İnsan beyni tehlikelere karşı savaş ya da kaç tepkisi verir. Bu tepkiler; kalp çarpıntısı, sık nefes alma, terleme gibi fiziksel reaksiyonlardır. Kişinin zihni, sürekli olması beklenen bu tehlikeyle meşgul olursa, vücut devamlı bir alarm halinde olur ve bu tepkiler devam eder.
Böyle bir afetin kalıcı psikolojik sorunlar, yani travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, kaygı bozukluğu, bağımlılık (alkol vb.) yaratabileceğini, bu nedenle mümkün olduğunca erken müdahalenin çok önem taşıdığını belirttiler.
Deprem sonrası; panik, stres bozukluğu, anksiyete gelişebilir. Türkiye'nin travması olan deprem ise; yaşandığı zaman olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bunların başında ruhsal olarak yaşanılan etkenler gelmektedir. Kişiler bir tehlikenin ya da tehlike olasılığının yarattığı aşırı panik, üzüntü, korku halinde olabilir.
Travmaların akut dönemdeki etkilerinin 4 haftaya kadar normal olduğu bilgisini veren Pilan, şunları kaydetti: "Daha sonrasında travma sonrası stres bozukluğu dediğimiz tedavi gerektiren bir durum oluşabilir.
Doğal bir felaket olan deprem kişilerde şok, şaşkınlık, öfke, çaresizlik, güçsüzlük, güven kaybı, kontrol kaybı, ölüm korkusu duygularını ortaya çıkarır.
İlgili 16 soru bulundu
Dolayısıyla depremin yaşanabilme olasılığı bile psikolojimize zarar verebiliyor. Deprem sonrasında insan psikoloji; şok, pasifleşme ve toparlanma olmak üzere üç aşama geçirmektedir. Depreme maruz kalan kişi psikolojik şok yaşamaktadır. Şok tepkisi, vücudun meydana getirdiği psikolojik bir savunma mekanizmasıdır.
Deprem travmatik, kişinin fiziksel bütünlüğünü bozma ihtimali de olan bir doğa olayıdır. Diğer travmatik doğal felaketler gibi deprem de birçok psikiyatrik bozukluk ile ilişkili olabilmektedir. Bunların başında akut stres bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu gelmektedir.
Peki Deprem korkusu (Seismophobia) nedir? Nasıl geçer? Deprem korkusu, diğer pek çok fobinin aksine kişinin kendisinin tehlikeyle karşı karşıya olduğu bir meseleyle değil; ailesi, yakın çevresi, hatta dünyayı içerisine alan felaket senaryolarıyla tetikleniyor. Aslında bir çeşit ölüm ve kaybetme fobisi.
Bu ölçeğe göre 3 ve altı büyüklükteki depremler genelde hissedilmezken 7 ve üstü büyüklükteki depremler yıkıcı olabilir.
Vücut kendini güvende hissettiğinde eski haline geri dönecektir. Deprem sonrasının ilk birkaç günlerinde uyuyamama, yemek yiyememe, bir şey yapmakta isteksizlik, yorgunluk, çaresizlik hisleri normaldir. Durumu yatıştırmaya çalışmak için sakinleştirici nesnelere (alkol, ilaç vb.) başvurmayın.
Bazı insanlar hemen tepki gösterir, bazılarının tepkisi ise aylar, hatta yıllar sonra, gecikmeli olarak ortaya çıkabilir. Bazılarının yaşadığı rahatsızlık verici tepkiler uzun zaman sürer, bazı kişiler ise çok çabuk eski hallerine dönerler. Tepkiler zaman içinde de değişir.
Stres biriktirme demek fay içinde kuvvet biriktirmektir. Bu kuvvet ne zamanki fayın hareketini durduran sürtünmeyi aşınca kırılma oluyor. O bölgedeki fayların kimisi 500 senedir, 400 senedir, 100 senedir kuvvet biriktirdi.
sarsıntı nedeniyle iç kulağımızdaki kristallerin etkilenerek baş dönmesini (vertigo) provake edebileceğidir. İkinci faktör olarak psikolojik nedenler ; kapalı ortamda kalma, göçük altında kalma travmasının baş dönmesi, kafada hafiflik, itilme hissini(dizziness) tetikleyebileceği yönündedir.
Bu dönemde afetlerde, şok yaşantılarında psikiyatrinin önerdiği yöntem akut (yas) dönemi geçtikten sonra hızlı normalleşmedir. Hızlı normalleşmeyi devam ettirmek için travmayı küçültmek gerekir. 4-6 hafta içerisinde travmayı küçülerek kayıpların, yaşanan şokun hatırasını yaşatıp yola devam etmek gerekir." dedi.
Deprem Sonrası İlk Kaç Saat Önemli? Uluslararası otoriteler tarafından kabul gören ilk 72 saat, birey olarak yardım almaksızın kendi başınıza hayatta kalmanız gereken süre olarak bildirilir. Yerel/ulusal/uluslararası kaynaklarca kabul edilen ilk 72 saat, afetzedeler için son derece önemlidir.
Deprem travma sonrası stres bozukluğuna neden oluyor
Beden savunmaya geçerek, kalp atışı, nabız, nefes alış hızı artmaktadır. Terleme ve bulantı yaşanabilmektedir. Deprem bitip, kişi güvenli alana çıkabildikten sonra ise bu semptomlar yavaş yavaş normale dönmektedir.
KAF, 1100 km uzunluğunda sağ yönlü ve doğrultu atımlı aktif fay hattıdır. Yaklaşık olarak Van Gölü'nden Saros Körfezi'ne kadar tüm kuzey Anadolu'yu keser. Tek bir faydan oluşmaz, pek çok parçadan oluşan fay zonudur.
DEPREMLER NERDEN GECE OLUR? Bilimsel olmasa da uzmanlar bu sorunun yanıtını belli bir çerçevede veriyor. Güneş'in çekim gücünün etkisiyle Dünya'nın gece bölümü büyük bir baskı altındayken, gündüz kısmı gevşek konumdadır. Bu sebeple depremlerin genelde gece olduğu ve aşırı basınca dayanamayıp kırıldığı tahmin ediliyor.
Bir jeolog olan Dr. Wendy Bohon, 9,5 büyüklüğünde bir depremin gezegenin üretebileceği üst sınır olduğunu ve 10 büyüklüğündeki bir depremin olası olmadığını söylüyor. Şurada Paylaş! Depremlerde kırılan fay hattı; uzunluğa ve derinliğe göre kırılır bu da depremin büyüklüğünü belirler.
İtilmekte olan bir levha ile bir diğer levha arasında sürtünme kuvveti aşıldığı zaman bir hareket oluşur. Bu hareket çok kısa bir zaman biriminde gerçekleşir ve şok niteliğindedir. Sonunda çok uzaklara kadar yayılabilen deprem (sarsıntı) dalgaları ortaya çıkar.
"Seismophobia" yani deprem korkusuna sahip olan kişilerde ise kendisinin ve sevdiklerinin deprem sonucu zarar görme ihtimalinden dolayı yoğun bir korku hakim olmaktadır.
Deprem Baş Dönmesi Yapar mı? Deprem bölgesinde sağlık birimlerine acil başvuran kişilerde baş ağrısı, mide bulantısı, göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı, kolit, astım, baş dönmesi gibi agorofobi semptomlara genel olarak rastlanmaktadır.
Deprem korkusunu yaşamak olağandır. Olağanüstü bir duruma verilen normal tepkilerdir.
Depremin ilk anlarında acil müdahale ekiplerinin yönlendirilmesi açısından iletişim çok önemlidir. Deprem sonrası telefonlar kilitlendiği için arama kurtarma ekipleri haber almakta zorlanmaktadırlar. Ateş yakmayın! Deprem sonrasında kibrit,çakmak gibi,patlamalara neden olabilecek nesneleri kullanmayın.
Depremin etkisini algılarımız kadar hissediyoruz. Örneğin; açık havada hareket halinde olan birisinin algısını bozacak çok unsur olduğu için depremi hissetmez. Sonuçlardan öne çıkan başa konu ise binanın yüksekliğiydi: Yüksek katlarda oturanlar depremi alt katlarda oturanlara göre daha şiddetli hissediyordu.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri