Fakat bu tanımlamalardan biri olan ve bilime temel teşkil eden Septisizm adıyla da bilinen Şüphecilik akımına göre ''Gerçek / doğru bilgi yoktur. Her bilgi ve olgu kişilerin olayları yorumlama kapasitesine ve algısına göre değişir. Bununla birlikte ''zaman'' kavramı da gerçek bilgiye ulaşmayı imkânsız kılar.
Doğru bilginin mümkün olduğunu savunan görüşe dogmatizm denir. Dogmatik filozoflar, bilginin nereden geldiği konusunda farklı görüşlere sahiptirler.
Kesin, doğru ve evrensel bilginin kaynağı akıldır. Akıl kökenli bilgiler / doğrular a prioridir ve bu nedenle değişmez ve zorunludur. İnsan zihni doğuştan boş değildir. Rasyonalistlere göre, öncelikli akıl yürütme biçimi tümdengelimsel akıl yürütmedir.
Güvenilir ve geçerli bilgi üretmenin yolu bilimden geçer. Bilim inanca değil akla, öznel gözlemlere değil deney ve nesnel gözlemlere dayanır. Bilgiye ulaşmanın en doğru ve güvenilir yolu bilimsel yöntemdir. Gözleme, deneye ve akla dayanarak sistematik yollarla elde edilen bilgileri tanımlar.
Sokrates en temelde, Protagoras ve Gorgias gibi Sofistler olarak da anılan filozofların aksine bilginin mümkün olduğunu savunmaktaydı. Bununla beraber bütün insanların her türlü bilgiye doğuştan sahip olduğu inancını benimsediğini ifade etmiştik.
İlgili 40 soru bulundu
Sonuç olarak, Platon'a göre bilginin konusu, bizi kuşatan dünya hakkındaki olağan yargılarımıza konu olan tikel şeyler, duyusal, maddi, oluş ve yok oluş içinde olan şeyler, yani “sanı” nesneleri değil, konusu mutlak ve değişmez özelliklere sahip olan “bilgi” nesneleridir.
Rasyonalizm. Rasyonalizm, bilgiye akıl yoluyla ulaşılabileceğini ve algılarla elde edilen bilgilerin genel-geçer olamayacağını savunmaktadır.
Descartes, inançları, zihne sunmuş ve onu bir bilgi kaynağı olarak kabul etmiştir. Seyahat ettiği sonsuz alan ve felsefesinde kullandığı sistematik sorgulama ve bilginin açıklığını ayırt etme gibi saf akla dayalı standartlara göre bilginin kaynağı olarak gördüğü akıldır.
Doğru Bilginin İmkansızlığı Problemi
filozoflara SEPTİK (Şüpheci), bu düşünce akımına ise SEPTİSİZM (Şüphecilik) denir.
İnsanların bilgi edinme yolları beş ana başlık altında toplanabilir. Bunlar: Bireysel Deneyim, Uzman-Otorite, Mistik, Akıl Yürütüme, Bilim, Bireysel deneyim yolu: İnsanlar yaşadıkları sürece herhangi bir kurala bağlı kalmadan fiziksel ve sosyal çevreyle girdikleri ilişkilerden çeşitli bilgiler elde ederler.
Nesnenin varlık özelliği bilginin niteliğini de belirlemektedir. Değişmeyenin doğru-kesin bilgisi olanaklıdır ve bu gerçek bilgidir (episteme). Görüldüğü üzere, Platon'un yaklaşımında bilginin ölçütü sadece doğruluk değil, doğruluk ve kesinliktir.
Kur'ân'a göre doğru bilginin kaynağı 3'tür: 1- Akıl, 2- Vahy, 3- Duyular. İslâmiyet zülcenaheyndir. Yani iki kanatlı bir dindir. Hem aklı, hem teslimiyeti esas alır.
İslam düşüncesinde selim akıl, doğru haber ve salim duyular herkes için geçerli olan nesnel bilgi kaynaklarıdır. İnsan bilgiye bu üç kaynağın birlikte işleyişiyle varır. Bunun yanında herkes için bağlayıcılığı olmayan sezgi, rüya, keşif ve ilham gibi öznel bilgi kaynakları da vardır.
Bilimler, deney gözlem aracılığı ile tekrarlanabilen genel bilgilere ulaşmaya çalışır. Felsefe ise akıl yürütme, görüş oluşturma ve temellendirme yoluyla bilgiye ulaşmaya çalışır.
bilgi, herkes için geçerli ve aynı olamaz. Nesnel ve objektif bilgi yoktur. Görüleceği üzere, kuşkucular bilginin nitelikleri üzerinden bir olanaksızlık tablosu sunarlar.
Aristoteles, doğruluk ve gerçeklik arasında bir ayrıma gidilmesini gerekli görmektedir. Ona göre doğruluk tek tek önermelerin özellikleri olup, bu tek tek önermeler eğer şeyleri doğru bir şekilde sınıflandırabiliyorsa doğru, sınıflandıramıyorsa yanlışı ifade etmektedir.
Akılcılık, bilginin kaynağının akıl olduğunu; doğru bilginin ancak akıl ve düşünce ile elde edilebileceği tezini savunan felsefi yaklaşıma verilen isimdir. Buna göre, kesin ve evrensel bilgilere ancak akıl aracılığıyla ve tümdengelimli bir yöntemsel yaklaşımla ulaşılabilir.
sofistler, doğru bilginin imkanı konusunda tepkisel bir düşünceyi temsil ederek, dogmatizmi reddederler.onlar için değerli olan, doğru bilgi değil,kişiyi başarıya götüren bilgidir.onlara göre, herkesin üzerinde uzlaşacağı bilgi olamaz. bilgi olarak yalnızca duygusal algılardan oluşmuş zanlar vardır.bunlarsa insandan ...
Bu maddeleri açıklayacak olursak: Uygunluk Ölçütü: Bu ölçüte göre öne sürülen ifade ile bildirdiği şeyin nesnesiyle örtüşüyorsa bilgi doğrudur. Dilden çıkan ile gerçeklikte var olan durumun birbirine uyumlu olması, bilginin doğruluğu için temel şart olarak kabul edilir.
Sokrates'in Bilgi Anlayışı
Yani Sokrates bilgi konusuna relativizm'e karşıdır. Sokrates bireylere göre değişmeyen, akla dayalı kesin bilgiyi savunur. Ona göre herkes için geçerli olan doğru bilgi mümkündür. Sokrates' e göre insan zihni doğuştan bilgiye sahiptir ve doğru bilgi akla dayalıdır.
Kant, Aydınlanma geleneğinin en önemli filozoflarından biri olarak kabul edilmektedir. Kendi felsefesi içerisinde ampirizm ile rasyonalizm'i birleştirmeye çalışmış, bilginin evrensel, zorunlu ve genel-geçer olabilmesi için, hem akla hem deneye (deneyime) dayanması gerektiğini vurgulamıştır.
Platon, ideal bir devlet yapısı ve adalet anlayışı üzerine odaklanmıştır. "Devlet" adlı eserinde, bir devletin en iyi biçimi olarak düşündüğü "idealar devleti"ni ve adaletin önemini ele almıştır. Bu devlette adaletin, her bireyin yeteneklerine ve doğasına uygun bir iş yapmasıyla sağlanacağını savunmuştur.
Sofistlere göre algıların değişken olduğu söylenir. Yani algılar duruma göre değişebilir. Bunun için kabul edilecek ortak bir doğru olmadığını söyleyebiliriz.
Cevap sizin bilgiyi tanımlama şeklinize göre değişir. örneğin emprist bir filozof olan David Hume'a göre insan zihni boş bir levha gibidir genelde buna Tabula Rasa denir. yani insanın doğuştan gelen bigisi yoktur ve bu durumda insan deneyimlerinden bilgi edinir. bu akıma, empirizm'e göre deneyle bilgi edinilir.
Mutlak bilginin imkanı üzerine başlattığı zihinsel diyalektik sonucunda içinden çıkılmaz bir şüpheye düşen Gazali bu halden zihni kurtarmanın gerekliliğine inanır. Bunun ancak ve ancak Tanrı'nın insanın kalbine doğurduğu nur ile olacağını, kişinin bilgiyi böyle bir süreç sonucunda elde edebileceğini savunur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri