Çok fazla stres altında olmak veya iyi bir uyku düzenine sahip olmamak da iştahın artmasına ve tatlı krizlerine sebep olabilir. Stres hormonu yani kortizol yükseldiğinde kan şekeri düşmektedir. Bu da tatlı yeme isteğini meydana getirir.
TATLI KRİZİ NEDENLERİ
Eğer kan şekeri gün içerisinde dengeli değil de dalgalı olarak seyrediyorsa ani kan şekeri düşmesi sonucu vücut tatlı tüketmek ister. Hareketsiz yaşam tarzına vücut adapte olmuşsa ekstra enerji sarfiyatı olduğu günlerde vücut geçici olarak tatlı ister. Ancak bu tatlı krizleri geçici olur.
Kan şekerini düşürme etkisi eski çağlardan beri kullanılan tarçın, şekerli şeyler yeme isteğinizi fazlasıyla azaltacaktır. Gün içerisinde sıcak suya atıp içtiğiniz tarçın kabuğu da gece oluşabilecek bir tatlı krizi için size garanti niteliğinde. Aynı zamanda iyi kolestrolünüze de katkıda bulunuyor.
Sürekli tatlı yeme ihtiyacı, açlık halinde konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik, yemekten 3 – 4 saat sonra anormal acıkma ve gece tatlı isteği gibi şikâyetler insülin metabolizmasında bozukluğu düşündürür.
İlgili 15 soru bulundu
Kadın doğum uzmanlarının tedavisi ve uzman yardımıyla Polikistik Over Sendromu olanlar tatlı krizlerinin önüne geçebilir. Vitamin, mineral eksikliği: Demir, krom, magnezyum eksikliklerinde kişilerin daha fazla tatlı krizi yaşadıkları bilinmektedir.
Aşırı et yeme isteğinin demir eksikliğinden kaynaklıyor olabileceğini biliyor muydunuz?
Kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı ve hurma gibi kuru meyveler tatlı isteğini gidermek için tüketebileceğiniz yiyecekler arasında yer alıyor. Gün içinde ara öğünlerde bu meyvelere yer vermek, ansızın bir tatlı kriziyle karşılaşmanın da önüne geçebiliyor.
Psikolojik olarak yaşanan değişimler ise yine tatlı krizi ile karşılaşmamıza neden olabiliyor. Açlık tatlı krizine neden olan güçlü bir faktör. Aç kalmayarak tatlı krizi ile başa çıkabiliriz. Aç kalmamanın yanı sıra protein ağırlıklı beslenmek ve kompleks karbonhidratlar tüketmek de bu yoldaki en büyük yardımcımız.
Stres hormonu yani kortizol yükseldiğinde kan şekeri düşmektedir. Bu da tatlı yeme isteğini meydana getirir. Günlük tüketilen karbonhidrat miktarı 20-50 gram arasında tutulmadığı zamanlarda da tatlı krizleri ile karşılaşılabilir.
Stresli zamanlarınızda vücudunuz kortizol hormonu salgılar, karaciğerden glikoz salınır ve kan şekeriniz yükselir. Yaptığı en büyük etki hormonlarınızı etkileyerek kan şekeri dalgalanmalarına sebep olmaktır. Bu dalgalanmalar maalesef sizi şekerli gıdaları tüketmeye eğilimli bir hale getirir.
Rafine şeker içeren yiyecekler, kan şekeri düzeyinin hızla yükselmesine ve ardından hızla düşmesine neden olabilir. Bu ani düşüş ise daha fazla tatlı tüketme isteği oluşturabilir. Tatlı yeme isteği tek başına bir sağlık sorununun göstergesi olmayabilir.
Araştırmacılar, şeker tüketildiğinde beyinde iyi hissettiren hormonlar diye bilinen serotonin ve dopamin hormonlarının arttığını ve bunun bir nevi bağımlılığa yol açabileceğini belirtiyorlar. Gün içinde sık sık tatlı gıdaları aşeriyorsanız bağımlı olabilirsiniz.
Düzensiz beslenme, dengesiz egzersiz yapımı, kadınlarda regl dönemi gibi birçok durumun sonucunda kan şekeri düşebilir. Kan şekeri düştüğünde vücut enerji ihtiyacı duyar ve bu ihtiyacı karşılamak için tatlı yeme isteği uyandırır. Yani çikolata krizi vücudun enerji eksikliğinde verdiği bir reaksiyondur.
İnsülin direnci, tatlı krizleri, unlu, nişastalı ve şekerli karbonhidrat ağırlıklı gıdalara düşkünlük, sık acıkma, yemekten hemen sonra uyku hali, yorgunluk, konsantrasyon bozulması gibi bir çok sorunu da beraberinde getirir. Özellikle tatlı krizleri en çok görülen durumlardan biridir.
Aralıklı oruç yöntemi ile protein ve sebze ağırlıklı bir beslenme modeli sayesinde diyabet ve insülin direncini tedavi etmek mümkündür. Bu durumda tatlı krizlerinin sıklığı büyük ölçüde azalır ve biyolojik stres düşer, tatlı krizi bir kabus olmaktan çıkar.
Şeker bağımlılığı, şekerin beyindeki ödül merkezlerini etkileyerek keyif ve haz hissi oluşturmasından kaynaklanır. Beyindeki dopamin salınımı, kişiyi daha fazla şekerli gıda tüketmeye teşvik eder ve bu da bağımlılık benzeri bir döngü oluşturur.
Azalan magnezyum seviyeleri karbonhidrat tüketimine yönelimimizi arttırabilir. Regl dönemlerinde karbonhidrat ve yağa ihtiyaç duyulduğu gibi kalsiyuma da ihtiyaç duyulmaktadır. Durum böyle olduğundaysa tüm bu besinlere ulaşım sağlayan çikolata kişilerin aklına gelen seçenek olabilir.
Peki, tatlı sonrası kilo almamak için ne yapmalıyız? Tatlı yedikten sonra kısa bir süre sonra acıkma hissi oluşur. Bunun önüne geçmek için sirke tüketmek gerekir. Asetik asit sayesinde, mide boşalması hemen gerçekleşmez, açlık hissi baskılanır, böylece kilo alımı azalır.
D vitamini eksikliği, genellikle güneş ışığından yeterli miktarda faydalanmama ve beslenme alışkanlıklar nedeniyle ortaya çıkar. Depresyon, huzursuzluk, uykusuzluk ve enerji düşüklüğü gibi semptomlara yol açabilir.
Çoğumuz yaşamışızdır bu hissi. Arzu duyulan yiyecek genellikle yüksek kalori içerir. Bu hissin kilo alma veya yüksek vücut kitle indeksi ile ilişkilendirilmesi bundandır. İnsanın canı bir şey çekiyorsa vücudun ihtiyaç duyduğu bir besine dair sinyal verdiği düşüncesi oldukça yaygın.
Magnezyum içeriği yüksek besinler olan badem, fındık, fıstık, ceviz, kabak çekirdeği gibi kuru yemişler, kuru baklagiller, kakao, tam tahıllılar, yeşil yapraklı sebzelerin tüketimi de tatlı krizlerini azaltacaktır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri