Doğal yıkım olaylarının bir kısmı temelde insan kökenlidir ve önlenebilir. Deprem ve benzeri yıkımlar ise doğrudan doğruya doğal kaynaklıdır. Bu bağlamda, doğa kaynaklı doğal yıkımları önlemek olanaksızdır.
Depremlerin yaşanmasını engellemek elbette mümkün değil, fakat gerekli önlemleri alarak deprem nedeniyle yaşanabilecek maddi ve manevi kayıpların, hasarların önüne geçebilmek mümkün. Diğer bir deyişle deprem öncesinde, esnasında ve sonrasında yapmanız gerekenleri uygulamak hayati öneme sahip olabilir.
Bununla birlikte, bir büyük depremin ardından aynı bölgede tekrar bir büyük deprem meydana gelebilir. Bunun nedeni, ana depremin gerilimleri azaltması ve bölgedeki kırılma hatlarının yeniden düzenlenmesi sonucu, yeni bir deprem için gerekli gerilim birikebilir.
Prof. Dr. Kadıoğlu, “Bilimsel olarak baktığımız zaman günümüzün teknolojisiyle deprem oluşturabilecek bir yapı söz konusu değildir” dedi.
İlgili 32 soru bulundu
Bu plaka hareketleri sonucunda, fay hattı boyunca biriken enerji aniden serbest kalabilir ve bu da depreme neden olur. Zaten her leyden önce fay hatları çok derinlerde ve çok büyük boyutlardadır. Bunları etkilemek için insanların yapabileceği herhangi bir etkinin, fay hareketlerini tetikleme ihtimali yoktur.
DEPREMLER ÖNCEDEN KESTİRİLEBİLİR Mİ? Birçok doğa olayı önceden bilinmesine karşın, depremler, önceden bilinememektedir.
Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok hasarı alan illerin başında gelen Hatay'da kırılan fayın yıkıcı etkisinin 50 saniye sonra ulaştığı belirtildi.
KAF, 1100 km uzunluğunda sağ yönlü ve doğrultu atımlı aktif fay hattıdır. Yaklaşık olarak Van Gölü'nden Saros Körfezi'ne kadar tüm kuzey Anadolu'yu keser. Tek bir faydan oluşmaz, pek çok parçadan oluşan fay zonudur.
"Afet ve Kentsel Dirençlilik" başlığıyla düzenlenen söyleşide konuşan Görür, depremlerin afet olmadığını dünyanın var olma sebebi olduğunu belirterek, "Eğer dünyada deprem olmuyorsa bilin ki hepimizin sonu gelmiştir, dünya ölmüştür. Ölü gezegende deprem yoktur" dedi.
Dünya'da hâlâ oksijen ve atmosfer olacak ancak artık depremlerin yarattığı oluşumlar olmayacağı için zamanla rüzgâr, tüm yapıları dümdüz bir hale getirecek. Sonunda, düzleşmiş kıtaların çoğu sular altında kalacak. Birçok volkan var olamayacak; kalanlar ise daha düz ve daha yaygın bir şekil alacak.
DEPREMLER NERDEN GECE OLUR? Bilimsel olmasa da uzmanlar bu sorunun yanıtını belli bir çerçevede veriyor. Güneş'in çekim gücünün etkisiyle Dünya'nın gece bölümü büyük bir baskı altındayken, gündüz kısmı gevşek konumdadır. Bu sebeple depremlerin genelde gece olduğu ve aşırı basınca dayanamayıp kırıldığı tahmin ediliyor.
Peki, deprem anında evde nerelere saklanmalıyız ? Sağlam sandalyelerle desteklenmiş bir masanın altına, koruma sağlayabilecek herhangi bir hacimli koltuk, sandık ya da kanepe gibi yerlerin yanına çömelmeniz gerekir.
Ülkemizin dünyada bor madeni zenginliği açısından birincisi olmasını deprem fay hatlarına borçluyuz. Endüstriyel hammadde açısından ülkemiz çok zengindir. Madenlerimizi uygun bir şekilde kullanabilirsek, bunun geliri ülkenin her türlü ihtiyacını karşılayabilir.
Zaman içerisinde deprem sıklığının artması veya azalması normaldir. Depremler, "rastgeleye benzer" (İng: "quasi-random") olgulardır; yani istatistiki olarak öngörülebilir bir yaşanma sıklığı modelini takip etmekle birlikte, kendi içerisinde belirli bir rastgeleliğe veya "veri gürültüsüne" de sahiptir.
Büyük bir depremden birkaç hafta ya da birkaç saniye önce oluşan, büyük depremin oluştuğu alan içinde ya da bu alan yakınında ortaya çıkan küçük sarsıntılara öncü deprem denir. Öncü depremler genellikle yakın bir zaman sonrasında gelecek büyük bir depremin habercisi olduğu anlamına gelir.
AFAD ve uzmanların açıklamasına göre Türkiye'de fay hattı olmayan veya deprem riskinin en az olduğu illerin arasında Ankara, Antalya, Sinop ve Zonguldak bulunuyor.
Fay normalde yapışıktır, 300 sene üzerine birikir ve kırılır ama fayın bu kısmı halen yüzeyde kaymaya devam ediyor. 1939-1942 depremi var, bunlarda böyle bir şey söz konusu değil. Dengeleme filan bitmiş, fay kitlenmiş ama burada halen kayıyor, yılda 2 santime yakın neredeyse kayıyor.
Levhalar birbirlerine sürtündüğü esnada büyük kütleler arasında kalan fay adı verdiğimiz zayıf noktalar zorlanır. Bu zorlanma gerilme enerjisi birikmesine yol açar. Zorlanma ve sürtünmenin etkisi ile kısa bir zaman içerisinde çok şiddetli bir kırılma ve hareket ortaya çıkar.
Raporda şu bilgiler yer aldı: Hatay depremi, 45 kilometre uzunluğundaki Antakya fayının 22 kilometre uzunluğundaki kuzey segmentinde meydana geldi. 20 Şubat depremi ile fay hattının kuzey bölümündeki sismik enerji boşaldı.
6 Şubat'ta meydana gelen ve merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 42 binden fazla insanın hayatını kaybettiği 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler ile 20 Şubat'ta Hatay'da meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki deprem Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana geldi.
MARAŞ İLE MALATYA ARASINDA 107 LOKASYONDA GÖZLEM YAPILDI
6 Şubat 2023'te meydana gelen ikinci depremde ise (Mw 7,6), Göksun (Kahramanmaraş) ile Doğanşehir (Malatya) arasında kalan bölgede; Çardak Fayı, Nurhak Fay Kompleksi, Doğanşehir Fay Zonu ile yeni belirlenen Sisne fayının kırıldığı belirlendi.
Enerji, zaman içinde birikir ve büyük depremlere yol açar. Eğer çok fazla yer sarsıntısına sebep olmayan küçük depremler olursa, enerji yavaşça boşalır.
*Anadolu'nun 4 bin yıllık geçmiş depremlerinin sayısal çözümlemesi yapıldığında depremlerin en çok yüzde 13 ağustos, yüzde 11 ekim ve yüzde 10 aralık aylarında olduğu görülmüştür. Depremlerin en az olduğu aylar ise haziran, mart ve kasımdır.
Sarsıntı, büyükçe bir kamyonun geçişi sırasındaki sarsıntıyı andırır. Başlama ve bitişi insanlar tarafından hissedilebilir. Gündüz vakti binalarda bulunan hemen herkes tarafından hissedilir, dışarda bulunanların çok azı sarsıntıyı hisseder. Gece vakti bazılarını uykudan uyandırır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri