Gözde oluşan ağrılar; göz kuruluğunun olması, göz iltihaplanmaları, göz tansiyonu, göz nezlesi, blefarit, katarakt, arpacık çıkması, göz alerjisi, konjonktivit ismi verilen göz nezlesi ile olabilir.
Genel olarak bakıldığında göze vuran baş ağrısının en fazla görülen nedeni küme tipi baş ağrısı olmaktadır. Küme tipi baş ağrısı dayanılmaz olan, şiddetli ağrı, sık olarak bir gözün etrafından başlayan bir şekilde yayılım göstermektedir. Ağrı bazı zamanlarda yüz, boyun, omu, baş ve diğer alanlara da yayılabilmektedir.
Tekrarlayan göz ağrıları varsa, gözümüzde bunun yanında kızarıklık, yanma, batma, görme bulanıklığı, çapaklanma gibi belirtilerde eşlik ediyorsa herhangi bir tedavi başlamadan önce muhakkak göz doktoruna muayene olmak gereklidir. Bu muayenenin sonucunda görme kaybı yaratabilecek ciddi hastalıklara ekarte edilmektedir.
Gözde ağrılar farklı şekilde ortaya çıkabilir. Göz arkası ağrısı birçok nedenden kaynaklanıyor olabilir. Göz arkası ağrısı enfeksiyon nedeniyle olabileceği gibi stres nedeniyle gergin olmak, migren, göz tansiyonu hastalığı (glokom) ve sinüzit hastalığı etkisiyle de görülebilir.
Tek gözde görülen ağrı sinüzit ya da migrene işaret olabilir. Arpacık ya da blefarit: Göz kapağı üzerinde ortaya çıkan, ağrılı ve acılı bir hastalıktır. Göz ağrısı ile birlikte bu hastalık meydana gelebilir. İritis: Nadir olarak görülen bu hastalık, göz içinde yer alan irisin iltihaplanması anlamına gelir.
İlgili 43 soru bulundu
Ağrı göz çevresinde veya göz arkasında hissedilebiliyor. Göz kuruluğu, göz tansiyonu, gözlerde uçuk gibi bazı göz enfeksiyonları, arpacık ile göz migreni ağrının başlıca sebebi. Sinüzit de göz ağrısı yapan en önemli sebeplerden birini oluşturabiliyor.
“Teknoloji ilerlemeye devam ederken, gözlerimizi daha sık biçimde ve daha uzun süreler boyunca kullanma ihtiyacından kaçmak zordur,” diyor. Stres kesinlikle gözlerinizi ağrıtabilir. Örneğin dijital göz yorgunluğu baş ağrılarını tetikleyebilir ve gözlerin etrafındaki kaslar gerginleşebilir.
Halk arasında "Göz Tansiyonu" ya da "Karasu Hastalığı" olarak bilinen glokom, göz içi basıncının sıklıkla yükselmesi nedeniyle görme sinirinin zarar görmesidir. Buna bağlı olarak kişinin görme alanında yavaş yavaş daralmalar meydana gelir.
Ağrı başın arka tarafından ve enseden başlar, yukarı doğru yayılır. Bazen göz çevresine dek yayıldığı olsa da bu durum nadiren görülür.
Siyah çay, salatalık gibi ürünler ile gözlere kompres yapılarak gözleri dinlendirmek mümkündür. Soğuk suya batırılmış ıslak havlu ya da bez ile de gözler dinlendirilebilir. Papatya çayı içmek ise vücudu sakinleştirdiği gibi gözlerin de dinlenmesine yardımcı olacaktır.
Göz migreni gözün şiddetli bir biçimde ağrımasına denmektedir. Esasında migren çeşitleri arasında göz migreni gibi bir alt tür yoktur ama genelde hastalar göz ağrısını göz migreni olarak tanımlamaktadır. Tek taraflı migren, gözü ve şakak kısmını da etkilemektedir. Göz migreninde gözde kızarma, sulanma, şişme de olur.
Göz yüzeyinde hissedilen ağrı, genellikle kaşındırıcı ve yanıcı karakterdedir. Bu tip ağrının sebebi; yabancı cisim batması, enfeksiyon ya da travma olabilir. Göz yüzeyinde hissedilen oküler göz ağrısı tedavisinde göz damlası ve dinlenme genellikle yeterli olur.
Kişi bu tür bir ağrı yaşadığında mutlaka doktora danışmalıdır. Gerekli muayene ve tetkikler yapıldıktn sonra göz, kulak burun boğaz ve nöroloji doktorları tarafından multidisipliner bir anlayışla tedavi yoluna gidilebilir.
Baş ağrısı için hastanelerin Nöroloji kliniklerine başvurmak gerekir.
Hastaların büyük bir bölümünde herhangi bir belirti görülmez. Erken dönemde bazı hastalarda sabahları belirginleşen baş ağrıları, zaman zaman bulanık görme, geceleri ışıkların etrafında ışıklı halkalar görülmesi, televizyon izlerken göz etrafında ağrı, vb. belirtiler ortaya çıkabilir.
Tansiyonun göze vurması özellikle tansiyon hastalığı iyi tedavi edilmeyen kişilerde meydana gelir. Hipertansiyonun göze vurması durumunda retina tabakasından damardan sızıntı meydana gelir, bu sızıntılar görme merkezini etkilediğinde görmede bulanıklık ve az görme meydana gelir.
Beyin kanaması, felç, kalp, damar hastalıkları ve böbrek yetmezliğine yol açabilen hipertansiyonun vücutta en çok etkilediği organlar arasında göz de var. Hipertansiyonun gözün retina tabakasında yaptığı hasar nedeniyle, körlüğe kadar gidebilen hastalığa hipertansif retinopati deniliyor.
Bulanık görme
Eğer vücudunuzda bir tansiyon düşüklüğü söz konusuysa bunun en yaygın belirtilerinden biri bulanık görmeye başlama olacaktır. Eminiz siz de çevrenizdeki en az bir kişiden "Aniden gözüm karardı" gibi sözler duymuşsunuzdur.
Başlangıçta göz tansiyonu belirti vermez ancak rutin muayenede göz tansiyonu olup olmadığı anlaşılır. İlerleyen durumlarda göz ağrısı, göz kızarıklığı, ani görme sorunları, renkli halkalar görmek, bazı durumlarda mide bulantısı ve istifra ile de belirti verebilir.
Görme bozuklukları psikolojik etkiler yaratırken, psikolojik problemler de görme bozukluklarına sebep olabilmektedir. 'Santral seröz koryoretinopati' dediğimiz retina bozukluğu yine stres nedeniyle retinada oluşan bozukluklardandır ve genelde stresli olaylardan sonra gelişir.
Göz altı torbaları bir nevi “herni”, yani fıtık gibidir. Vücudun kapalı bir alanında bulunması gereken bir yapı, bu kapalı alanın duvarlarından dışarı doğru yer değiştiriyorsa, buna “herni” ya da halk arasındaki tabiri ile “fıtık” diyoruz. Normalde gözün tam altında 3 tane yağ yastıkçığı var.
Gözleri yormak: Uzun saatler ekran karşısında çalışmak, gerekli olduğu halde gözlük kullanmamak veya gözlük derecelerinin yetersiz olması gibi nedenler; göz arkasında baskı hissine yol açabilir. Sinüzit: Gözlerimizin ve burnumuzun yakınında “sinüs” denen içi hava dolu boş alanlar vardır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri