Aspirin tedavisi kaçıncı hamilelik haftasına kadar devam ettirilmelidir? Aspirin ve ağrı kesici olarak kullanılan diğer Non-steroid antienflamatuar ilaçlar hamileliğin 32-33. haftasından sonra kesilmelidir.
CORASPIN, hamileliğin son 3 ayında kullanılmamalıdır.
ECOPİRİN, hamileliğin son 3 ayında kullanılmamalıdır. Hamileliğin ilk 6 ayında ise doktorunuza danışmadan ECOPİRİN kullanmayınız.
Bunlardan biri gebelikte aspirin kullanımı on altıncı haftadan evvel başlanmalıdır. Şayet on altıncı haftadan sonra başladıysa bir katkısı saptanmamıştır.
Asetilsalisilik asit grubu: Aspirin, Coraspin, Ecopirin tümü benzer ilaçlardır. Klopidogrel grubu: Plavix, karum, pingel hepsi aynı ilaçtır.
İlgili 39 soru bulundu
Kalp hastası olmayan kişilerin kardiyovasküler hastalıkları önlemede Coraspin, ikincil korumada çok faydalıdır. Hatta bu ilaç 'Harika İlaç' diye adlandırılmıştır. Ancak birincil korumada aspirin kullanımına dair çok güçlü kanıtlar yoktur. Bu nedenle ancak seçilmiş hastalarda Coraspin kullanımı önerilmektedir.
Kan sulandırıcı kullanan hastalar greyfurt, kızılcık veya greyfurt suyu tüketmemelidir. Aşırı zencefil, mango, sarımsak, yeşil çay (haftada 1 ) tüketimi sınırlandırılmalıdır. Kan sulandırıcı etkisinden dolayı acı biber kullanılmamalıdır.
Gebeliğinde preeklampsi gelişme riski yüksek olanlar aspirin kullanmalıdır. Aspirin, preeklampsininönlenmesi ve gelişiminin geciktirilmesinde kullanılır. Önceki gebeliğinde preeklampsi geçirmemişancak gelişme geriliği veya ölü doğumu olan gebelerde aspirin kullanılması önerilmez.
Pek çok anne adayı, “hamilelikte kan sulandırıcı ne zaman verilir” sorusuna yanıt arar. Bu sorunun cevabı, kolayca anlaşılabileceği üzere pıhtılaşma riskini ortadan kaldırmaktır. Gebelikte tromboli oluşumunu engellemenin en etkili yolu, anne adayına enjeksiyonla kan sulandırıcı ilaç verilmesidir.
Guaifenesin içeren öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları. İlk trimesterde (ilk 3 ayda) bu bileşenle ilaçlardan kaçının. Aspirin ve ibuprofen (Advil ve Motrin gibi) ve naproksen (Aleve vb.) gibi ağrı kesici ilaçlar.
Trombofili olan hastaların normal hastalardan farklı bir durumu ve riski bulunmamakta, hem normal hem de sezeryan doğum yapabilmektedir. Sadece doğumun planlandığı gün kan sulandırıcı iğne yapılmaması yeterli olmaktadır.
İdeal kan sulandırıcı ilacın gıdalar ve ilaçlarla etkileşimi bulunmamalı, günlük sabit dozda kullanılmalı ve doz ayarı gerektirmemeli, günde tek doz oral yolla kullanılmalı, etkin dozlarda geniş bir güvenlilik aralığı olmalı ve sürekli kan tahlilleri ile izlem gerektirmemelidir.
Arteriyel kan damarları ile ilgili operasyon ve diğer girişimleri takiben [Perkütan translüminal koroner anjiyoplasti (PTKA), koroner arter by-pass grefti (KABG)] tromboz profilaksisinde: 1x1 tablet/gün. Riskli hasta gruplarında geçici iskemik ataklar ve serebral infarktüsün önlenmesinde: 1-3x1 tablet/gün.
Tekrarlayan düşükler, tüp bebek, geçirilmiş preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) gibi durumlarda gebelik döneminin bir kısmında veya tüm hamilelik boyunca kan pıhtılaşmasını önleyen günlük iğne (Clexane, Fraxiparine, Hibor) kullanılması gerekebilir.
Kan sulandırıcı ilaçlar bazı riskli gebelik durumlarında kullanılabilmektedir. Aslında oldukça sınırlı kullanım alanı olan bu ilaçlar çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bazılarının iğne formunda tüm gebelik süresi boyunca kullanılacak olması gebelerde kullanımı ile ilgi sorunlar yaratmaktadır.
Bilim insanları, doktorlar tarafından önerilmediği sürece her gün bir Aspirin almanın tehlikeli olduğu uyarısında bulundu. Aspirin yıllardır doktorlar tarafından hastalara yazılan bir ilaç. Fakat doktorlar hastanın durumuna göre ilacın kanı sulandırmasının faydasını ve riskini hesaplayarak bu ilacı veriyor.
İşte yukarıda sayılan neden veya nedenlerle kan sulandıcı tedavisi altında iken veya bir iki günlük kan sulandırıcıyı herhangi bir nedenle bıraktığı zaman vücut otomatik olarak pıhtılaşma sistemini artırmaya başlar ve bu durum ani gelişen pıhtı, emboli veya trombüslere yani damarların tıkanmasına yol açar.
APTT testi, vücut içerisinde yer alan kanın pıhtılaşma süreci hakkında bilgilerin elde edildiği özel ve faydalı bir tıbbi test türüdür.
Kan pıhtılaşmasının belirgin belirtileri yoktur; çünkü pıhtılaşmanın olduğu bölgeye göre görülebilecek belirtiler de farklılık gösterebilmektedir. Örneğin; Akciğer ve kalpte görülen pıhtılaşmanın belirtileri; göğüs, kol, sırt ve boyunda oluşan ağrı ve nefes darlığı yaşanması.
Kan pıhtısı oluşumunun engellenmesine yardımcı olmasıyla aspirin, arterlerden yeterli miktarda kan akışı sağlar ve bu şekilde erkeklerde ve kadınlarda kalp krizi riskini azaltır.
Hamilelikte baş ağrısı genellikle hormonal değişiklikler, kan hacminde ya da kan basıncında artış, susuzluk, stres, yorgunluk, açlık, kan şekeri düşüklüğü, boyun ve omuz kaslarında gerilim gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır. Ancak, bu baş ağrıları çoğu zaman korkulacak bir durum değildir.
Kan sulandırıcı etki bebe aspirinin faydaları arasında da ilk sıralarda gelir. Uzmanlar şeker, tansiyon ya da kalp krizi riski taşıyan ailelerin evlerinde bebe aspirini bulundurmalarının faydalı olduğunu belirtir.
Bahsedilen kuruluşların rehberlerine göre risk grubunda bulunan gebelere, bazı durumlarda gebelikte, ancak çoğunlukla da lohusalıkta pıhtılaşma önleyici ilaçlar verilmesi gerekebilmektedir. Bu konuda en çok kullanılan ilaç grubunu, düşük molekül ağırlıklı heparin dediğimiz günlük iğne tedavisi oluşturur.
ZENCEFİL, ZERDEÇAL, IHLAMUR VE TARÇINA DİKKAT
Sarımsakta bulunan ajoen maddesinin de kan sulandırıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Ayrıca yüksek doz E vitamini içeren kabak çekirdeği, somon ve hamsi, maydanoz, ıspanak ve avokado gibi gıdalardan fazla tüketmek de kan sulandırıcı etkiye neden olur.”
Kan sulandırıcı meyve-sebzeler nelerdir? Şimdiye kadar pek çok meyve veya sebzenin kan sulandırıcı etkisi deneysel ortamda veya canlıda araştırılmıştır. Çilek, erik, kivi, ananas, siyah üzüm, kiraz, vişne, kavun bunların en sık bilinenleridir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri