- Eğer Ay, Dünya'ya sadece 2065 metre yaklaşırsa, bu, Ay'ın normal yörüngesinden sadece biraz sapması anlamına gelir. Ancak, bu yakınlaşma, Ay'ın denizlerindeki gelgit kuvvetlerini artırabilir ve bazı küçük depremlere neden olabilir.
Son günlerde yaşanan 5 ve üzeri depremlerin sayısındaki artış Ay'ın yaklaşmasının depremleri de tetikleyeceği fikrini akıllara getirdi. Ancak uzmanlar yeraltı hareketlerinde artış olduğunu kabul etmekle birlikte Süper Ay nedeniyle büyük bir deprem beklemiyor.
Ay'ın en yaygın bilinen etkisi, Dünya'daki okyanuslar üzerindeki yerçekimi kuvvetidir ve bu da her gün iki yüksek gelgit ve iki düşük gelgitle sonuçlanır. Comins'in Live Science'a aktardığı kadarıyla, eğer Ay Dünya'ya şu anki mesafesinin yarısı kadar uzakta olsaydı, gelgitler şimdikinden sekiz kat daha yüksek olurdu.
Ay'ın gravite etkisi, Dünya'nın yerkabuğunu deforme eder ve bu deformasyonlar, deprem aktivitesine yol açabilir. Ay'ın gravite etkisi, Dünya'nın yerkabuğunun plakalarını hareket ettirerek, depremleri tetikleyebilir veya depremlerin şiddetini arttırabilir.
Gezegenlerin uzaydaki konumları da depremleri tetikleyebilir. Gezegenlerin aynı zaman diliminde aynı hizada olması Dünyanın bir tarafına daha fazla çekim kuvveti uygulaması anlamına geliyor. Bu da yer kürenin esneyerek hareket etmesine neden olabilir.
İlgili 20 soru bulundu
Dolunay ve deprem arasında bir ilişki yok
Dış etkenlerin depremleri tetikleyip tetiklemeyeceği uzun zamandır merak ediliyor, ancak depremler temelde yerkürenin içsel dinamiklerinden kaynaklı. Depremlerin mühim bir kısmına, kıtasal levhaların bitiştiği noktalardaki sürtünmeler, yani tektonik hareketler neden oluyor.
Güneş'in çekim gücünün etkisiyle Dünya'nın gece bölümü büyük bir baskı altındayken, gündüz kısmı gevşek konumdadır. Bu sebeple depremlerin genelde gece olduğu ve aşırı basınca dayanamayıp kırıldığı tahmin ediliyor.
Yeni yapılan bir çalışmaya göre ise, Ay evreleri ve depremler arasında herhangi bir bağlantı bulunmuyor. Bu önermenin üzerinden, yılın belirli zamanları ile depremleri ilişkilendirmenin de yanlış olabileceği çıkarımı yapılabilir.
*Anadolu'nun 4 bin yıllık geçmiş depremlerinin sayısal çözümlemesi yapıldığında depremlerin en çok yüzde 13 ağustos, yüzde 11 ekim ve yüzde 10 aralık aylarında olduğu görülmüştür. Depremlerin en az olduğu aylar ise haziran, mart ve kasımdır.
Depremler, dünyanın her yerinde yılın her mevsiminde meydana gelebilir. Ancak, yapılan araştırmalar, depremlerin kış aylarında daha sık meydana geldiğini göstermektedir. Bu durumun nedeni, kış aylarında hava sıcaklıklarının düşmesi ve topraktaki nem oranının azalmasıdır.
Ay, Dünya'nın üzerine uyguladığı yerçekimi kuvveti tarafından yörüngede tutulur. Ancak Ay da gezegenimize bir yerçekimi kuvveti uygular. Eğer uygulanan çekim kuvvetinde çok fazla sapma olursa Ay dünyadan uzaklaşır ya da videoda gördüğünüz gibi dünyaya yaklaşır.
Ay ve diğer yapay uydular dünya etrafında öyle hızlı dönerler ki kütle çekim kuvvetiyle merkezkaç kuvvetleri eşitlenir uydular ve ay dengelenmiş kuvvetlerin etkisinde oldukları için düşme gerçekleşmez.
Peki doğal bir uydu olan Ay da milyonlarca yıl sonra dünya ya yaklaşarak çekim kuvvetine yenik düşüp bir gün dünya ile çarpışırlar mı? Evet. Ay ve Dünya bir süre sonra tekrar bir araya gelecekler fakat tam da düşündüğünüz şekilde olmayacak.
Sarsıntı, büyükçe bir kamyonun geçişi sırasındaki sarsıntıyı andırır. Başlama ve bitişi insanlar tarafından hissedilebilir. Gündüz vakti binalarda bulunan hemen herkes tarafından hissedilir, dışarda bulunanların çok azı sarsıntıyı hisseder. Gece vakti bazılarını uykudan uyandırır.
Nahl Suresi 14-16.
Kur'an'da bir âyette zelzele, beş âyette aynı kökten kelimeler bulunur. Zelzele bu âyetlerin ikisinde kıyametin kopması esnasındaki yer sarsıntısını (el-Hac 22/1; ez-Zilzâl 99/1-2), üçünde önceki ümmetlerle (el-Bakara 2/214) Hz. Peygamber'in ve sahâbenin (el-Ahzâb 33/11-12) dinleri uğruna çektiği zorlukları ifade eder.
KAF, 1100 km uzunluğunda sağ yönlü ve doğrultu atımlı aktif fay hattıdır. Yaklaşık olarak Van Gölü'nden Saros Körfezi'ne kadar tüm kuzey Anadolu'yu keser. Tek bir faydan oluşmaz, pek çok parçadan oluşan fay zonudur.
En büyüğü 11 şiddetinde. 12'de yeryüzü şekil değiştiriyor, yer çekimi devre dışı kalıyor." dedi. Türkiye'nin depremler konusunda sıklıkla karşılaştırıldığı Japonya'daki fayların farklı özelliklerinin bulunduğuna işaret eden Sözbilir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Japonya'da daha az yıkım olur.
Depremin büyüklüğü Moment magnitüd ölçeği (ya da eskiden kullanımda olan Richter ölçeği) ile belirlenir. Bu ölçeğe göre 3 ve altı büyüklükteki depremler genelde hissedilmezken 7 ve üstü büyüklükteki depremler yıkıcı olabilir.
AFAD ve uzmanların açıklamasına göre Türkiye'de fay hattı olmayan veya deprem riskinin en az olduğu illerin arasında Ankara, Antalya, Sinop ve Zonguldak bulunuyor.
Büyük bir depremden birkaç hafta ya da birkaç saniye önce oluşan, büyük depremin oluştuğu alan içinde ya da bu alan yakınında ortaya çıkan küçük sarsıntılara öncü deprem denir. Öncü depremler genellikle yakın bir zaman sonrasında gelecek büyük bir depremin habercisi olduğu anlamına gelir.
İzlemesi keyif veren bir doğa olayı olması haricinde, Güneş ve/veya Ay tutulmalarının gezegenimiz üzerinde kayda değer bir etkisi yoktur. Yani, “herhangi bir günün ardından” gerçekleşen depremlerle, Güneş tutulmaları dönemlerinde gerçekleşenler arasında oransal olarak hiç bir fark bulunmuyor.
Güneş'in çekim gücünün etkisiyle Dünya'nın gece bölümü büyük bir baskı altındayken, gündüz kısmı gevşek konumdadır. Bu sebeple depremlerin genelde gece olduğu ve aşırı basınca dayanamayıp kırıldığı tahmin ediliyor.
Bir sarkaç tarafından belirlenen bir oranda mekanik bir eşapman yoluyla enerji aktaran alçalan bir ağırlıkla çalıştırılan mekanik saatler, orta derecede güçlü bir deprem tarafından kolayca durdurulabilir çünkü sarkaç destek çivisinden veya kancasından atlayabilir, ona güç veren ağırlık olabilir. kasnağından atlar, ...
Depremlerin günün herhangi bir saati ile bir bağlantısı yok. Büyük depremlerin sebebi tamamen tesadüf. USGS'in yazısından bir parça ekleyelim: "Depremlerin gece veya gündüz yaşanma ihtimalleri eşit. Geçmişte yapılan araştırmalar deprem oluşumu ile günün saati arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığını göstermiştir."
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri