Şemseddin Sami'nin Esatir adlı eserinin transkripsiyonu ve dinler tarihi açısından değerlendirmesi.
“Yazı yazmak” mânasındaki satr kökünden türeyen ustûre kelimesinin çoğulu olan esâtîr “gerçeğe uymayan düzensiz, asılsız ve boş sözler” demektir.
Kaynaklar, Kur'an hakkında esâtîrü'l-evvelîn tabirini ilk defa Nadr b. Hâris'in kullandığını kaydeder (Taberî, IX, 151-152). Rivayete göre Ebû Süfyân, Velîd b. Mugīre, Ebû Cehil, Utbe b.
tarih öncesi tanrılarının, efsaneli serüvenlerini anlatan ve bir topluluğun duygularını, anlayışını ve özlemlerini gösteren öyküler...
İlk zamanlara ait uydurma hikayeler. Masallar.
İlgili 20 soru bulundu
esatir / esâtir / esâtîr / اساطير
Masallar. Mitoloji. Saflar. Sıralar.
Esatir kelimesi Türkçe'de "efsaneler, mitoloji" anlamına gelir. Arapça sṭr kökünden gelen asāṭir أساطر z "efsaneler, mitoloji" sözcüğünden alıntıdır.
Yaratıcı Tanrı Kayra Han
Türk Altay mitolojisinde Yaratıcı Tanrı veya Baş Tanrıdır. Babasının, ilk tanrı olan Gök Tengri olduğu söylenirken, annesinin olmadığı bilinir. Göğün 17. katında oturur ve diğer bütün tanrıların yaratıcısıdır. Evrenin kaderini belirleyen ve iyilik yönü ağır basan bir tanrıdır.
Türk mitolojisi, tarihi Türk halklarının inanmış oldukları mitolojik bütüne verilen isimdir. Eski efsaneler, Türk halklarının eski ortak inancı Tengricilikten ögeler taşımaktan çok sosyal ve kültürel temalarla doludur.
Çoğu Avrupa mitolojisini ve yakın doğu mitolojilerini de etkileyen yunan mitolojisi Romalılar tarafından da kabul edilmiş fakat farklı isimler kullanılmıştır.
Kur'an'ımızın Allah'ın kelamı olmadığı ve evvelkilerin satırları (geçmiştekilerin masalları) olduğu bir kısım aklı evvel müşrikler tarafından uydurulmuş ve kendi uydurdukları bu yalana kendileri de inanmışlardır.
Önce ve ilk anlamına gelen El Evvel esması, El- Mukaddim ismi ile yakın anlamlıdır. Her iki esma da Allah'ın bir başlangıcının olmadığı, O'nun tüm yaratılmışlardan önce olduğu anlamına gelir. Evvel ve Allah kelimelerinin birleşmesinden oluşan Evelallah sözü ise, Allah'ın izni ve yardımı ile demektir.
Mitoloji, profan ve pagan değer yargısı üretmektedir. Vahiy, ilahi hakikattir. Mitoslar kendisine inananlar olduğu müddetçe insanların hayatına ritüel ve seremoniler aracılığı ile girmiştir. Mitoloji ise beşerî kökeni ve içinde taşıdığı şirk unsurları ile batıldır.
üstüre ne demek? Tarih öncesi tanrı ve kahramanlarının efsaneli maceralarını anlatan ve bir topluluğun inanışlarını, duygularını, eğilim ve özlenimlerini gösteren hikâye.
İsveç'teki tarihsel araştırmaların öncüsü olan Prof. Sven Lagerbring: "Yüce İskandinav tanrısı Odin, dolayısıyla oğlu Thor hatta tüm İsveçliler Türk'tü." İskandinav Mitolojisi'nde Tanrıların Babası olarak isimlendirilen Odin yalnızca mitolojik bir figür değil, pagan inancının en yüce tanrısı olarak da bilinir.
Zeus (Eski Yunanca: Grekçe: Ζεύς, Zeús; Modern Yunanca: Δίας, Días), "Tanrıların ve İnsanların Babası" ve Yunan mitolojisinde en güçlü ve önemli tanrıdır. Roma'da Jüpiter olarak da bilinir. Göklerin, şimşeklerin ve gök gürültülerinin tanrısıdır. Çoğu zaman elinde bir şimşek ile resmedilmiştir.
TARİHTE BİLİNEN İLK TÜRK KİM? Nuh peygamberin oğullarından Yâfes'in "Türk" adlı oğlunun neslindendir. Türk milletinin kökünün dayandığı "Türk" adındaki insan, insanlığın ikinci babası Hz. Nuh Aleyhisselam'ın oğlu Yâfes'in oğlu olan kişidir.
Ağaç Ana, 'halkların anası' olarak biliniyor ve Türk toplulukları Ağaç Ana'yı 'bütün ağaçların anası' olarak kabul ediyor.
Türk toplumlarını teşkil eden “Amerind - Beyaz Irk” melezi Ön Türk'ler, tarih sahnesine iki koldan (Aral Gölü ve Tanrı Dağları) çıkmış, bu iki kol 4.000 Yıl önce ÖTÜKEN'de birleşerek yeni bir toplum oluşturmuştu. M.ö. 2.000 li yıllarda ortaya çıkan bu toplum artık Kendisine “Türk” demeye başlamıştır.
Tengri (Eski Türkçe): Gök(-tanrısı). Eski Türkçe kaynaklarda Tanrı anlamına geliyor. Aynı sözcük, bugünkü anlamı ile Tanrı diye kullanılıyor.
mevsuk / موثوق / mevsûk / مَوْثُوقْ Güvenilir, delilli, vesikalı.
Sözlükte “dürüp bükmek; mesafe katetmek, geçip gitmek” anlamlarındaki tay (tayy) kelimesi tasavvufta uzak bir yere bir anda gitmek, an içinde çok uzun bir zaman yaşamak, aynı anda birden fazla yerde bulunmak gibi olağan üstü durumları belirtmek için kullanılır.
Hz. Ya'kūb'un on iki oğluna ve onların soyundan gelenlerin oluşturduğu on iki kabileye verilen ad. Esbât sıbt kelimesinin çoğuludur. İbrânîce'si şebet olan sıbt “oğul, torun” anlamına geldiği gibi “kabile” mânasına da gelir.
eşbah / eşbâh
Uzaktan görünen karaltılar, hayâller. Renk, levn.
Arapça ˁlw kökünden gelen taˁālā تعالا ""yüceldi", "yücedir", Allah adı zikredilirken kullanılan deyim" fiilinden alıntıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri