sıkışan hava, nefes almasını güçleştirebilir.
Çocuklarda Gece Burun Tıkanıklığı
Gece saatlerinde ortaya çıkan burun tıkanıklığı genellikle soğuk algınlığı, grip gibi viral ya da bakteriyel enfeksiyonlara bağlı olarak oluşur. Gündüz saatlerinde burun akıntısına yol açabilen bazı enfeksiyonlar, gece saatlerinde hızla tıkanıklığa neden olabilir.
Üst solunum yollarındaki kasların gerginliğinin azalması sonucu dilin arkaya kayarak diğer gevşek dokularla beraber titreşime yol açması; horlama sesinin çıkmasını neden olur. Yumuşak damağın ve küçük dilin normalden uzun olması, büyük bademcik ve geniz eti ya da burundaki darlıklar da horlamayı tetikleyebilir.
Yaşam kalitesini düşüren önemli sorunlardan biri olan horlama, uyku sırasında yumuşak damakta ve çevre dokularında titreşim sonucu oluşan kaba sesler anlamına geliyor. Erişkinlerin %30-40'ında görülebilen uyku apnesi ve horlama yaşamı olumsuz etkileyebileceği gibi ciddi hastalıklara da işaret edebilior.
Horlamanın REM uykusu esnasında sıkça görüldüğünü söylemek mümkün değildir. Ancak nadiren de olsa REM uykusu sırasında horlama görülebilir. Horlama rahatsızlığı genelde vücudun REM uykusuna geçmek isteyip de geçemediği anlarda olur.
Bebeklerde zaman zaman görülen horlamaların altında yatan sebep bu olabilmektedir. Üst solunum yolları enfeksiyonlarında oluşan mukus, hava yollarını kapatır, bebekler nefes almakta zorlanır ve tıkanırlar. Bu sebeple nefes alırken horlayabilirler. Burnun tıkanmasının bir diğer sebebi ise alerjidir.
Horlama, nefes alma sırasında havanın dar bir alandan geçerken, çevresindeki yumuşak dokuların titreşimiyle ortaya çıkan sestir. Alerjik nezlede görülen burun tıkanıklığı hava yolu direncini artırarak horlamaya neden olur. Burun tıkanıklığı ve horlama uykuyu bozar, hayat kalitesini ve günlük aktiviteleri etkiler.
Evet, horlamanın tedavisi vardır. Horlamanın tamamen geçmesi için en kesin tedavi yöntemi horlama protezidir.
Hava yoluna sarktığı için bir valv gibi horlamaya neden olur. Burun tıkanıklığı olan kişi havayı almak için genizde aşırı vakum yaratır. Bu vakum boğazda kollabe olabilen dokuları hava yoluna doğru çeker. Böylelikle burun açık iken horlamayan kişide horlama görülmeye başlar.
Solunumu durana kadar horlayan kişi, gürültülü bir homurdanma ile yeniden nefes almaya ve horlamaya devam eder. Gerekli önlemler alınmadığında uyku apnesinin dikkatsizliğe yol açarak trafik kazası riskini 7-8 kat arttırdığı ve iş kazalarına neden olduğu biliniyor.
Ağır horlama probleminiz yoksa yatış pozisyonunuzu değiştirmeyi deneyin. Dil geri düştüğü ve hava yollarının üzerine baskı yaptığı için bu yatış pozisyonu horlamaya yol açabilir. Yüzüstü veya yan yatarak uyumak tercih edilebilir.
HORLAMA SORUNU YAŞAYANLAR HANGİ POZİSYONDA YATMALI? Horlama en çok sırt üstü yatar pozisyonda ortaya çıkar. Bu nedenle horlama sorunu olanlar yatağın sağ ya da sol tarafına dönük olarak yan pozisyonda uyumalıdırlar.
Eğer birden fazla yastıkla yatıyorsanız boynunuzdaki eğim nefes akışını etkileyebilir bu da horlamaya neden olabilir. Bu nedenle mümkün olduğunca tek yastık veya yastıksız yatmaya kendinizi alıştırın. Yapılan araştırmalar obezite ve horlama arasında yakın bir ilişki olduğunu kanıtlıyorlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri