Yorgunluk hissine sahip olmayan atlar vahşi doğada nasıl hayatta kalmaya devam edebiliyor? Atlarda yorgunluk hissi bulunmuyor. Bu da bazı atların kendilerini öldürene kadar koşmalarına neden oluyor. Bu duruma da "at çatlaması" denmekte.
Atların vücudu yorgunluk hissi veren laktik asit salgılamaz. Bu yüzden yorulduklarını bilmez ve hissetmezler.
Ayrıca tendo ve ligament'lerde laktik asit üretimi az olduğundan, yorulma hissinin oluşması uzun zaman alır. Bu nedenle at yorulmadan uzun süre ayakta kalabilmektedir (Çalışlar, 1988).
Oysa ki atlar, yeryüzünde farkındalığı, duygusal hassasiyetleri ve sezgileri en güçlü hayvanlar arasında. Üstelik atlar karşısındaki insanı enerji seviyesinde tarayabiliyor, en derindeki duygularını bile algılıyor ve vücut diliyle karşılaştırabiliyor.
Çeviklik ve dayanıklılık için eğitim almamış herhangi bir at yorulmadan 8 - 10 saat boyunca ilerleyebilir ancak bu süre her at için geçerli olmayabilir. Atın yaşı ve ilerleme hızı da bu süreyi etkileyebilir. Ortalama bir at muhtemelen 2 saat boyunca dörtnal koşunca dinlenme ihtiyacı duyacaktır.
İlgili 39 soru bulundu
Köprücük kemiği bulunmaz. Dolayısıyla atın omurgası ön bacaklara kemikle değil, bir kas dokusuyla bağlıdır. Bu kas dokusu atın bir yandan diğer yana hareketini sağlar.
Atlar küser mi, ağlar mı, üzülür mü? Atlar küser, ağlar, üzülür. Geçileceğini anlar mesela. Yarışın heyecanını senden önce o yaşar.
Atlar, tavırlardaki en ufak değişimleri algılayan, inanılmaz derecede zeki hayvanlar. Zeki Hans isimli bir at, sayıları tanıyor ve hatta hesap yapıyor gibi göründüğü için, geçen yüzyılın başında bütün dünyada ilgi konusu olmuştu.
Bir at sizi seviyorsa, genellikle dikkatinizi çekmek için sizi dürtecektir. Nazikçe dürtme hareketleri bir atın size olan sevgisini göstermesinin bir yolu olabilir. Dürtmelerine ek olarak üstünüzü, elinizi veya yüzünüzü yalayabilir de.
Binici bu yürüme hareketi ile bacak ve gövde kaslarına ritmik hareketler öğretir. Farklı pozisyonlama farklı kas grupları çalıştırır. Atın durması ve yeniden hareket etmesi, hızının ve yönünün değiştirilmesi de dengeyi ve kas kuvvetini geliştirir.
Kendi ağır gövdelerine ek olarak üzerlerine binen insan ve yüklerin de ağırlığı ile, kırılmış veya çatlamış bir kemiğin tam anlamıyla iyileşmesi çok zordur. Bu nedenle birçok durumda ayağı sakatlanan bir at, sahibine yük olmasın diye öldürülmektedir.
Yaş tayinini yaparken kullanılan en önemli kriter DİŞ'lerdir. Diş, cement, mina, dentin ve diş pulpası tabakalarından oluşur. Cement tabakası dişlerin birbirine sürtünmesi sonucu zamanla aşınıp kaybolmaktadır. Bu nedenle dişlere bakarak yaş tayininde diğer diş tabakalarının durumu önemlidir.
Her biri bir ata belirli bir şekilde baskı uygulamak için yapılan oldukça fazla sayıda gem tipi ve çeşidi var. Ama sonuç değişmiyor, gem atın ağzında acıya neden oluyor. Kendinizi bir atın yerine koyun, ağzınızda dişlerinizle diliniz arasındaki boşluğa yerleştirilmiş bir demir parçasını sürekli ağzınızda tutuyorsunuz.
Evcil atlar, sahiplerini hiçbir zaman terk etmezler. 25 'ten fazla türü olan bu sadık dostlarımız atlar hiç yorulmadan bizi kilometrelerce uzağa taşıyabilirler.
Atların ayak bölgesindeki kan yalnız toynak dokusuna besin sağlamıyor, aynı zamanda nalsız ayakların hidrolik bir sistem gibi işlemesini sağlıyordu, tıpkı atletlerin jel dolu ayakkabıları gibi. Vardığı bu bulgular, yalın taban akımına ivme kazandırdı. Ona göre, “hareketli sıvılar, enerjiyi dağıtmanın en iyi yolu”ydu.
Yunus Balığı
Bazı bilim insanları, insanlardan sonra dünyanın en zeki hayvanı olarak yunus balığını işaret eder. Vücutlarına oranla oldukça büyük bir beyne sahip olan yunus balıkları, sahip oldukları zeka hakkında da ipucu vermiş olur.
Atlar arpa, saman, buğday ve şeker pancarı ile beslenir. Tahıl ise atların temel beslenmesini oluşturur. Atların ağırlığının arttırılması için tahıl tüketmesi gerekir. Atların ayrıca proteinde alması gerekir.
Atlara çay, kahve, şeker, havuç, arpa, yulaf, roka, ot, maydanoz, tere, muz vb. besinler verilir. Atlar en fazla küp şeker sever, bu yüzden atların ülsere yakalanma oranı daha fazladır.
Yağmurlu havalarda ayakta dinlenmeyi tercih ederler. Bütün atlar aynı zamanda yatmaz, dönüşümlü olarak bir kısmı ayakta dinlenirken diğerleri yatarak dinlenir.
Toynakların fazla yıpranmasını ve dolayısıyla hassaslaşmasını engelliyor.” Atın duvar olarak bilinen tırnağın dış kısmı, tıpkı bir kişinin tırnakları gibi, sürekli büyüyen ve kesilmesi gereken boynuz benzeri bir malzemeden meydana geliyor. Camargo, “Nallar, atın ayağının uygun şeklini korumasına yardımcı oluyor” diyor.
Yük çekme ve taşıma atları ise çok daha iri vücutludurlar. Yarış atlarının saatte 60-70 km hıza ulaşan türleri mevcuttur. Atlarda kıskanma söz konusudur. Bu nedenle yarışlarda birbirlerini geçmeye hendek geçmede daha uzağa atlamaya çalışırlar.
Atlar sadece ayakta uykuya dalmaz, yatarak da uyuyabilir. Hatta bilim insanları, atların her gün yatarak uyumaya da ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Çünkü atların uyku sürecinde kimisi hafif kimisi derin beş farklı uyku evreleri vardır.
Bugün için atların renkli görebildiği, ancak biz insanlar kadar renkleri iyi göremediği bilinmektedir. Atlar özellikle sarı, yeşil ve maviye reaksiyon göstermekte, kırmızıya daha az yanıt vermektedir.
Yaygın olarak bilinenin aksine atlar ayakta uyumazlar tam olarak, ayakta uyuklarlar ya da kestirirler diyebiliriz belki. Atlarda aynı insanlar veya diğer kara memelileri gibi derin uykuya ihtiyaç duyarlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri