“Faiz yalnızca İslam dininde değil Hristiyanlık ve Yahudilikte de şiddetle yasaklanmıştır” Faiz yalnızca İslam dininde değil Hristiyanlık ve Yahudilikte de şiddetle yasaklanmıştır. İncil'de ve Tevrat'ta da faiz yasağı ile ilgili ayetler bulunmaktadır.
Tora'da, faiz yönetmeliği Çıkış 22:25-27, Levililer 25:36-37 ve Tesniye 23:20-21'de ifade edilmiştir. Levililer kitabında, fakir olanın maddi bağımsızlığını kazanması adına parasal veya yemek borcu verilmesi teşvik edilir fakat adı geçen diğer iki kitabın aksine herhangi bir faiz uygulamasını yasaklar.
“Allah, alım satımı helal, faizi haram kılmıştır.” (Bakara 2/275) Bu sebeple çalışmanın amacı faizi net bir şekilde tanımlayarak, onun diğer ticari faaliyetlerden ayrılmasını kolaylaştırmaktır.
İslâm hukukunda faizin iki türü bulunmaktadır. Bunlardan biri “borç faizi” (ribe'd-düyûn), diğeri ise “alış-veriş faizi” (ribe'l-büyû) olarak isimlendirilir. Piyasada daha çok bilinen ve modern iktisatta da faiz olarak isimlendirilen riba, fıkıhta yalnızca borç faizine tekabül etmektedir.
Müslüman başka birisinin malını ancak bir mal veya iş karşılığında alabilir. Hiçbir ekonomik değeri olmayan vade: zamandan dolayı bir kişinin parasını almak onu karşılıksız almak demektir. Bu yüzden dinimiz faizi başkasının malını haksız yere almak olarak tanımlamış ve haram kılmıştır.
İlgili 19 soru bulundu
Hristiyanlıkta Faiz
İncil'de Tevrat'taki gibi faizle ilgili açık hükümler görülmemektedir. Hristiyan öğretilerine göre faiz de kâr da caiz görülmemektedir. Özellikle paradan elde edilen artı kazanç kesin surette yasaklanmıştır (Visser ve Macintosh, 1998).
Dâr-ül-harbde, yalnız kâfirlerden faiz alan bir bankaya para yatıran bir müslümanın, bu paranın faizini alması helal olur. Bu bankadan ödünç para alıp faiz verenlerin hepsi müslüman ise, bankaya yatırılan paranın faizini almak haram olur.
Tarihi kayıtlara göre, faizle ilgili ilk düzenleme Mezopotamya'da Hammurabi Kanunları'nda yer almaktadır.
İslam'a göre faizin her çeşidi haramdır (Bakara, 2/275-279; Buhari, Libas, 96; Müslim, Müsakat 105, 106). Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak veya vermek caiz değildir.
Faizin bütün mallarda haram kılınmasının hikmeti, karşılıksız fazlalıktan ibaret olması ve bunu alanların borçlu aleyhine servetlerinin artması, giderek yoksulun daha yoksul, zenginin de daha zengin hale gelmesi ve bunun topluma verdiği zarardır (II, 458 vd.).
Bankaların, belirlenen vade sonunda kendilerine yatırılan paraya belli bir oranda fazlalık/faiz vermek üzere açtığı hesaplara “vadeli mevduat hesabı” denir. Müslümanlar faizli mevduata bilerek ve isteyerek para yatırmamalıdırlar. Çünkü bu tür mevduat hesaplarına tahakkuk ettirilen fazlalıklar faiz olup dinen haramdır.
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Bunun sebebi onların, 'Alım satım da ancak faiz gibidir' demeleridir. Hâlbuki Allah alım satımı helal, faizi ise haram kılmıştır.
Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah'a kalmıştır. (Allah, onu affeder.)
Tefecilik ve faizli borç vermek İncil'de katı şekilde yasaklanmıştır (Exodus 22:25-27; Deuteronomy 23:19,20).
Çivizade'nin diğer katılıklarından da rahatsız olan Kanuni onu azletti, 1542'de Ebussuud Efendi'yi şeyhülislam yaptı. Ebussud Efendi yüzde 12'yi geçmemek kaydıyla para vakıflarının faizle “muamele” yapmasını onayladı.
1) Kur'an-ı Kerim'de faiz yer, zaman ve kişi ayırımı yapılmaksızın kesin olarak haram kılınmıştır.
Aziz Kardeşlerim! Faiz haramdır; çünkü İslam'ın hukuk ve ahlâk sisteminin temelinde yer alan “Hak” kavramına aykırıdır.
İslam'da faiz, kesin olarak haram kılınmıştır. Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak da vermek de caiz değildir. İş kurmak veya genişletmek; ev, araba satın almak üzere kişi, kuruluş veya bankalardan alınan faizli krediler de bu kapsamdadır ve caiz değildir.
Şahıslar veya kurumlarla yapılacak faizli kredi işlemleri de bu kapsamdadır. Bu itibarla haram olan bir işlemi yapmak caiz olmadığı gibi ona aracılık yapmak ve destek olmak da caiz değildir (Mevsili, el-İhtiyar, II, 406).
Osmanlı İmparatorluğu, İslami bir imparatorluktu. İslam'da faiz yasaklanmıştı, haramdı. Yasaklanmış bu faiz ve tefeciliğe riba deniyordu. Osmanlı'da kredi ilişkileri Avrupa'daki gibi gelişmedi, ama faiz gerçeği her zaman işlemeye devam etti.
Bakara suresinin 275 ayetinde “Kim faizciliğe. dönerse cehennemden çıkamayacaklar”der Allah-u. Teala.MB başkanı aklınca faizi 16'dan 15'e, 1 puan. düşürerek cehennemden kurtulamaz.
Faiz getirisi olmayan temel bir hesap olma niteliği taşıyan vadesiz mevduat hesabı ve belirli bir süre sonunda faiz kazandıran vadeli mevduat hesabı, banka müşterileri tarafından sıklıkla kullanılan hesaplar arasında yer alır.
Böyle bir uygulama faiz değildir, caizdir. Ancak, vadesiz mevduat hesabına yatırılan paranın faiz gibi dinen meşru olmayan işlemlerde kullanılması da söz konusu olabileceğinden, bu hususta meşru seçenekler olduğu sürece, zorunluluk olmadıkça paranın böyle bir hesapta tutulması dinen uygun değildir.
Türkçe'de kullanılan “faiz” kelimesi de Arapça kökenli olup genelde ribâ ile eş anlamlı kabul edilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri