Nihat Hatipoğlu, soruyu şöyle yanıtladı: "Efendim teyze kızı, amca kızı, hala kızı, dayı kızı hepsi caiz olan evliklerdir. Kuranı kerimde helal olan ve haram olan evlilikler belirtilmiştir. Bu nedenle de teyze, amca, dayı kızıyla evlenmekte hiçbir dini sakınca yoktur.
Amca kızı, dayı kızı, hala kızı ve teyze kızı ve yenge, yani kardeş zevcesi (Zirahm-i mahrem) değildir. Yani bu beş kadın, yabancı demektir. Bu beş kadın yabancı olduğundan, bunlarla evlenmek caizdir. Fakat, bunlardan ilk dördü ile evlenmek tenzihen mekruhtur.
Amca, hala, teyze, dayı ile yeğen arasında evlenme engeli vardır. Ancak hala, dayı, amca, teyze olan üçüncü derecenin çocuğuyla evlenebilmek mümkündür. Halk arasında kuzen diye bilinen dördüncü derece hısımlık ile evlenilebilir; herhangi bir yasak konulmamıştır.
Kişi kendi yeğeniyle, halasıyla, teyzesiyle, dayısıyla hiçbir şekilde evlenemez.
Kuzenden kastınız amca, dayı, hala ve teyze çocukları ise, hepsi ile evlenmek caizdir. Fakat tenzihen mekruhtur.
İlgili 42 soru bulundu
“Dinimizde, kuzen olarak nitelendirilen, amca, dayı, hala ve teyze çocuğuyla evlenmesi caiz görülmüş ama çok da tavsiyeedilmiş de değil. Uzak evlilikler tavsiye edilmiş. Ama sınır odur. Ondan sonrası 'Haramah' dediğimiz, evlilikleri kesin bir şekilde haram kılınan kişilerdir.
Meal (Kur'an Yolu)
Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşin kızları, kız kardeşin kızları, sizi emziren anneleriniz, sütbacılarınız, eşlerinizin anneleri, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı.
Kendileriyle evlenilmesi haram olan kadınlar şunlardır: Anne, anne veya baba tarafından olan büyük anneler, kız, oğlan ve kızın çocukları yani torunlar, kız kardeş, kız ve erkek kardeşin kızları, hala, teyze, eşin annesi, kendisiyle birleşilen eşin başka kocasından olan kızı, oğlun eşi, evlilikleri devam ettiği sürece ...
“Zina eden erkek ancak zina eden veya Allah'a ortak koşan bir kadınla evlenir. Zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya Allah'a ortak koşan bir erkek evlenir. Bu yani zinakâr müşrikler ile evlenmek, müminlere ha- ram kılınmıştır.”
İslâm hukuku da belirli şartların ve gerekçelerin bulunması halinde çok eşlilik kurumunu bir ruhsat hükmü olarak kabul etmiş ve bunun sayısını dört ile sınırlandırmıştır.
Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından hazırlanan “Fetvalar” kitabında “Kız kardeşi, teyzesi, halasıyla evlenilebilir, eş öldüyse eniştenin beklemesine gerek yok!” ifadesi yer aldı.
Eğer ablanızla evlenmiş olsaydı, onunla evli bulunduğu sürece sizinle —ikinci bir eş olarak- evlenemezdi, iki kız kardeşi aynı zaman içinde birden almak, nikahlamak caiz değildir. Ama mesela ölmüş bir kadının kız kardeşi ile (yani baldız ile) evlenmek caizdir.
Diyanet şöyle buyurmuş: "Evlat edinenle evlatlık arasında evlenme engeli yok." İnsan, evladıyla da evlatlığıyla da evlenmez.
İslamiyet gelmeden önce Arap Yarımadasında erkekler, sayı tahdidi olmaksızın, istedikleri kadar kadınla evlenebilirlerdi. İşte Kur'an-ı Kerim bu cahiliye âdetine bir sınırlama getirdi; azami olarak dörde kadar evlenebileceğini açıkladı.
Dört ay veya daha fazla bir süre eşinizle cinsel ilişkiye girmeseniz de nikahınız düşmez. Bu konuda bir süre de yoktur. Uzun sürede ayrı kalsalar da, sırf ayrılık sebebiyle nikaha zarar gelmez.
Cevap metni. Allah'a hamd olsun. Kadın eşinin teyzesi ve halası, mahrem sayılmaz. Bilakis yabancı kadın hükmünde olup onlarla birlikte tek başına kalamaz ve onlarla tokalaşamaz.
Zina eyleminde cinsel ilişkiye girme şartı bulunmaktadır, sadakat yükümlülüğünün ihlalini içermektedir. Boşanmanın özel sebepleri arasında olan ve kusura dayalı olan bir boşanma sebebidir. Dava çekişmeli boşanma olarak görülmektedir. Zinayı öğrenen eş, çekişmeli boşanma ile boşanmak zorunda değildir.
Dolayısıyla hallolunmamış bir yönü yoktur. Zina sebebiyle nikah düşmez.
Allah'a hamd olsun. Birincisi: Her kim zina, hırsızlık, içki içmek (Allah korusun) dinden çıkmak gibi büyük günahlarla mubtela olursa; vacip olan yaptığı günahı bırakıp pişman olmakla birlikte Allah'a tövbe etmesidir. Ayrıca günaha tekrar dönmeme ve varsa hakları hak sahiplerine iade etmektir.
Aslında Türkiye'de yasal evlilik yaşı mevcut kanunda belirlenmiş durumda. Medeni Kanunu'un "ehliyetin koşulları ve yaş" başlıklı 124. Maddesinde "Erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez" diyor.
Bu itibarla evlilik, meşru bir mazeret olmadıkça terk edilmemesi gereken bir sünnet olarak görülmüştür (bkz. İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 3/7). Bununla birlikte evlenmediği takdirde günaha girme ihtimali yüksek olan kimsenin evlenmesi vaciptir.
17 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını doldurmamış olup kanuni temsilcisinin evlenmesine izin vermediği kişiler evlenemez. Kısıtlılık altında olup kanuni temsilcisinin izin vermediği kişiler evlene. Annenin veya babanın kendi çocuğu veya torunları ile evlenmesi yasaktır.
2344- Anne, kız kardeş, kendi kızı, hala, teyze, kardeşin kızı, kız kardeşin kızı ve kayın velide gibi insana mahrem olan kadınlarla evlenmek haramdır.
Nâmahrem: Haram olmayan, yani bir kadının evlenmesinde; dinen bir mahzur olmayan erkek demektir. Babası, kayınpederi, oğlu, kocasının eski hanımından olan oğlu, kardeşi, erkek ve kız kardeşlerinin oğulları, amcası, dayısı, süt kardeşi...
Bu nedenle de teyze, amca, dayı kızıyla evlenmekte hiçbir dini sakınca yoktur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri