Bu oluşan abdominal yırtık arıyı öldürür. Lakin çoğu arı türlerinin iğnesi pürüzsüz olduğundan arı iğnesini çıkarabilir. İğnesini çıkarılabilen arılar soktuktan sonra ölmezler.
Aksi takdirde vücudunuzda alerjik reaksiyon oluşma ihtimali artar. Çünkü zehirli iğne derinin altında ne kadar kalırsa vücudunuza o kadar zehir yayılır. Bu durum fazla ağrılı ve acılı olur.
Bal arısı, iğnesini geri çekmeye çalışsa da bunu başaramaz. Panik halinde hedeften uzaklaşmaya çalışan bal arısının hayvana yapışıp kalmış iğnesi izin vermez ve bal arısının bunu zorlaması sonucu iğne iç organları da çekerek dışarıya çıkarır. Buna bağlı olarak arı dakikalar içerisinde ölür.
Bal arıları bir kişiyi soktuktan sonra ölür ve yalnızca bir kez sokabilir. Fakat eşek arıları ve yaban arıları gibi farklı türdeki arılar birden fazla kez sokabilir ve sonrasında yaşamaya devam edebilirler.
Yumuşak derili bir hayvanı soktuktan sonra iğnesini geri çıkartabiliyorsa uzaklaşıp, hayatına kaldığı yerden devam edebiliyor fakat iğne hedefte kalırsa kaçmaya çalışırken organlarla birlikte vücudu terk ediyor ve hayvan kısa sürede ölüyor.
İlgili 17 soru bulundu
Bir arı sokması, bilinenin aksine yalnızca zehrini bırakmaz. Arı sokması faydaları incelendiğinde; anti-enflamatuar ve ağrı azaltıcı maddelerle birlikte, ortaya çıkan karışımda yaklaşık 18 ila 20 doğal olarak oluşan antibiyotik ve antiviral bulunabildiği görülür.
İğnenin sıkarak çıkarılması, keseyi patlatıp daha çok zehrin vücuda temas etmesine neden olabilir, o yüzden özenli ve hızlı hareket etmek önemlidir. Arının soktuğu yer soğuk su ve sabunla yıkanmalıdır.
İdrar: Arı sokmasına karşı sokulan bölge hemen idrarla ıslatılmaktadır. Yaban arısı sokmasına karşı toprak idrarla karıştırılarak yaraya sürülmektedir (Carmen, 1995). Trakya bölgesi ve Balkan göçmenlerinin yaşadığı diğer yörelerde idrardaki amonyağın arı zehirinin etkisini azaltacağı düşüncesi hâkimdir.
Sadece dişi arılar sokar
Çünkü sadece dişi arıların iğneleri vardır. Üzücü olan ise bal arılarının herhangi birini ya da bir şeyi soktuktan sonra ölmeleri…
Erkek arılar çiftleşme esnasında ölürler. Bir bal arısı kovanında kışın yaklaşık 20.000-30.000, yazın 60.000-80.000 arası işçi arı bulunur. Kış aylarında 4-9 ay, yaz aylarında 6 hafta civarı yaşarlar. İşçi arıların dikenli bir iğnesi bulunur ve bu iğne ile bir canlıyı soktuklarında iğnelerini bırakır ve ölürler.
Arıların sahiplerini tanıdığını ifade eden Yirmibeşoğlu, “İnsanlar bunun denemesini yapabilir, hava sıcak olduğunda ve öğlen vaktinde arının içerisinde girilebilir, bir şey yapmazlar. Arılar da beni tanıyor. Arılar insanın kokusunu anlar. Yabancı birisi girdiğinde arılar onları anlar.
Arı sokması sonrasında yaşanan arı alerjisi belirtileri ise alerjinin erken teşhis edilmesi açısından oldukça önem taşıyor. Arı sokmalarında küçük kaşıntılar olabilir. Bunlar genellikle 24 saat içinde kaybolurlar. Bazen de 2 gün içinde ortaya çıkan kızarıklık ve kabartılar olabilir.
Bal arısı soktuktan sonra iğnesini bırakır ve ölür, yaban arıları ise iğnesini bırakmaz ve defalarca sokabilir. Fakat bal arısı zehiri daha fazladır ve daha ağır alerjik reaksiyona yol açar.
Yaban arısı ya da eşek arısı (sarı ceket olarak da bilinir) sokması acı verici bir deneyimdir. Küçük çocuklar için çok üzücü ve korkutucu olabilir. Yaban arısı sokmaları, iğnelerde ki zehre alerjisi olan insanlar için hayati tehlike oluşturabilir. Bu alerjik reaksiyon, anafilaksi olarak bilinir.
Arı sokması, iğnenin hacminden dolayı vücutta hemen hissedildiği için insanlar bunu anında fark edebiliyor. Acı hissedildiği anda ise ilk yapılması gereken, iğneyi vücuttan hızla çıkarmak! Çünkü aksi takdirde deride kalan iğne, venom adı verilen arı zehrini vücuda pompalamaya devam ediyor.
Kraliçe kazara öldüğünde veya yumurta bırakması yavaşladığında işçi arılar yeni bir kraliçe adayı (supersedure) yetiştirmeye başlarlar. Yeni kraliçe kuluçkadan çıktığında -yeni bir koloni kurulmadığı halde- çiftleşmeye ve yumurta bırakmaya başlar.
Nane : Arılar nanenin keskin kokusundan pek hoşlanmazlar ve yaklaşmazlar. Özellikle taze naneden bahsediyoruz tabii ki. Tarçın : Tarçını kamp yapacağınız alanın etrafına serperseniz arılarda biraz korunmuş olursunuz. Tarçın kokusu arıların pek sevdiği birşey değil.
Ciddi alerjik reaksiyonlar, arı sokmasından hemen sonra dakikalar içinde ortaya çıkmaktadır. Her 4 kişiden üçünde arıya karşı alerjik reaksiyon 20 dakika içinde gelişir. %90'ı ilk 40 dakikada gelişir. Bazen böcek sokmasından 5 saat sonra bile ciddi alerjik reaksiyon gelişebilmektedir.
Eşek arıları ağızlarındaki dişleriyle ısırır. Ancak zorda kaldığı vakit iğnesini batırır. Bu iğne zehirlidir. Sokması çok ağrı veren eşek arısının zehiri, insanda ağır alerji tepkilerine yol açabilir.
Nitekim ülkemizde farklı bölgelerde yapılan çalışmalarda arı sokmasında yarayı iyileştirmek amacıyla çamur kullanıldığı belirtilmektedir (3, 11,22,24,25). Benzer şekilde Abebe (2011) Etiyopyalı arıcıların arı sokmasında ağrıyı azaltmak için bölgeye toprak veya kül sürdüğünü belirtmiştir (9). ...
İnsanların çoğunda genellikle ağrı, kızarıklık ve şişlik şeklinde lokal alerjik reaksiyonlar vardır ve genellikle birkaç saat içinde azalır. Şiddetli belirtileri arasında ise; miyokard enfarktüsü, pulmoner ödem, kanama bulguları, böbrek yetmezliği ve hayatı tehdit eden anafilaktik şok bulunmaktadır (3).
Arı sokmasına bağlı alerji, sokma bölgesinin etrafında şişme ile başlar ve bu şişlik birkaç saat içinde olur, bir ile iki gün boyunca şişlikte artış olur ve daha sonra üç ile on gün içinde düzelme görülür.
Arı soktuğu anda iğne yerinde ani ve keskin bir ağrı duyulur. Daha sonra burası kızarır, şişer ve kaşınır. Genelde hiçbir müda- haleye gerek kalmaksızın 1-2 saatte düzelir. Lokal reaksiyonlar arı sokmalarında en sık görülen reaksiyon türüdür (4, 6, 12).
Bal, ayrıca yara ve yanık tedavisinde de kullanılmaktadır. Arı zehri ise özellikle kas-iskelet sistemini etkileyen bazı nörolojik (MS, ALS, parkinson hastalığı vs) ve romatizmal rahatsızlıklarda görülen kas-eklem sorunlarında ve miyalji, fibromyalji, artralji, nevralji gibi ağrılı durumlarda kullanılmaktadır.
Arı zehrinin yapısında başlıca melittin olmak üzere apamin, MCD-peptidi, histamin, hyaluronidaz, fosfolipaz-A2 gibi bileşenler bulunur (Şahinler, 2000; Bektaş, 2016).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri