Normalde doğum sırasında yırtılması beklenen amniyon kesesindeki zarların, erken dönemde yırtılmaya başlaması sonucunda akan amniyon sıvısı hamilelikte suyun gelmesi olayının ta kendisidir. Anne adaylarının vajinasından su olarak gördüğü şey, aslında amniyon sıvısıdır.
Çarşafın ıslak yerini şöyle bir kokladığında tatlımsı bir koku varsa (keskin amonyak kokulu idrara benzemeyen bir koku), Soluk saman renginde olan sıvı, birkaç saatte bir yenilenerek doğuma kadar kesilmeden devam ediyorsa, Pelvik taban kaslarını sıktığında sıvının akışı durmuyorsa, suyunun geldiğini anlayabilirsin.
Eğer suyunuz doğum eylemi başlamadan önce gelirse, buna ''membranların doğum önce yırtılması'denir. Suyunuz geldiğinde vajinada bir ıslaklık hissi, vajinadan küçük veya büyük miktarlarda sıvı akışının olması veya daha bariz şekilde şeffaf ya da açık sarı bir sıvının akışının görülmesi deneyimlenebilir.
Genelde zarların yırtıldığını ani su boşalması şeklinde fark ederler. Bazen zar yırtılması yukarı seviyeden olur ve suyun akışından emin olunmaz. Akıntıda artma veya çamaşırda ıslaklık hissi olabilir.
Aynı şekilde, hiç kasılmalarınız başlamadan su gelmesi olabilir ya da su gelmesi, doğumun herhangi bir evresinde gerçekleşebilir. Önce ya da sonra su gelir diye bir sıralama yoktur.
İlgili 20 soru bulundu
Suyun gelmesini takip eden 2 gün içinde doğum gerçekleşecektir. Suyun geldiğini fark ettiğiniz an doktorunuza gitmek en doğru yöntem olacaktır. Hastanede yapılan tetkikler sonucu doktor doğum zamanının geldiğini haber verirse anne adayına yapay sancı vererek 24 saat içinde doğumun gerçekleşmesini sağlar.
Genellikle kasılmalar sıklaşıp açılma arttıkça su kesesi kendiliğinden açılır ve su gelişi de başlar.
Amniyon sıvısı akıntı şeklinde koyu ve kıvamlı olmaz. Su gibi akışkan bir yapıya ve açık sarı ya da ıhlamur çayı rengine sahip olur. Çamaşırda akıntı gibi bir tabaka bırakmadığı için öksürme ve aksırmada olduğu gibi idrar kaçırmaya yol açmaz. Kendine özgü bir kokusu da vardır.
Gebelikte en sık karşılaştığımız sorulardan biri ''Acaba suyum mu geliyor'' sorusudur. Genellikle bacaklarından akacak şekilde olabildiği gibi, eğer yırtılma üst tarafında olduysa sızıntı şeklinde de olabilir. Amnios mayi(bebeğin suyu); renksiz, kokusuz , akışkan bir sudur.
37. gebelik haftasından önce su gelmesi erken su gelmesi olarak tanımlanır. Genellikle 24-32. Gebelik haftaları arasında oluşur. Erken su gelmesinin en sık nedeni rahim içinin mikrop kapmasıdır.
Amniyon sıvı akıntı gibi koyu, kıvamlı değil, su gibi akışkandır. Rengi açık sarı ya da ıhlamur çayı gibidir. çamaşırda akıntı gibi tabaka bırakmaz. Bu nedenle aksırma, öksürme gibi nedenle olan idrar kaçırmaya benzemez.
Suyunuzun gelmiş olması bebeğinizin su kesesinin yırtılmış olmasıdır. Bunu siz de fark edebilirsiniz ama bazen de vajinal akıntıyla karışabileceği için, doktorunuz bunu bazı testlerle ayırt edecektir. Su gelmesi çok önemli olduğu için, çamaşırınızın ıslanması gibi bir durumda doktorunuzu haberdar etmelisiniz.
Kaplıcaya girdikten hemen sonra duşa girmek doğru değil. Kaplıca suyunda minimum 10 dakika maksimum 20 dakika kadar kaldıktan sonra çıkmalısınız ve sonrasında en az 30 dakika uzanarak dinlenmelisiniz.
Hamilelikte vajinal akıntının en önemli nedeni genişleyen vajina durvarından kaynaklı beyaz veya şeffaf bir akıntının gelmesidir. Bu durum oldukça normaldir. Akıntı hamileliğin ilerleyen dönemlerinde bebeğin vajina duvarlarına baskı yapması ile artabilir.
Bazı durumlarda fazla miktarda sıvı kaybına bağlı olarak amnios sıvısı ileri derecede azalmış olabilir. Bu durum bebeğin gelişimini olumsuz yönde etkilemekle beraber kordon sıkışması ve buna bağlı fetal distres gelişme olasılığını artırır. Buna bağlı olarak bebek hareketleri azalabilir.
Çoğunlukla berrak yapıda olan hamilelikte nişan rengi, pembe, kırmızı ya da kurumuş kan rengine benzer tonda kahverengi de olabilir. Hatta bazı durumlarda nişan kanlı bile olabilir. Anne adayının vücudunda yaşanan servikal değişime bağlı olarak açılan rahim ağzından düşen nişanın gelmesi sırasında acı hissedilmez.
Suyunuzun geldiğini düşünüyorsanız, ancak beklenen doğum tarihiniz henüz gelmediyse, sancınız olsun ya da olmasın, hemen hastanenizi ya da doktorunuzu aramalısınız. Çünkü böyle bir durumda bebeğiniz prematüre olarak kabul edilir ve acil müdahale gerektiren komplikasyonlar görülme ihtimali de olabilir demektir.
Bebeğin başının doğum kanalında ilerleyebilmesi için rahim ağzının tamamen açılmış ve incelmiş olması gerekir. Aktif eylemde rahim ağzı incelmeye ve açılmaya başlar. Rahim kasılmaya başlar, kasılmalar sırasında kadın ağrı ya da sırtında, alt karın çevresinde basınç hisseder.
Doğum yaklaşınca rahim ağzı genişleyince bu tıkaç kanla birlikte atılır. Buna halk arasında ''nişan'' denir.
Bebek tüm gebelik süresince bu steril sıvıyı yutacak ve soluyacaktır. Amniyon sıvı miktarı, gebelik ilerledikçe artar ve 33. Haftadan sonra sabitlenir. 12 haftalık gebelikte ortalama 50 ml olan amniyon sıvısı, 20. Haftada 400 ml, doğuma yakın ise 1000 ml ye ulaşır.
Su içtikten sonra yaklaşık 20 dk sonra ince bağırsaktan su kana karışır. Böbrekler yaklaşık her 60dk vücudumuzdaki tüm kanı tek tur filtreler, eklersek yaklaşık 1 saat 20 dakika sonra bir bardak su atılmaya hazır idrar haline gelir.
Kan dolaşımı ile vücudumuza dağılmaya başlar, kılcal damarlardan çıkarak da doku sıvısını oluşturur. Hücre içinde kimyasal tepkimelerde görev alan su, hücre dışına çıkarak doku sıvısına dönüşür ve tekrar kan dolaşımına katılır. Dolaşım ile böbreklere ulaşan suyun büyük bir kısmı vücut dışına “idrar” olarak atılır.
Doğum sancıları başlayabilir, Nişan gelebilir ya da Suların gelmesi şeklinde doğum başlar. Her gebede doğum başlangıç belirtileri farklı şekillerde görülebilir.
Kasılmalar arasında rahim gevşer ve yumuşar. Doğum başlayana kadar ve erken doğum aşamalarında bebek oynamaya devam eder. Rahim ağzı, esnek bir yapıya sahiptir doğumundan önce öğrendiğiniz egzersizler de bu esnekliği artıcı etki gösterir.
Bu sancılar genellikle ilk olarak karın bölgesinde başlar ve zamanla sırt bölgesine doğru yayılır. Ancak bazı anne adaylarında ise sırt ve bel kısmından başlayarak karın bölgesine geçiş yaptığı görülür. Dolayısıyla sancının hissedilme şeklinin kişiden kişiye değiştiği söylenebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri