Bitkilerin kökleri, yaprakları ve gövdeleri büyüyerek yaşam döngülerini geçiriyor. Tohumdan gelişmiş bir bitkiye doğru uzanan yolculuk, bitkilerin hacimlerini artırması olarak tanımlanıyor.
Bitkiler de insan ve hayvanlar gibi hareket etme özelliğine sahiptir. Ancak bitkilerin hareketi diğer canlıların hareketine göre biraz farklıdır. Bitkinin güneşe doğru çevrilmesi ve köklerin suya dönmesi şeklinde gerçekleşir.
Tüm bitkiler aynı büyüme oranına sahip değillerdir. Tek yıllık (yani gelişip üreyip olgunlaşması için bir yıl veya bir dönem kadar zamanı olan ) bitkiler daha hızlı büyüyüp kendini geliştirecektir.
Bitkiler hayvanlar kadar belirgin ve hızlı olmasa da durum veya yer değiştirme hareketleri yapabilirler. Bu hareketlerin temel sebebi bitki yaşamını doğrudan etkileyen ışık, sıcaklık ve nem gibi çevre etmenleridir. Bitki hücrelerinde sitoplâzma normal şartlarda devamlı hareket halindedir.
Bitkilerin uyaranın yönüne bağlı olmaksızın gerçekleştirdikleri harekete Nasti Hareketleri denir. Nasti hareketleri uyaranın varlığı – yokluğu ya da azlığı – çokluğuna bağlı olarak gerçekleşir. Nasti hareketleri hücrelerde gerçeklesen turgor basıncının değişimleri ile sağlanır.
İlgili 26 soru bulundu
-Nasti hareketleri turgor basıncının değişimleri ile sağlanır. -Nastide, uyartı hangi yönden gelirse gelsin bitki bütün kısımları ile uyarana tepki gösterir. Bunun için nasitide (+), (-) durumları yoktur. -Nasti hareketlerine neden olan uyaranlar ısı, ışık, sarsılma, dokunma gibi dış çevre faktörleridir.
Doğada bitkiler güneş ışığı yardimi ile fotosentez yaptığı icin büyüme gündüz olur dedi ama akvaryumda ışığı gece yakarsak fotosentezi gece yaptığı için büyumede gece saatlerinde meydana geleceğini belirtti.
Bitkilerin büyümesi, fotosentez yoluyla besinlerin üretilmesiyle devam eder. Fotosentez, bitkilerin ışık enerjisini kullanarak karbon dioksit ve suyu glikoz ve oksijene dönüştürmesi sürecidir. Glikoz, bitkilerin enerji kaynağıdır ve bitkinin büyümesi için gerekli olan diğer besinlerin üretilmesi için de kullanılır.
Merhaba, Bitkiler, genellikle ışığa ve besine yönelmek için çok çok yavaş hareket ederler. Bitki köklerinin suya duyduğu ihtiyaç köklerinin büyümesini ve suya doğru hareket etmesini sağlar, güneşe duyduğu ihtiyaçsa gövdesin güneşe döndürmesini sağlar.
Çevre şartlarının bir bitkinin normal büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkileyecek kadar değişmesi halinde bitkide meydana gelen duruma stres denir. Bir başka deyişle bitki üzerinde negatif etkileri olan dış faktörler olarak tanımlanır.
Bitkilerin büyük çoğunluğu su, toprak, güneş ve havaya gereksinim duyar. Ama bu gereksinimler bitkiden bitkiye değişebilir. Örneğin bazı bitkiler çok su ister, bazıları az. Bazıları yalnızca sabah güneşi ister, bazıları tüm gün güneşte olmak...
Sıcaklık: Her bitkinin büyüyüp gelişmesi için bulunduğu ortamda belli bir sıcaklığın olması gerekir. Genel olarak 0 ile 40 0C arasında bitkiler gelişme ve büyüme gösterebilir. Her bitkiye göre değişen uygun ısı derecelerinin altında ve üstünde gelişme ve canlılık sona erer.
Hem canlı hem de cansız varlıklar hareket eder. Hareket, canlı varlıkların ortak özelliğidir. Havyan ve insanların hareketleri daha özgürken bitkilerin hareketleri daha kısıtlıdır. Bitkiler kökleriyle toprağa, yapraklarıyla güneş ışığına doğru yönelerek hareket eder.
Canlı doku hareketleri (taksis): Canlı bitki dokularındaki taksis (yer değiştirme, göçüm) hareketleri uyartıya yaklaşma şeklindeyse topik, uyartıdan uzaklaşma şeklindeyse fobik hareketler olarak tanımlanır. Bunlara örnek ışığa (fototaksis), kimyasala (kemotaksis) ve yerçekimine göçüm (jeotaksis) şeklindedir.
Bu özellikleri canlı varlıkları ile cansız varlıklardan rahatlıkla ayırt edebiliriz. Toprak, su ve hava gibi varlıkları canlılık özelliği göstermediğinden cansız varlıklar olarak adlandırırız. Cansız varlıklar canlı varlıklar gibi yedi canlılık özelliği göstermezler. Büyümezler, hareket etmezler, beslenmezler.
Yeni bir araştırma, bitkilerin de deneyimlerinden öğrenerek tepki verdiğini ortaya koydu. Sonuçları "Nature Scientific Reports"da yayımlanan çalışmada, Batı Avustralya Üniversitesinden biyoloji profesörü Monica Gagliano ve ekibi, bitkilerin de Pavlov'un köpekleri gibi koşullu öğrendiğini belirledi.
Sağlam ve uzun bacakları sayesinde hızlı hareket eder. Hem gündüz hem de gece hayatı sürer.
Bitkiler yapraklarıyla solunum ve fotosentez; yaprak haricinde kalan gövde kısmıyla da solunum yaparlar. Yaprakların dökülmesi solunumu engelleyen bir unsur değildir. Ağaçların kabuklarında bulunan hücrelerde de solunum için mitokondriler bulunur ve solunum yapıp bitkiye gereken enerjiyi sağlarlar.
Bitkilerin Yaşam Döngüsü Aşamaları
Bitkinin çiçek açması ile başlayan döngü yeni bir çiçek oluşturarak ölümüne kadar aralıksız devam etmektedir. Aşamaları tozlaşma, döllenme, zigot oluşumu, embriyo oluşumu, tohum oluşumu, çimlenme ve bitki oluşumu olarak tanımlanmaktadır.
Bitki gövdesi negatif gravitropiktir ve yerçekimine karşı yukarı doğru büyür. Bu, genellikle yukarı doğru olan ışığın bitkinin fotosentez yapan kısımlarında daha erişilebilir olduğu anlamına gelir.
Bitkilerde elbette bizim anladığımız manada bir uyku durumu yoktur. Ancak bazı bitkilerde hareket şekli olarak uykuya benzetilen davranışlar vardır.Bitkiler nasıl uyur? Bazı bitkilerde yapraklar gün batımı ile birlikte üst üste kapanır, gün doğumu ile birlikte yeniden açılır.
Bitkilerin bulunduğu bir odada uyumanın hiçbir zararı bulunmamakta; bu genel bir yanlış kanı. Aslına bakarsanız, odanızda bulunduracağınız bitkilerin geceleri zararı olmadığı gibi, gündüzleri de dikkate değer bir faydası bulunmamaktadır.
Bitkiler gündüzleri solunum yaparken karbon dioksit al›r ve oksijen verir; geceleri ise oksijen al›p karbon dioksit verir. Bitkiler gündüzleri oksijen al›p karbon dioksit vererek solunum yapar. Solunum bir gaz değişim işlemidir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri