Bitkilerin nöronları yok. Dolayısıyla, fizyolojik açıdan ancak nöron ağlarıyla oluşturulan sinir sistemleri de yok. Bunun ötesinde, acı hissini iletmeye yarayan "nociception" sistemlerine de sahip değiller.
Hayır, bitkiler insan ve insan dışı hayvanlar gibi acı çekmiyor ama evet, bitkiler de kesinlikle canlı. En azından günümüzdeki mevcut bilimsel bulgulara göre durum bu. Bitkiler; kokulara, seslere ve ışığa tepki veriyorlar.
Bitkisel psişizm, bitkilerin hisleri ve algıları olduğuna dair paranormal iddialar bütünü. Bitkilerin herhangi bir sinir sistemi bulunmadığından, bu yöndeki iddialar bilim dünyası tarafından sözdebilim olarak değerlendirilir. Bitkiler üzerinde parapsikolojik araştırmalar 1960'lı yıllarda başlamıştır.
Kaynakların bu dağılmışlığına karşı geliştirilen evrimsel çözüm, bitki vücudunun iki ana sistem şeklinde farklılaşması olmuştur: toprak altındaki bir kök sistemi ve gövdelerden ve yapraklardan oluşan havayla temas halindeki bir sürgün sistemi.
Hayvanlarda, bilincin bulunduğu anahtar niteliğindeki özelliğin bitkilerde bulunmadığı düşünülüyordu. Bilinç sahibi bütün hayvan türlerinde beyni meydana getiren sinir hücrelerinden oluşan, kompleks hiyerarşik bir bilgi işleme ağı bulunuyor. Bitkilerde ise merkezi anlamda beyni oluşturacak sinir hücreleri yok.
İlgili 33 soru bulundu
Bitkiler geçmişte olan olayları unutmama, ileride karşılaşacakları çeşitli durumlarda hatırlama ve bu bilgileri kullanma yeteneğine sahiptirler. Örnek vermek gerekirse ; Küstüm(otu)çiçeği Mimosa Pudica 🍃.
Beyindeki sinir hücrelerine benzer şekilde, bu hücreler hormonlarla iletişim kuruyorlar, çevresel şartları değerlendirip "doğum" un ne zaman olacağına karar veriyorlar. Yani kısacası, bitkilerin gerçek bir beyni olmayabilir ama varmış gibi hareket ettikleri de yadsınamaz.
Bitkinin toprak üstü organlarını (yaprak ve üreme organları) taşıyan, onların belir- li bir düzende bir arada durmalarını sağlayan ve toprak üzerinde bulunan yapıya gövde adı verilmektedir.
Tüm bitkiler aynı büyüme oranına sahip değillerdir. Tek yıllık (yani gelişip üreyip olgunlaşması için bir yıl veya bir dönem kadar zamanı olan ) bitkiler daha hızlı büyüyüp kendini geliştirecektir.
Başlıca bitki hormonları oksin, sitokininler, Giberellinler, absisik asit, etilen ve brassinosteroitlerdir. Tüm hormonlar nispeten küçük moleküllerdir.
Bitkisel hayat ve koma durumlarında beyin sapı fonksiyonları devam etmektedir. Hastanın solunumu ve diğer organ fonksiyonları hala beynin kontrolü altındadır. Ancak beyin ölümünde, beyin artık fonksiyon göstermemektedir.
Sinir sistemi iki bölümden oluşur. Merkezi sinir sistemi (MSS) ve çevresel sinir sistemi (ÇSS).
İnsanda sinir sistemi merkezi sinir sistemi (MSS) ve çevresel sinir sistemi (ÇSS) olmak üzere ikiye ayrılır. ✔ Beyin ve omurilikten oluşur. ✔ Duyu nöronları ile gelen uyarıları değerlendirerek uyarılara uygun cevap oluşturur.
Bitkilerin sinir sistemi olmadığı için, bizim algıladığımız dünyayı, bizler gibi algılamaları mümkün değildir.
Bitkiler, insanlar ve diğer hayvanların acıyı hissettiği şekilde acıyı hissedemez. Dış uyaranları acı verici bir şey olarak yorumlayacak ağrı reseptörleri, sinir ve merkezi sinir sisteminden yoksundurlar.
Bitkilerin bizimkilere benzeyen duyu organları, dokuları ya da sinir sistemleri olmayabilir, ama buna rağmen onlar gene de hisseder ve çevrelerinde olup bitenleri algılar. Tıpkı bizler gibi onlar da görür ve koklar.
Ancak fotosentez organları kuvvetli olmayan bitkilerde, bitkinin yeni kök oluşturacak enerjiyi karşılayamayacağı için, kök budaması bitkinin ölümüne sebep olabilir.
Dallı darı Kuzey Amerika'da doğal olarak yetişen önemli yem bitkilerinden bir tanesidir. Bu tür 1–3 m ye kadar boylanabilmekte, gövdeleri çok dallı olup, yeşil renkli ve çıplaktır. Bitkiler rizom meydana getirmektedir.
Bitkiler her canlı gibi doğar, büyür ve farklılaşarak gelişirler ve sonuçta ölürler.
Tüp çekirdeği,polenin çimlenerek dişicik borusuna doğru uzanan polen tüpünün oluşmasını sağlar. Polen tüpü büyüyerek yumurtalığa doğru uzanırken,doğurucu çekirdek de tüp içine geçer ve burada mitoz bölünme ile iki sperm çekirdeği meydana gelir.
İlk çiçeğin atası (anjiyosperm yani kapalı tohum oluşturan) olarak Archefructus lionigensis kabul ediliyor. Otsu bir bitki ve çiçeği de oldukça basit. Anjiyospermin özelliği de rüzgar, su gibi taşıyıcılar yerine arı örneğindeki gibi hayvanların polen taşımaya katkısını sağlıyor olması.
Çiçeksiz bitkilerin çiçekleri ve tohumları bulunmaz. Aynı zamanda bu bitkiler sporla ürer. Bu özelliği sayesinde diğer bitkilerden ayrılır.
Hem kapalı tohumlu bitkilerin hem de açık tohumlu bitkilerin erkek organları polen salgılarken, dişil organları polenlerin ulaşması gereken yumurtalıkları içeriyor. Kısacası, bitkilerde ya erkek ve dişi organlara sahip çiçekler eşzamanlı bulunuyor ya da çiçekleri hem erkek hem de dişi organlara sahipler.
🌿 Bitkiler, yapraklarla hem solunum yapar hem beslenir. Buna fotosentez denir.
Bitkilerde bildiğimiz manada ruh yoktur.
Bitkilerde ruhun vazifesini, büyüme, gelişme ve farklılaşma gibi birtakım kanunlar görmektedir. İnsan da dâhil, canlılarda görülen bir takım his ve davranışlar, bir takım hormon ve enzimlerin etkisiyle hâsıl olmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri