1783- Helâl mal, haram malla birbirinden ayırt edilmeyecek şekilde karıştığında, haram malın sahibi ve miktarı belli olmaz, haram olan miktarın humustan az veya çok olduğu bilinmezse, humusu verildikten sonra helâl olur.
Başka malları, mülkü kabul edilir. Onları verince almak haram olmaz. Haramdan topladığı malları, kendi helal malı ile yahut birbirleri ile karıştırsa, buna Mülk-i habîs denir. Bu habis karışımdan verince, haram olduğunu tanımadığı malı, parayı almak caiz olur.
' İçki, uyuşturucu ve kumar gibi haram yollardan elde edilen mallar, muhtaç olan kişilere veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkartılır. Başkasının hakkına girerek elde edilen mallar ise sahibine iade edilmelidir. Olur da sahibi bulunamazsa mirasçıları araştırılır ve kendilerine teslim edilir.
Değerli kardeşimiz, Öncelikle haram yoldan kazanılan para kişinin malı olmadığı için onu kullanamaz; kullandığı takdirde günah işlemiş olur.
Meşru olmayan yoldan kazanılan bir malı, bir parayı şahsın kendisinin yemesi caiz olmayıp, haramdır. Eğer bu mal hırsızlık, gasp gibi yollarla haksız yere ele geçirilmişse, insanın onu kazancından ayırması, uzaklaştırması gerekir. Bu halde sahibi belli ise, malın ona verilmesi gerekir.
İlgili 15 soru bulundu
Yediği, içtiği ve giydiği haram olan kişi, yaşayan bir ölüden farksızdır. Haram, afyon gibi insanı gaflete sürükler; Allah'a itaatten uzak bırakır. Yani zehir bulaşan bir beden nasıl ki elden ayaktan düşüyorsa, haram yiyen ruh da zehirlenmiş olur ve dolayısıyla da ibadetlere karşı elden ayaktan düşmüş olur.
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Helal para helal, haram para haram yere gider. Bunlar birbirlerine gitmez.
- Çalıntı bir araba ile bir yerden bir yere taşınan helal mal haram olur mu? Bu araba ile mal taşıyan kimse, bundan para kazanıyorsa bu para haram olur. Taşınan mal haram olmaz; çünkü malın mülkiyeti helal yoldan elde edilmiştir. Bunu, taşıyanın günahı etkilemez.
Bu sebeple bu malı kabul etmesinde hiçbir sakınca yoktur. Bu yardımın, -dînî konuda birtakım şeylerden vazgeçmeye veya bırakmaya sebep olmaması kaydıyla-, müslüman veya kâfir olan bir devlet tarafından verilmesi arasında hiçbir fark yoktur. Allah Teâlâ en iyi bilendir.
Haram malı, hediye vermek caiz olmaz. Haram olduğunu bilenin de, bunu alması caiz olmaz. Eline, haram mal, mesela para geçen, bunu sahibine vermeli, sahibi bilinmiyorsa, fakire sadaka vermelidir. Başka yere vermesi günah olur.
Bir fıkıh terimi olarak haram; Cenâb-ı Hakk'ın yapılmamasını kesin ve bağlayıcı tarzda istediği fiil, yapılması günah olan, terk edildiğinde ise sevap kazanılan ve aksi bir delil bulunmadığı sürece kesin olarak yasaklanan her şey demektir.
Türkiye'de internet üzerinden bahis ve kumar her geçen gün yaygınlaşırken, 'Milli haram' piyango da bu 'haram çarkı'na su taşımaya devam ediyor. Yılbaşı öncesi vatandaşları bir kez daha uyaran İlahiyatçı Mehmet Bayraktutar, “Allah'ın yasakladığı haram bir işin kazananı olmaz. Haramdan hayır gelmez.
Değerli kardeşimiz, Miras bırakan kimse, o malı haramdan kazanmış, faiz, rüşvet, gasp ve karaborsacılık gibi yollardan temin etmişse, mirasçısı o malı yiyemez.
Soru: Zamanında 15 bin lira kredi çekip 1.600 lira civarı faize bulaşan bunu ödemek zorunda olup harama bulaşan pişmanlık yaşayan bir insan bu günahına kefaret olarak ne yapabilir? el Cevab: Tevbe edilmelidir. Bir daha geri dönülmemelidir. Tevbe geri dönmemek üzere azmetmeyi içeren pişmanlık duygusudur.
Haram yollarla kazanılan para ve mallara gelince; mirasçıların fakir olmaları durumunda söz konusu mirastan yararlanmaları câiz ise de fakir olmayan mirasçıların yararlanmaları câiz değildir. Bu tür para ve malların, fakirlere veya hayır kurumlarına verilmesi gerekir.
Bir kimse, Allahü teâlâ emrettiği için çalışır, rızkını helal yoldan ararsa, ezelde belli olan rızkına kavuşur. Bu rızk, ona bereketli olur. Bu çalışmaları için de sevap kazanır.
Pahalı şeyler almanın haram olduğu sık sık işitilir. Gerçekten öyle midir? Aslında, hepsi koşullara bağlıdır. Parayı helal yoldan kazandıysanız ve haram şeylere harcamadıysanız, bu tür şeyleri satın almanızda bir sorun yoktur.
Rayiç fiyattan ucuza almak ise mekruh olur. Zekât olarak verilen ticaret eşyasının fiyatı her yerde aynı değildir. Geri alınırsa, fakir zarara uğratılabilir. Bu bakımdan ticaret eşyasını fakirden geri satın almak mekruh olur.
İslâm'da mevcut olmayan ve meydana gelmeme tehlikesi bulunan ma'dûmun satışı yasaklanmış; fakat selem akdi bundan istisna edilmiştir. Meselâ, on dönüm tarladan çıkacak ürünü peşin para ile satmak ma'dümun satışı olup, câiz değildir.
Yani, haram ya da helal kılma yetkisi sadece Allah''a aittir. İnsanlar O''ndan bağımsız olarak böyle bir yetkiye sahip olamazlar. Allah bu yetkisini ya bizzat kendisi vahiy ile açıklar, ya da elçisine açıklatır.
Faize ve benzeri haramlara helal diyen kimsenin niyetine ve anlayışına bakmak gerekir. Eğer İslâmî kaynaklardan helal olduğu sonucunu çıkardığını söylüyorsa hata etmiştir, hatası icmaa aykırıdır, onunla amel edilemez, ama kişi kafir olmaz.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, buluntu eşyaya sahiplenmenin caiz olmadığına hükmetti. Kurul, büyükşehirlerde nüfus yoğunluğu sebebiyle sahibine ulaşılamayan buluntu eşyaların ise devlet yetkililerine teslim edilmesi tavsiye edildi.
Cevap: Allah tarafından yapılmasına izin verilen veya âyet ve hadislerde yasak edilmeyen her şey, fiil ve davranış helal sayılır. Zıddı haram olup, Allah tarafından kesin bir delille yasaklanan şeydir. Bir şeyin yasak oluşu kesin emirle değil de, zannî delille sâbitse o şey mekruh adını alır.
Haram olan şeylere muharremât denir. Haramı işlemeyenler sevap, işleyenler de günah kazanırlar. Bazı durumlarda bunun dünyevi cezası da vardır.
İslâm dini, kişilerin meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helal yollardan sağlamalarını emreder. Gayrimeşru ve haram yollarla elde edilen kazanç ile ibadetler yerine getirilemez.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri