Kornea, ışığın net bir şekilde kırınımı için saydam olmak zorundadır. Bu nedenle yapısında kan damarlarıiçermez. Korneanın oksijenlenmesini ve beslenmesini dışta göz yaşı salgısı iç kısımda ise göz içi görme sıvısı sağlar. Kornea, yapısında birçok sinir lifi içerdiğinden dış etkenlere karşı çok hassastır.
Tedavide Ultraviole A ve Riboflavin ( B2 vitamini) kullanarak kornea'nın yapısını güçlendirilir. Bu nedenle hastalığın seviyesi ve hastaların görme kalitesi ne olursa olsun ilerleme saptanan hastalarda ilk tedavi seçeneğidir.
Hemen tedavi edildiğinde, çoğu kornea aşınmaları kalıcı görme kaybı olmadan tam iyileşmeyle sonuçlanır.
Ultraviyole A ve damla formunda riboflavin kullanılarak korneadaki kollajen lifler arasındaki bağların arttırılması ve korneanın daha güçlü hale gelmesi sağlanır. Bu amaçla Ultraviole A ve sıvı riboflavin kullanılmaktadır. Bu tedavi görmeyi artırmaz, sadece hastalığın ilerlemesini durdurur.
İlgili 16 soru bulundu
A vitamini, gözün yüzeyinin (kornea) korunmasına yardımcı olduğu için, iyi görme yetisi açısından esastır.
Korneanın yüzeyi kendini yenileyebilirken, %95'ini oluşturan iç kısımları kendini yenileyememektedir. Bu yüzden bu bölümdeki hastalıklar kalıcı olarak görmenin bozulmasına yol açabilen hasarlara neden olabilir. Bu gibi hastalıklarda başka yollarda tedavi yapılamıyorsa, kornea nakli yapılması gerekebilmektedir.
Kornea epiteli: Bu katman korneanın en dış tabakasıdır, beş kat hücreden oluşur, en altta yer alan hücreler ve kornea'yı çevreleyen limbusdaki hücreler çoğalır ve yukarı katlara doğru ilerleyerek yaşlı hücrelerin yerini alırlar, böylece kornea epiteli yaklaşık iki haftada bir yenilenir.
Kornea hasarı belirtileri, göz kızarıklığı, ağrı, bulanık görme, ışığa hassasiyet, gözde yabancı cisim hissi, gözde sulanma, göz kapağı şişmesi ve baş ağrısı gibi semptomlar olabilir. Kornea zarar gördüğünde, tedavi seçenekleri korneanın hasar derecesine ve nedenine bağlı olarak farklılık gösterebilir.
Küçük çizik ve sıyrıklar genelde 1-2 günde iyileşir ama büyük çaptaki yaralar 1 hafta kadar tedavi gerektirir. İyileşme süreci esnasında kesinlikle gözü ovalamamak lazım.
A vitamini içeren havuç, ıspanak, tatlı patates, marul, pırasa ve maydanoz gibi bitkisel gıdalar ile ton balığı, somon balığı, keçi sütü, inek sütü, yumurta ile ciğer gibi hayvansal gıdalar görme keskinliğini koruyor. Bu besinleri de düzenli olarak yemeniz göz sağlığınız için önemli.
Siyah çay, salatalık gibi ürünler ile gözlere kompres yapılarak gözleri dinlendirmek mümkündür. Soğuk suya batırılmış ıslak havlu ya da bez ile de gözler dinlendirilebilir. Papatya çayı içmek ise vücudu sakinleştirdiği gibi gözlerin de dinlenmesine yardımcı olacaktır.
Korneada meydana gelen ilerleyici incelme ve sivrileşmedir. Korneada oluşan bu yapısal sorun görme bozukluklarına neden olur. Göze gelen ışık görme alanında odaklanamadığından bulanık bir görüş oluşur. Genellikle her iki gözde de görülen hastalık ilerleyicidir.
Turunçgiller
Portakal, mandalina, limon ve greyfurt gibi turunçgiller içerdikleri yüksek C vitamini sayesinde göz sağlığı ve retina problemleri önlenmesi açısından çok faydalıdır.
Yaşımız ilerledikçe korneal kollajen kalınlaşır ve sertleşir. 40 lı yaşlardan sonra sağlıklı kişilerde keratokonus bulgularında ilerleme olmaması bu nedenledir. Benzer bir durum şeker hastalarında (Diabetes Mellitus) görülür. Genç diabetli hastalarda bu nedenle keratokonus bulgularında ilerleme olmaz.
Yeşil Çay Özü:
Yeşil çay içindeki bazı bileşenler göz kuruluğuna iyi gelen etkiler sergilemektedir. Yeşil çayı demleyerek bir bez veya pamuk eşliğinde, ılık bir şekilde günde bir iki kez göz kapaklarınıza uygulanabilir.
Gaz geçirgen sert kontakt lenslerle hastalığı kontrol altına almak mümkün olabilir. Hastalık ilerleyince korneada Descemet membranındaki çatlaktan stromaya sıvı geçmesi nedeniyle akut lokalize kornea opasitesi gelişebilir (hidrops). İleri olgularda kornea halkası, kollajen “cross-linking” veya kornea nakli gerekebilir.
Ani görme kayıpları en sık göz damarlarında tıkanma, göz içi kanamalar ve göz siniri bozukluklarına bağlı olarak gelişir. Yavaş yavaş gelişen görme kayıpları ise en sık katarakt, göz kusurları, şeker hastalığı, yaşa bağlı sarı nokta hastalığı gibi durumlara bağlıdır.
Kornea ışığı kırıp odaklayarak görüntüyü netleyerek beyne iletir. Yani sağlıklı kornea olmadan görmeden bahsedilmemektedir. Keratokonusun teşhis ve tedavisinde geç kalındığında korneadaki aşırı incelme bulanık görme ve ödem sorununu ortaya çıkarmaktadır. Hasta gittikçe daha az görmeye başlayabilir.
Hastanın bir gözü sağlamsa o gözden kök hücre bulabiliyoruz , bu durumda başarı şansımız yüzde 95 ' lere çıkıyor . İki gözde de hasar varsa o zaman kardeşleri ya da anne babayı tercih ediyoruz . Başarı şansı yüzde 60 düzeyinde oluyor .
A vitamininin başlıca görevlerinden biri, görme ile ilgilidir. A vitamini, gözün arka tabakası olan retinada bulunan ve “rodopsin” adlı ışığı tanıyan proteinlere bağlanarak, gece görüşü sağlar. A vitamini ya da retinol eksikliğinde, gece körlüğü adı verilen gece görememe sorunu oluşur.
Kornea nakli ülkemiz vatandaşlarına göz bankaları tarafından sağlanan donör kornealar ile ücretsiz bir şekilde devlet güvencesi altında yapılmaktadır. Ancak devlet güvencesi sosyal güvenlik sigortası olmayan kişilerde ise, yapılacak cerrahinin tipine göre farklı fiyatlandırmalar olmaktadır.
Keratokonus Nedenleri
Bu hastalığın nedeni, korneadaki enzimlerin dengesizliğidir. Bunun sonucunda "serbest radikaller" denen maddeler korneada oksidatif hasara yol açar. Böylece kornea zayıflar ve öne doğru bel verir. Bu hastalık için genetik yatkınlık geçerlidir.
Göz sinirleri hücrelerinin tamamen işlevini kaybetmesi sonucunda yenilenmesi mümkün değildir. Ölen hücrelerin canlanması için mevcut olan bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır.
Bu damlalar nedeniyle görme seviyenizde 1-2 saat süren geçici bulanıklaşma olacaktır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri