Ancak içeriğindeki yüksek oranda tuz nedeniyle turşunun her gün ve aşırı miktarda yenmemesi gerekiyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Sıla Bilgili Tokgöz “Sağlıklı kişilerde turşunun haftanın 2 günü, maksimum bir avuç içi kadar tüketimi yeterli gelecektir.
Sürekli aç hissine yol açan sodyum kilo alımı kolaylaştırır. Bu yüzden gün içinde miktarında turşu tüketilmesi faydalıdır. Çok fazla tüketilen turşu mide içindeki asidin dengesizleşmesine yol açar. Asit artıkça ülser ve reflü gibi hastalıkların yaşanmasına neden olabilir.
Turşular 2 haftalık bir süre zarfında olgunlaşıyor. 2 hafta ağzı kapalı kalan turşular açılarak kolayca tüketilebilir.
Bu, son zamanlarda popülerliğinde artış görülen başka bir lahana turşusu şekli olan kırmızı lahana lahana turşusu da çok sayıda iyi bakteri ve yüksek C Vitamini içerir. Bu sayede kırmızı lahana turşusu tüketimi, güçlü bir bağışıklık sistemi için mükemmel bir seçimdir.
Ancak turşuyu yüksek oranda sodyum içerdiği için; yüksek tansiyonu, diyabeti, böbrek yetmezliği ve mide hastalıkları olanların çok kontrollü yemeleri hatta hastalık düzeylerine göre hiç yememeleri gerekir.
İlgili 38 soru bulundu
Turşu Suyunun Zararları
Yüksek sodyum oranına sahiptir. Fazla tüketildiğinde idrara çıkama sorununun yanı sıra şişkinlik ve şişme gibi problemlere yol açabilir. Hazımsızlığa yol açabilir. Tuz oranı çok yüksek olduğu için yüksek tansiyonu olan kişilerde tansiyon artışına yol açabilir.
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yapılan akademik bir araştırmaya göre yoğurt, turşu ve kombuça gibi mayalanmış yiyecek ve içeceklerin bağırsaklardaki yararlı bakterileri (probiyotik) artırdığı ve vücutta oluşan iltihapları (inflamasyon) azaltmaya yardımcı olduğu ortaya çıktı.
Tabloda da göründüğü gibi kapalı kavanozdaki turşular tavsiye edilen tüketim tarihinden sonra bile birkaç ay daha tüketilebilir. Bu ürünleri açmanız durumunda buzdolabında saklarsanız ve tüm sebzeler suyun içinde kalmak şartıyla 3 ay kadar daha tüketebilirsiniz.
Eğer kabın kapağında sorun varsa, hava boşluğu kalır ve kapaktan hava alır bu da turşunun bozulma riskini arttır.
Turşu, içerdiği yüksek sodyum oranından dolayı diyabet, tansiyon, böbrek ve mide hastalığı olanlar turşuya temkinli yaklaşılması gerekiyor. Bu hastalıkları olan kişiler mutlaka hekim ve diyetisyenlerine danışarak turşu tüketimini kontrollü bir şekilde tüketmeli ya da hastalık düzeylerine göre hiç tüketmemeliler.
Aynı zamanda yüksek lifli sebze ve meyvelerden yapılan turşular bu yolla da dışkı hacmini artırarak, metabolik atıkların vücuttan daha rahat atılmasını sağlayıp kabızlığa iyi geliyor.
Yüksek miktarda tuz alımı yüksek tansiyonun en önemli sebeplerinden biri olmuştur. Çok fazla sodyum alımı da vücudun susuz kalmasına neden olarak böbrek hasarı, kalp krizi ve inme riskini arttırabilir. Bu sağlık riskleri akılda tutulmalı ve turşu tüketiminde kesinlikle aşırıya kaçılmamalıdır.
Turşu eğer dikkatli bir şekilde tüketilirse kilo aldıran bir şey değildir. Fakat içeriğindeki tuz ve sirke oranı ile vücutta su tutumuna sebep olabilmektedir. Bu nedenle dikkatli tüketilmesi gerekir. Kilo aldırmamasının sebebi ise turşunun kalorisinin oldukça düşük olmasıdır.
Bu konuda alkol miktarının %1 seviyesinin altında kontrol edilmesi istenir. Bu ürünlerden turşularda önce tuz katkısı, daha sonra asitlik artışı ile alkol miktarı %1'in altında sınırlanır. Havasız, vakum kilitli sistemlerde kurulan turşularda alkol miktarı daha yüksek olur.
Severek yenilen ve genellikle yemeklerin yanında tercih edilen turşu, insan vücuduna oldukça faydalıdır. Kalorisi az olan bu besin, diyet listelerinde de yer alır. Vitamin ve mineral açısından zengin olan turşu, aşırıya kaçmadıkça kilo vermenize destek olur.
ABD'deki Maryland Üniversitesi araştırmacıları, turşu ve yoğurdun birlikte tüketilmesinin stres, utangaçlık, anksiyete ve birçok psikolojik soruna iyi geldiğini ortaya çıkardı.
Turşu sadece vücut sağlığımıza değil, cilt sağlığımıza da oldukça faydalı bir besin kaynağıdır. Tahriş olan cildi yatıştırma özelliğine sahip olan turşunun diğer faydaları ise şu şekildedir: Turşu suyu güneş yanıklarına karşı etkili bir besindir. Güneş yanıklarının acısını giderir ve iz kalmasını engeller.
Antioksidan özelliği gösterir.
Salatalıkta bulunan doğal antioksidanlar turşu formunda korunabildiği için, vücutta oluşan hücre hasarı ya da kanser oluşumuna neden olan hücre zedelenmelerinin onarılmasına olanak sağlıyor.
Bu uygulamanın yeni olmadığını belirten Ranchordas, 'Turşu suyu kullanıldığında ağız sirkeyi algılandığında beyin kasın gevşemesi için kaslara sinyal gönderir' ifadelerini kullandı. Turşu suyu sporculara giren krampları önlemek değil onların krampları rahatlat için kullanılıyor.
Yüksek miktarda tuz içerdiğinden turşu suyunun tansiyon hastaları tarafından tüketilmemesi ya da az miktarlarda tüketilmesi önerilir. Fazla miktarda turşu suyu tüketmek asit içeriği nedeniyle gut hastalığı bulunanlar için zararlı olabilir.
Eğer turşu suyu içilecekse limondan yapılması gerekiyor. Ama turşu suyu içilmeyecekse sirkeyle yapılmalıdır. Sirke turşuyu eritebilir. Çok fazla limon konursa yine erir.
Konserve turşular çok tüketildiğinde mide rahatsızlıklarına yol açabilir, hatta kansere bile dönüşebilir diyen Onkoloji uzmanı Yavuz Dizdar şunları söyledi: "Besin kalitesizse sindirim sistemini besleyemiyorsunuz. Bunun illaki sindirim sisteminde bir riski var. En azından gastrit olursunuz, ülser olursunuz.
En iyi turşu suyu ne sirkeyle ne limonla yapılır. Asri'ye göre en iyi turşu suyu kaya tuzuyla yapılır. Turşu yaparken kaya tuzu kullanırsanız harika bir turşu yapabilirsiniz. Turşu yapmanın püf noktası ise; sebzelerin iyi yıkanması ve doğru kombinasyondan geçiyor.
Aşırı turşu tüketiminin beraberinde çeşitli sorunları getirebileceğine işaret eden Koçoğlu, 100 gram turşuyla ortalama 6 gram tuz alınmış oluyor. Kalp, hipertansiyon, kronik böbrek hastalarında sorun yaratabilir. Tuz tüketiminin artması mide kanseri, kemik erimesi gibi birçok hastalığın artmasında rol oynuyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri