Deniz suyu çeşitli vitaminler, elementler, mineral tuzlar, mikroorganizmalar ve amino grup asitler ihtiva eder. Tüm bu bileşenler insan vücudu için oldukça faydalıdır. Deniz suyu antiseptik ve antienflamatuar özelliklere sahiptir. Bu sayede enfeksiyon, mantar, mikrop ve bakterilerle savaşır.
Yüzerken az bir miktar su yutulduktan hemen sonra içilen tatlı su ile deniz suyu vücuttan atılır. Fakat çok fazla deniz suyu yutulması ise, ciddi zararlara yol açabilir. Kişi tuzlu su ya da deniz suyu içtiği zaman hiç su içmemiş gibi olur. Bunun üzerine vücudun su kaybetmesine yol açar.
Deniz Suyunu Fazla Yutmanın Sonuçları
Bu etkileri ortadan kaldırmanın ilk yolu bol bol içme suyu tüketerek vücuda ihtiyacı olan doğru suyu sağlamaktır. Aksi takdirde vücut su kaybını kendi telafi edebilmek adına kan damarlarındaki kan basıncını sıkıştırır ve kalp atışlarında ani hızlanma başlar.
Deniz suyununun içeriğinde bulunan tüm bileşenler antibiyotik etkiye sahiptir. Bunların yanı sıra deniz tuzu; ateşlenme, alerji yahut otoimmün bozukluklarını defetmek için vücutta güçlü bir bağışıklık sistemi oluşturmaya yardımcı olur. Deniz tuzu, yaşamı tehdit eden hastalıkların oluşum riskini ortadan kaldırır.
Öksürük, astım, sinüzit vb. gibi hastalıklar yaşayan kişiler burunlarını ve nefeslerini açmak için deniz suyundan yararlanır. Karaciğer ve böbrek hastalıkları için tedavi edici özelliği bulunur. Hücreleri yeniler, iyileşme sürecini hızlandırır. Egzamaya iyi gelir.
İlgili 30 soru bulundu
İlkinde deniz suyu ısıtılarak buharlaşması sağlanıyor. Daha sonra su buharı soğutularak yoğunlaştırılıyor ve sıvı haldeki saf su depolanıyor. İkinci yöntemde ise deniz suyundaki çözünmüş haldeki tuz, sadece belirli büyüklükteki parçacıkları geçiren bir zar kullanılarak, ayrılıyor.
Cilt, bağışıklık sistemin önemli bir parçasıdır. Sürekli suda kalındığında örtü tabakasında zedelenmeler olabilir. Uzun süre suda kalınması ciltte kurumaya neden olacağı için enfeksiyonlara da açık hale gelecektir. Bunun için; denizde ya da havuzda 1 saatten fazla kalmak önerilmemektedir.
Tuzlu su, akciğerimize saldıran toksinleri ve diğer zararlı elementleri ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Deniz suyu kalın bağırsakları temizler. Küçük miktarlarda okyanus suyunun yutulması, özellikle çocuklarda kolonun boşaltılmasını kolaylaştırır, vücudu detoksifiye eder ve vücudun enerjisini yeniler.
Çoğu geleneksel yüzme havuzundaki artık kimyasallardan ve klordan kurtulmak için durulamak veya duş almak istemeniz mantıklıdır . Klor bakterileri öldürmek için kullanılır, bu nedenle uzun süre maruz kalanlarda ciltte tahrişe veya hassasiyete neden olabileceği makul görünmektedir.
“Denize/Okyanusa işemekte hiçbir sorun yok. Çünkü: 1- Öncelikle ortalama insan idrarının yüzde 95'i sudan oluşuyor. Ayrıca litrede 1-2 gram kadar sodyum (NA+) ve klorür iyonları (CI-) barındırıyor.
İshal yapan bakteriler ve parazitler veya cilt -yumuşak doku enfeksiyonu yapabilen bakteriler deniz suyu vasıtasıyla insan vücuduna giriş yapabiliyor.
Eğer tuzlu su ya da deniz suyu içerseniz, aslında hiç su içmemiş gibi olursunuz ve üstelik bir de su kaybedersiniz. Bu durumda vücut sıvıları tükenir, kas krampları meydana gelir, ağızda kuruma gözlemlenir ve tabii ki susarsınız.
Tuzlu deniz suyu ile meydana gelen boğulmalarda yaş akciğer denen bir durum oluşur. Tatlı suyla olan boğulmalarda da kuru akciğer denen patoloji oluşur ki her iki durum da akciğere ciddi anlamda zarar verir ve hastanede yatış gerektirir. Bazen bu durum geri dönüşümsüz akciğer hasarına sebep olabilir.
Büyük bir doğal antiseptik olan deniz suyu önemli derecede enfeksiyonlara karşı , bakteri ve mikrop öldürmek için vücudun direncini artırır. Deniz suyu eski çağlardan bu yana tıp alanında sıklıkla kullanılmıştır.
Bunun yanında kanalizasyon bulaşan deniz suyu kulak enfeksiyonları, göz iltihabı, ciltte mantar ve ishal gibi sindirim sistem sorunlarını da yol açabiliyor.
2-Doğal antidepresandır
Denize girdiğinizde de vücudunuzda endorfinler yükselir. Mutluluk hormonu olarak adlandırılan endorfinler vücudun iç morfini gibi düşünülebilir. Kendinizi iyi hissetmenizi, ağrılarınızın azalmasını ve gevşemenizi sağlar.
Deniz suyu çeşitli vitaminler, elementler, mineral tuzlar, mikroorganizmalar ve amino grup asitler ihtiva eder. Tüm bu bileşenler insan vücudu için oldukça faydalıdır. Deniz suyu antiseptik ve antienflamatuar özelliklere sahiptir. Bu sayede enfeksiyon, mantar, mikrop ve bakterilerle savaşır.
Deniz suyunun mikropları öldürmesi ve cilt iltihabı, akne ve sivilce bir cilt sorunlarının önüne geçmesinin yanı sıra psikolojik olarak etkileri de söz konusudur. Denizin verdiği huzur etkisi kişinin stres seviyesini düşürücü etki yapar.
Deniz suyundaki en başlıca elementler bolluk sırasına göre; Klor, Sodyum, Magnezyum, Kükürt, Kalsiyum, Potasyum, Brom,Karbon Bunların çoğu da klorürler halindedir.
Deniz suyu vücutta oluşan ödemi çözmeye yardımcı olur.
Tıpkı bağırsaklarda olduğu gibi vajinadaki bakteriler de bulundukları bölgeye zararlı bakteri vemantar türlerinin gelmesini engelliyor. Böylelikle vajina içerisindeki bakteriler organ içerisinde bir denge kuruyor ve genital sağlığa olumlu katkıda bulunuyor. Havuz ve deniz suyu vajinadaki dengeyi bozabilir.
Eğer cildiniz kuruysa, deniz suyu cildin nemini yeniden kazanmasını teşvik eder. Bunun yanında ölü hücrelerden arınmasını da sağlar. Pürüzsüz bir cilde sahip olmak hayalinizse, deniz suyu yüzünüzü güldürecektir. Deniz tuzunda bulunan magnezyum hidrat daha pürüzsüz ve parlak bir cilt için anahtar niteliğinde.
Güneş ışınları, deniz suyu ve diğer faktörlerin de etkisiyle cildimizde oluşan lekelerden kurtulmak mümkün. Dermatoloji Uzmanı Nacar, lekelerin, hidrokinon, kojik asit, askorbik asit, soyucu nitelikteki meyve asitleri ve retinoik asit gibi renk açıcı preparatlar kullanılarak tedavi edilebileceğini söyledi.
Tuzlu su gözdeki mikropları kırmaz
Bilinenin aksine tuzlu deniz suyunun gözleri yakması mikropları öldürdüğü anlamına gelmemektedir. Tuzun kimyasal reaksiyonu gözde doğal yanmaya sebep olur. Kızarıklık meydana gelir ancak bunun enfeksiyon gibi bir zararı olmamaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri