Kompozit dolguların en büyük avantajı estetiktir. Doğru yapıldığında sağlam dişten ayırt edilemezler. Fakat bütün bu işlemler amalgam dolgu işleminden daha uzun sürer ve amalgam dolgudan en az iki katı kadar daha pahalıdır. Kompozit (beyaz) dolgu uygulaması çok fazla teknik hassasiyet gerektir.
Amalgam dolgu, neredeyse 150 yıldır diş çürümesinin neden olduğu boşlukları doldurmak için kullanılan bir malzemedir ve halk arasında gümüş dolgu diye de bilinir. Amalgam dolgunun neredeyse %50'si cıva, %22-32'si gümüş, %14'ü kalay ,%8'i bakır gibi elementlerdir.
Kalsiyum Hidroksiapatit de hyalüronik asit gibi vücudumuzda, özellikle kemiklerde doğal olarak bulunan bir madde olmaktadır. Kalsiyum dolguları hyalüronik asit dolgularına göre ciltte daha uzun süre kalmaktadır ve doğal olarak etki süreleri daha uzun olmaktadır.
Hem estetik hem de sağlık olarak seramik ve kompozit dolgular daha üstündür. Yıllar öncesinde başarılı bir materyal olan amalgamın etkileri araştırılmıştır. Bazı hastalar için çeşitli sorunlar meydana gelebilmektedir. Metale karşı alerjik reaksiyon gösteren hastalar için amalgam dolgular tavsiye edilmemektedir.
Beyaz dolgular iyi yapıldığında en az siyah dolgular kadar uzun ömürlü ve sağlamdır. Ancak beyaz dolguların uygulaması çok daha özen ve dikkat ister. Yeterli özen gösterilmediğinde kısa sürede olumsuz sonuçlar doğurabilir. Fakat doğru uygulanmış bir beyaz dolgu uzun yıllar ağız içerisinde kalabilmektedir.
İlgili 21 soru bulundu
KOMPOZİT DOLGUNUN ÖMRÜ NE KADARDIR? Seçilen malzemeye, uygulama hassasiyetine, hastanın ağız hijyenine ve beslenme alışkanlıklarına göre değişkenlik gösterir, genellikle 10-15 yıl bazen daha fazla ağızda kalabilmektedir.
Aynı şekilde kötü ağız hijyeni nedeniyle üretilen organik asitlerle de yumuşama ve buna bağlı renkleşme gözlenebilir. Kompozit dolgular zamanla materyalin yaşlanmasına bağlı olarak da renklenebilir. Kompozit dolgunun uzun süre renklenmeden kullanılması için materyalin uygulama kurallarına göre kullanımı önemlidir.
"Hatalı diş dolgusu nasıl anlaşılır?" sorusunun cevabını öğrenmek için dişlerinizi düzenli olarak kontrol etmelisiniz. Dişlerinizi fırçalarken veya diş ipi kullanırken herhangi bir ağrı veya hassasiyet hissederseniz, diş hekiminize görünün. Bu belirtiler, hatalı diş dolgusunun bir işareti olabilir.
Amalgam dolgu içerisindeki cıva, zehir içermediği gibi diğer metal maddeler ile birleştirildiğinde kimyasal yapısı değişeceği için zararsız bir form hali alır.
Amalgam dolgular; cıva, kalay, çinko, gümüş ve bakırdan yapılır. %50'si cıvadan oluşan amalgam dolgular dayanıklı bir dolgu malzemesi elde edilmesi için tüm metallerin birbirine bağlanmasını sağlayan benzersiz özelliklere sahiptir.
Aynı bölgede bulunan dişlere aynı seansta rahatlıkla dolgu yapılabilir, ancak dolgu yapılacak dişler aynı bölgede değilse örneğin bir diş sağ altı çenede diğeri sol alt çenede ise ve dolgu anestezi altında yapılacaksa aynı seansta iki dişe dolgu yapmaktan kaçınmak gerekir.
Yaklaşık 2-3 hafta içerisinde tam görünümü oturur.
Hangi çürüklere dolgu yapılmaz? Teorik olarak bakarsak hemen her diş çürüğüne dolgu yapılabilir. Dolgu tipinin seçiminde ise çürüğün büyüklüğü belirleyici özelliğe sahiptir. Şayet çürük derinlere ulaşmış ve sinirlerde tahribat yapmış ise köklere kadar gelmiş ise önce çürük temizlenip kanal tedavisi yapılır.
Amalgam dolgular, metal ve cıva içeriği ile ileride çeşitli rahatsızlıklara neden olabilir. Ayrıca görünüm bakımından estetik sayılmazlar. Amalgam dolgunun tek avantajı yıllar boyu dayanıklılığını kaybetmeden kullanılmasıdır. Başarılı bir şekilde uygulanan dolgu 5 – 20 yıl kalabilmektedir.
Amalgam Dolgu Yutulursa? Yutulan amalgam dolgular genellikle kırılan dolgunun küçük bir parçasıdır ve çoğu zaman kişiye zarar vermeden dışkıyla atılırlar. Genellikle endişelenecek bir durum ortaya çıkmaz.
Bu tür diş dolgularına “AMALGAM” dolgu adı veriliyor. İçerik olarak bir çeşit metal karışımı. Bu karışım içinde de en büyük sağlık riskini oluşturan metal “CİVA”. Amalgam dolgunun hazırlanma yöntemine göre dolgu yapısının %40-50'si civadan oluşuyor.
Kalıcı yüz dolguları, uygulama sonrası yok edilememekte ve cerrahi işlemlerle dışarı alınması gerekmektedir. En eski dolgu maddelerinden biri olsa da silikon, çok uzun yıllar sonra bile granülom oluşumuna sebep olabilmekte, enfeksiyon veya migrasyon gibi yan etkiler meydana getirebilmektedir.
İlk 4 saat boyunca yüz üstü yatılmamalıdır. İlk 24 saat içinde yüz ovuşturulmamalı, yüze masaj yapılmamalı, kaş aldırılmamalı, saç boyanmamalı ve makyaj yapılmamalıdır. İlk 24 saat içerisinde yüzde kızarıklığa sebep olabileceği için, sıcak banyo ve duş yapılmamalı, yoğun güneşe maruz kalınmasından kaçınılmalıdır.
Hatalı dolgu işlemlerinde diş hekimleri farklı müdahaleler gerçekleştirebilir. Bunlardan ilki dolgunun sökülerek tekrar yapılmasıdır. Dolguyu yapan diş hekimine tekrar başvurulduğunda hatalı dolgunun yerine yenisi yapılabilir. Problem daha da büyürse ve diş kaybı söz konusu olursa kanal tedavisi de yapmak mümkündür.
Dişlere uygulanan dolgu tedavisi ile amaçlanan dişin ağızda kalması ve görevini yerine getirmeye devam etmesidir.Dolgunun yapılmış olması bir dişin tekrar çürümeyeceği anlamına gelmez. Gerekli ağız hijyeni sağlanmaz ise dişler tekrar çürüyebilir.
Diş dolgusu sonrası yenen yemek ve içeceklerden sonra, yeni dolgulu dişlerin fırçalanması, iple temizliği veya gargara yapılmasında hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Dişin sinirlere yakın bölgesinde yapılan dolgu işlemi sonucunda, düzelmesi biraz daha fazla zaman almaktadır.
Diş dolgusu amalgam malzemeden yapılırsa gri, kompozitten yapılırsa beyaz, altından yapılırsa sarı bir renge sahip olur. Tedavi edilecek dişin ağızda bulunduğu yere ve durumuna göre diş hekimleri bu materyallerden uygun olanını dolgu işlemi sırasında kullanır.
Eğer hasta çok yaşlı veya başka bir sağlık problemi nedeni ile kanama ve tükürük kontrol edilemiyorsa mutlaka amalgam dolgu tercih edilmelidir. Kompozit (beyaz) dolgular uygun şartlarda ve kaliteli malzemeyle yapıldıklarında çok uzun ömürlü ve sağlam dolgulardır.
gri - yeşil renklenmeler neden olur? Gri, kahverengi veya yeşil renklerde görülebilen bu tip diş renklenmelerine genellikle üst çene ön süt dişlerinde rastlanılmaktadır. Erkeklerde kızlardan iki kat daha fazla görülen bu tip renklenmenin sebebi, süt dişlerinin sürmesi esnasında diş yüzeylerinde kalan doku artıklarıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri