Bitkiler de insanlar gibi ışığı görürler. Gözleri olmasa da gövdeleri ve yapraklarında bulunan fotoreseptörler ile görürler.
Bitkilerin bizimkilere benzeyen duyu organları, dokuları ya da sinir sistemleri olmayabilir, ama buna rağmen onlar gene de hisseder ve çevrelerinde olup bitenleri algılar. Tıpkı bizler gibi onlar da görür ve koklar. Hatta duyar, tat alır, teması hisseder, iletişim kurar, mutlu olur ve dans ederler.
Hayır, bitkiler insan ve insan dışı hayvanlar gibi acı çekmiyor ama evet, bitkiler de kesinlikle canlı. En azından günümüzdeki mevcut bilimsel bulgulara göre durum bu. Bitkiler; kokulara, seslere ve ışığa tepki veriyorlar.
Bitkiler, belki de ihtiyaç duyduklarında sinirsel sinyalleri hayvanlardaki gibi kullanıyor fakat bunu pek olası görmüyoruz. Aslında mental süreçlerini insanla karşılaştırarak anlamaya çalıştığımız bitkileri, bizimkinden faklı bir bilinç düzeyine sahip oldukları için kavrayabilmemiz imkansız.
Evet, bitkilerin duygular vardır ama bir bitkiye gidip "seni nalet giresi bitki" dediğinizde solacağını sanmam :). Bitkiler tehditlere karşı korku ve stres duyumsarlar ve böylece savunma düzenekleri devreye girer. Örneğin Küstüm otu dokununca çoğu bitkide olduğu gibi strese girer ve yaprakları ile kendini korur.
İlgili 43 soru bulundu
' Bitkilerin çok zengin ve çeşitli çok güçlü duyusal girdileri vardır. Bitkiler geçmişte olan olayları unutmama, ileride karşılaşacakları çeşitli durumlarda hatırlama ve bu bilgileri kullanma yeteneğine sahiptirler.
Bitkilerdeki diğer tepkiler arasında tropizm (dokunmaya tepki), niktinasti (hızlı tepki), bitki savunma mekanizmaları ve çiçeklenme gibi süreçler bulunur. Bitki psikolojisi, bitkilerin bu tepki ve davranışlarının ardındaki mekanizmaları anlamak için çeşitli araştırma yöntemlerini kullanır.
Görünüşe göre bitkiler hava yolu ile -bazı kimyasalların salınımı- ve toprak yolu ile -kökler ve mantarlar aracılığı ile- haberleşip, iletişim kurarlar. Bitkilerin bu ve benzeri yollarla iletiştikleri bilimsel olarak defalarca kanıtlanmıştır. Bu iletişimde bitkiler kendilerine özgü dili kullanırlar.
Bitkiler, her ne kadar hayvanlar kadar karmaşık yapılı olmasalar da ve algı düzeyleri hayvanlara göre oldukça düşük olsa da, kendilerine has bir algı ve bilinç mekanizmaları bulunmaktadır.
İsrail'de yapılan bir araştırma bitkilerin stres altındayken ses çıkardıklarını ortaya koydu. Tel Aviv Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre susuz kalan veya sapları koparılan bitkiler diğer bitkiler ve bazı hayvanların 5 metre uzaklıktan algılayabileceği 'sesler' çıkarıyor.
Bitkiler bedensel temas ile sevgiyi algılayan canlılar değillerdir. Onların yapraklarını okşamanız hatta öpmeniz onları mutlu etmeyecektir. Ancak bitkilerinizin yapraklarını okşamanız onların hareketlerine katkı sağlayacaktır.
Kimi bitkiler bir araya geldiklerinde “aşıklar” gibi davranırken, kimileri ahbap çavuşlar gibi “ortaklıklar” kuruyor, bazen bir ilişki yıkıcı olabilirken, bazen son derece yapıcı olabiliyor. Bitkiler arasında da herkesin komşu olmaya can attığı popüler türlerin yanı sıra varlığına katlanılamayan türler de mevcut.
Evet, evlerimizdeki bitki ve çiçeklerimiz de hastalanıyor. Dahası, fungal ve bakteriyel hastalıklar süs bitkilerinde sıkça rastlanan bir durum. Üstelik kısa sürede hastalığa müdahale etmezsek bitkilerimiz ya kalıcı olarak zarar görüyor ya da tamamen ölüyorlar.
Bitkiler elbette iletişim kuruyorlar ama bizimle değil; diğer bitkiler ve mantar gibi canlılarla. Yani onlarla tatlı tatlı konuşmanız bir işe yaramaz fakat en sert metal müzikleri dinletirseniz, yayılan titreşim büyümesine yardımcı olacaktır!
Bitkiler gündüzleri fotosentez, geceleri ›ş›k enerjisi olmad›ğ› zaman solunum yapar. Bitkiler gündüzleri solunum yaparken karbon dioksit al›r ve oksijen verir; geceleri ise oksijen al›p karbon dioksit verir.
Bitkiler de insanlar gibi ışığı görürler. Gözleri olmasa da gövdeleri ve yapraklarında bulunan fotoreseptörler ile görürler. Daha da ilginci bitkiler gelen ışığın mavi mi kırmızı mı olduğunu, uzaktan mı yakından mı geldiğini görebilirler.
Bitkilerin gayet zeki olduğu ve iletişim kurabildiği bir gezegen hayal edin. Bu hayali gezegende bitkiler kendi aralarında bilgi alışverişi yapabiliyor. Köklerinden en tepesindeki yaprağa kadar her türlü bilgiyi aktarabiliyor. Çevresinde kendi türünden olanlarla diğerlerini ayırabiliyor.
Görülecektir ki hayvanların da bir aklı vardır. Sahâbe'den Ebû'd-Derdâ da kısmi bir akla sahip olduklarını kabul etmektedir. Ayrıca bazı hadis rivayetleri içerdikleri ayrıntılarla hayvanların aklı olduğunu teyit etmektedir. Hayvanlar müktesep değil, matbu (doğuştan/kodlanmış) bir akla sahiptirler.
Hayvanlar, pek tabii, insanlar gibi düşünebilirler. Ya da, şöyle ifade edilmesi çok daha doğru olur: Hayvanlar, pek tabii insanlar gibi düşünebilirler; yalnızca bizim “kadar” düşünemezler. Beyni olan her hayvanın belli düzeyde zekası, algısı, iradesi, kararları ve bilinci bulunur.
Bitki hücrelerinin büyümesinde oksin adlı bir hormonun rol aldığı biliniyor. Adını Yunancada “büyümek” anlamına gelen auxein kelimesinden alan bu molekül, hücrelerin büyümesinde rol oynayan diğer moleküllerin üretilmesini sağlayan genleri aktifleştirir.
Bütün kültür bitkileri belli düzeylerdeki tuzluluğa karşı duyarlıdırlar. Bitkinin tuzluluğa duyarlı olmasının anlamı, düşük tuzluluk düzeylerinde dahi çözelti içerisinde oluşan ozmotik basınç değerlerinin bitki kökleri tarafından karşılanamamasıdır.
Bitkilerin gözleri yok, dolayısıyla göremiyorlar. Ama görsel uyaranlara, örneğin ışığa karşı hassaslar. Kulakları yok, duyamıyorlar, ama havadaki ses titreşimlerine tepki verebiliyorlar. Kokular veya böcek ısırıkları da bitkilerde ilginç savunma davranışlarını tetikleyebiliyor.
Ağaçlar topraktan enerji almazlar, enerjiyi kendileri üretirler. Ağaçlar topraktan aldıkları su (H2O) ile havadan aldıkları karbondioksiti (CO2) güneş ışığı ile tepkimeye sokarak şeker (C6H12O6) ve oksijen (O2) üretirler. Bu işleme fotosentez denir.
Bitkiler çevreden gelen uyaranlara tepki vererek, bireysel olarak hareket eder gibi gözlense de tüm populasyona avantaj sağlayacak şekilde davranırlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri