Dondurulmuş balığın sağlık açısından bir zararı olmadığını anlatan Şennan Karahan, "Ancak balık iyi koşullarda dondurulmalı ve çözdürülmeli. Sıcak bir havada balık çözdürülürse içindeki tüm vitaminini, mineralini kaybeder ve sadece et parçası olur.
Bildiğiniz gibi balık çok çabuk bozulabilir. Eğer aldığınız balığın taze olduğuna emin değilseniz, dondurulmuş balık daha sağlıklı olabilir. Dondurulmuş balıklar, tutulur tutulmaz gemideyken işlenir ve çabuk bozulan iç organları atılır.
Somon balığı (-20 ile -30 derece) uygun koşullarda derin dondurucuda 2 yıla kadar muhafaza edilebilir. Ancak buzdolabında 2-3 gün içerisinde tüketilmesi gerekir. Pişmiş somon ise 2 gün buzdolabında saklanabilir ve en kısa sürede tüketilmelidir.
Balığı mikrodalga fırında çözmeyi düşün.
Balığı mikrodalgaya dayanıklı bir kaba koy ve birkaç dakika buz çözme ayarında çalıştır. Balığı sık sık kontrol et ve balık hâlâ buzlu ama esnek hâle gelince çözme döngüsünü durdur. Bu yöntemi ancak balığı çözdükten hemen sonra pişirmeyi planlıyorsan kullan.
Dondurma işlemi besinin yağ, protein, karbonhidrat gibi makro besin öğeleri içeriğini de değiştirmez. İçeriğinde trans yağlar bakımından zengin olan dondurulmuş besinler, kalp hastalığına yakalanma riskini arttırır. Dondurulmuş gıdada tazeliğini koruması için nişasta kullanılmış ise diyabet riskini tetikler.
İlgili 24 soru bulundu
Dondurulmuş besinler çözdürülürken eğer doğru işlem uygulanmazsa fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik açıdan olumsuz durumlar meydana gelebilir. Olması gereken şekilde çözdürme işlemi uygulanmamış besinde mikrobiyolojik açıdan üremeler oluşabilmekte ve zehirlenmelere sebep olabilmektedir.
Sığır filetosu, biftek, bonfile gibi işlenmemiş kırmızı etin yağsız kesimleri, diğer türlerden daha sağlıklı olabilir. Bunun nedeni, işlenmemiş olmaları, aşırı tuz, yağ ve koruyucu maddeler içermemesidir.
Derin dondurucuda bir paket somon fileto olması, hızla bir öğün hazırlayabileceğini garantiler. İnce olduğu için çoğu filetoyu önce çözmene gerek kalmadan güvenle pişirebilirsin. Öncelikle somonu tavada mı, fırında mı yoksa ızgarada mı pişirmek istediğine karar ver.
Buz parçaları eriyene kadar musluk altına durulayın. Filetoları çözmeye gerek olmadığını unutmayın. Buzu çıkarmak için hızlı bir şekilde durulamak balık filetolarının pişerken ıslanmasını önleyecektir. Somonu kurulayın ve her tarafını eritilmiş tereyağı ile fırçalayın.
Çabucak bozulur ve çoğunlukla tazeliğini koruması için dondurulur. Dondurulmuş somonun erimesi için yaklaşık 24 saat gerekir. Zamandan tasarruf etmek için somonun çözülmesini beklemeden fırında pişirebilirsiniz, hem de lezzetini kaybetmeden! Fırını 200 dereceye getirerek önceden ısıtın.
Aşırı kokmayan, gözleri ve derisi parlak, eti sıkı ve nemli görünen Somon almaya çalışın. Gözlerinin bulanık, derisinin soluk renkli olması veya parlak olmaması balığın çok taze olmadığının işaretidir. Fileto veya dilim olarak alacaksanız, derinin lekesiz olmasına, etin sıkı ve parlak olmasına dikkat edin.
Somon Balığı Yıkanır Mı? Sağlık açısından hijyenik bir yemek hazırlamak adına, somon balığını yıkamanız önerilir. Kılçıkların ayrılması, pulların temizlenmesi ve etli kısmının yıkanması önerilir. Yıkanan somonun suyu süzüldükten sonra pişirme işlemi için kullanılabilir.
Soğuk su dolu bir kovaya batırıp çıkarın ve yeniden hızlıca poşetleyip buzluğa kaldırın. Bu işlem balığın üzerinde bir tabaka ince buz oluşmasını sağlayacaktır. İşte o ince buz da balıklarınızın daha uzun süre taze kalmasına yardımcı olur, aklınızda bulunsun.
Dondurulmuş balığın sağlık açısından bir zararı olmadığını anlatan Şennan Karahan, "Ancak balık iyi koşullarda dondurulmalı ve çözdürülmeli. Sıcak bir havada balık çözdürülürse içindeki tüm vitaminini, mineralini kaybeder ve sadece et parçası olur.
Yiyeceği - 18 °C'ye kadar dondurmak, içinde bulunan bakteri, maya, küf gibi her türlü mikroorganizmanın çoğalmasını engeller. Ancak besinler bir kez çözdürüldüğünde bu mikroorganizmalar yeniden harekete geçer. Bu sebeple donmuş besinler çözüldükten sonra hemen tüketilmelidir.
Uygun koşullarda (derin dondurucuda –20 ºC ile –30 ºC'lerde) saklanan balıklar 2 yıla kadar tazeliklerini kaybetmeden dayanabilir ve süre sonunda ilk günkü kadar olmasa da besleyici özelliklerini muhafaza edebilirler.
İşin özü çok az yağda veya hiç yağsız tavada kızartmaktır. Tabii ki öncesinde dilerseniz zeytinyağı, limon, tuz ve baharatlarla kısa süreli marine edip ondan sonra yağsız teflon tavada her bir yüzünü 3-4 dk pişirmeniz yeterli. Zaten pişmeye başladığında yağını salmaya başlayacaktır.
Diğer balık türlerinden daha fazla oranda omega 3 yağ asitleri içerir. Soğuk sularda yaşayan bu tatlı su balığı, açık pembe renklidir ve tadı gerçekten lezzetlidir. Besin değeri ile birçok yiyeceğin yanı sıra diğer balık türlerine de fark atan somon balığı sağlıklı beslenme adına doğru bir tercihtir.
Somon hemen hemen tüm sebzelerle, pilavlarla, kuskusla, makarnayla ve karbonhidrat merkezli gıdalarla uyum içerisindedir. Ancak tatlı ve yağlı bir balık olduğundan, sirke ve turunçgiller gibi asitli lezzetlerle birleştirmenin harika bir uyum meydana getireceğini de göz ardı etmemek gerekir.
Çiftliklerde yetişen Norveç somonu sağlıklı değildir. Yanlış: Norveç'in soğuk ve temiz sularında yetişen Norveç somonu güvenli ve sağlıklıdır. Norveç somonu, veterinerler tarafından gözlem altında tutulur ve somon çiftliklerinin düzenlemeleri çok sıkı takip altındadır.
3. Somon balığı
Kalp sağlığı için çok önemli bir besindir. Kan basıncını ve ritmi düzenleyen, trigliserid yağları üzerine olumlu etkileri olan omega-3 EPA ve DHA'dan zengindir. Amerikan Kalp Derneği haftada en az 2 porsiyon, somon veya benzer yağlı balık yenmesini tavsiye etmektedir.
Somon balığı, içerisinde bulunan özel yağ ve yüksek protein sayesinde, düzenli kullanımda vücuda çok büyük etkileri vardır. Somon balığının haftada bir kez tüketilmesi yeterlidir. Zengin besin kaynakları sayesinde çocukların gelişimini sağlayan somon balıkları her hafta tüketilmesi yeterlidir.
Tavukta kırmızı ete oranla daha fazla protein var
Özellikle tavuk ve hindinin beyaz eti, en yağsız et olarak görülebilir. Genel olarak kümes hayvanlarının etleri, koyun ve sığır gibi büyükbaş hayvanlarının etlerinden daha fazla protein içerirler.
"İnsan vücudu protein ihtiyacının yarısını hayvansal, yarısını bitkisel kaynaklı olarak almalı. Hayvansal proteinin de yarısının, sağlıklı bir beslenme için kırmızı et tüketimiyle sağlanması oldukça önemlidir.
Balığın, kırmızı ete göre daha faydalı olduğu, kalp-damar hastalıklarını önlediği ve zekayı geliştirdiği bildirildi.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri