Bibliyofil Yunanca kitapsever demektir. Ali Püsküllüoğlu'nun Türkçe Sözlük'ünde bibliyofil için kitap dostu, kitaplara düşkün kimse denmiştir.
Yunanca kitapsever anlamına gelen Bibliyofil TDK sözlükte kitap dostu, kitaplara düşkün olan kimse olarak açıklanmıştır. Kitap okumayı seven kimselere bibliyofil denir.
Kitap okumak düzenli yapıldığı taktirde hafızayı güçlendirir, kelime haznesini genişletir ve ifade yeteneğini geliştirir. Bunun yanı sıra stresi azaltarak uyku ve yaşam kalitesini arttırır. Düzenli olarak kitap okuyan insanların beyninde yeni nöron bağlantıları oluştuğu ve zeka kapasitesinin arttığı gözlemlenmiştir.
Sahaflık, kitapseverler ve etrafında oluşan kültürle sürdürülen geleneksel bir meslektir. Kitap sevgisi ve çevresinde oluşan gelenekleri de kapsayan bu meslek, aynı zamanda kuşaktan kuşağa aktarılır.
Arapça kökenli bir sözcük olan sahaf sözcüğü esasında "kitap satan, kitap satılan" anlamında olmakla birlikte, günümüzde ikinci el dergi ve kitapların satıldığı yerlere verilen isimdir.
İlgili 15 soru bulundu
Kitapçılık, kitap evi veya kitap mağazası, kitapların satışı ve ticaretidir. Kitapçılık kitap yayınlamasının perakende ve dağıtım sürecinin sonudur. Kitapçılıkla uğraşan kişilere kitapçı denir.
Sahaf, genel anlamıyla eski, artık basımı yapılmayan ya da ikinci el dergi ve kitapların alınıp satıldığı veya başka bir kitapla değiştirildiği küçük işletmeler ile bu mesleği yapanlara denir.
Sonuç olarak, çok kitap okumak zekayı geliştirir ve bu süreçte anlamaya, anlatmaya, analiz etmeye, nöron bağlantılarını arttırmaya, hafıza güçlendirmeye, hayal gücü ve yaratıcılığı geliştirmeye yardımcı olacak bilişsel yetenekler üzerinde olumlu etkiler yaratır.
Kelimelerin okunması, vurgular ve nefes kontrolü ile diksiyonu zamanla düzeltebilirsiniz. Zamanınızın çok kısa bir anını sesli kitap okumaya ayırarak diksiyonunuzu düzeltebilir, daha akıcı ve doğru konuşabilirsiniz. Nefes kontrolü de sağlanacağı için sesli kitap okumak diksiyon geliştirmek için önemlidir.
İnternette geçirdiğimiz zamanı azaltarak günlük rutinimiz de kitap okumaya yer ayırmak gerekiyor. İşte düzenli kitap okumanın bilimsel olarak kanıtlanmış 5 faydası… Kitap okumak, ifade ve iletişim becerilerini geliştirme, özgüven kazandırma, stresi azaltma gibi sayısız fayda sağlıyor.
Kimi insanlar vardır, kitap kokusunu çok sever. Bunlara "Bibliosmia" deniyor.
Bibliomania hastaları okumadığı kitaplar ile ilgili herhangi bir şey hissetmezken, tsundoku hastalarında yoğun suçluluk duyguları vardır. Bibliomaniada kişi aldığı kitapları başkalarına göstermekten keyif alır ve sosyal medyada sık sık paylaşır.
Bibliyofil'in bir üst mertebesi bibliyomanlık'tır ve hastalık düzeyinde kitap tutkunu anlamına gelir.
Kısaca tanımlayacak olursak, okuma alışkanlığı; bireyin bir gereksinim ve zevk kaynağı olarak algılaması sonucu okuma eylemini yaşam boyu, sürekli, düzenli ve eleştirel bir biçimde gerçekleştirmesidir (Yılmaz, 1993, s. 30). Okuma alışkanlığı yaşam boyu öğrenmenin temelidir.
Okuma, yazma ve konuşma becerilerini geliştirmenin yanı sıra hafıza ve zekâ güçlendirici etkisiyle hayatında önemli bir rol oynar. Kitaplar, seni etkiler ve çoğu zaman hayatın üzerinde etkiler bırakır. Bilgiyle dolu olan kitaplar sana zorlukları, sevgiyi, korkuyu ve hayatın bir parçası olan birçok şeyi öğretir.
Düzenli kitap okuma alışkanlığı, kişinin hayal gücünü geliştiren ve yaratıcı düşünme becerilerine de etki eden bir zihinsel aktivitedir. Bu sayede, okuyan bireyler gelişen hayal güçleri ve yaratıcılıklarıyla günlük yaşamlarında ve iş hayatında daha başarılı ve mutlu olmaktadır.
En verimli kitap okuma saatleri sabah ve gece uyumadan önceki zaman dilimidir. Sabah kitap okumak yeni bir güne pozitif başlamanıza, gece yatmadan önce okuduğunuz kitap ise kafanızı boşaltmanıza ve rahat bir şekilde uyumanıza yardımcı olur.
Tsundoku Sendromu, bireyin okuyamayacağı kadar kitap alması ve henüz okunmamış bir yığın kitabı olmasına rağmen ''okuma niyeti ile '' yeni kitaplar almaya devam etmesi durumunu ifade etmektedir. Bu kelime kökenlerini Japoncadan almaktadır.
Deli dana (Creutzfeldt-Jakob hastalığı), 1/1.000.000 (milyonda bir) ve hızlı seyreden bir prion hastalığıdır. Bilişsel ve ruhsal bozukluklar, serebellar ataksi, miyoklonik hareketler ve görme kaybı ile ortaya çıkar. Hastalığın bir tedavisi bulunmadığı gibi kısa sürede ölümle sonuçlanır.
Akdeniz ateşi, ataklar halinde ilerleyen bir hastalıktır. FMF hastalığında tekrarlayan yüksek ateş nöbetleri görülür. Atak başlangıcının ilk 24 saatinde ortaya çıkar ve ateş 40 dereceye kadar yükselebilir. Atağın ikinci ve üçüncü ataklarında ise, ateş düşmeye başlar.
Akademik ya da popüler bilim türündeki kitaplar ağırlıktaysa ve bazı konuları o anda anlamadıysanız, kendinizin üstüne aşırı yüklenme ve özgüvensizlik gibi şeyler yaşanabilir, bu da vakit kaybına sebebiyet verir. Dengeli bir kitap türü sepetinden, her gün saatlerce okusanız da bir şey olmaz.
Japonca kökenli bir kelime olan tsundoku, “kişinin okuyabileceğinden daha fazla sayıda kitap satın alması yani istiflemesi” anlamına geliyor. Tsundoku kelimesi ilk kez 1879 yılında yayımlanan ve çok sayıda kitaba sahip olan ama onları okumayan bir öğretmenin eleştirildiği bir metinde geçiyor.
Reading slump tabiri okuyamama durumunu anlatıyor. Henüz Türkçede tam olarak oturmuş bir karşılığı yok. Ancak bu tabir Türkçede 'okuma yalpalaması' gibi bir anlam taşıyor. Okuyamama, tıkanma gibi durumlar söz konusu yani.
Deli dana hastalığı prion adı verilen anormal yapıdaki proteinlerin birikmesi sonucunda ortaya çıkar. Prionlar kendiliğinden çoğalabilen, kendini kopyalayabilen, özellikle beyin, kalp, akciğer ve aktif lenfositler gibi çeşitli yapılarda bulunan protein partikülleridir.
Eger bir hastalık bir populasyonda bireysel vakalar halinde, nadiren ve düzensiz görülüyorsa buna sporadik seyir denir. Böyle bir hastalığa da sporadik hastalık denir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri