Yapılması gereken; yara temizlendikten sonra, kirli bir yara ise antibiyotikli pomat da sürülerek pansumanla kapatılması ve günlük olarak pansumanın değiştirilmesidir. Yanma, kızarma, ağrı, şişme fark edildiğinde doktora başvurulmalıdır.
Temiz yaralar için hap ya da krem olarak antibiyotik kullanımına gerek yoktur, ancak kirli, geç başvurulmuş yaralarda yada diyabeti, bağışıklık sistemi düşüklüğü gibi enfeksiyon gelişimine yatkınlığı olan kişilere antibiyotik kullanımı doktor kontrolünde önerilir.
SİLVERDİN PLUS; yara ve yanıklarda ortaya çıkan iltihaplanmaların (enfeksiyonların) önlenmesinde ve tedavisinde kullanılır.
Pek çok yara, özellikle penetre olmayan yaralar antibiyotik tedavisine gereksinim duymadan sorunsuz bir şekilde iyileşir (9). Bazı yazarlar bu tip yaralanmalarda yara yeri enfeksiyonlarından korunmak için sistemik antibiyotiklerin rutin kullanımını önermektedir.
Antibiyotiklerin yalnızca bakteri ve bazı parazitlerin neden olduğu enfeksiyonlara karşı işe yaradığını unutmamak önemlidir. Bir parazit, başka bir canlı, yani bir konak ya da konukçu üzerinde veya içinde yaşaması gereken bir mikrop türüdür.
İlgili 41 soru bulundu
Nemli ya da kuru ortamda iyileşme:
İdeal nemli ortamda iyileşme daha hızlı gerçekleşir ve yara izi oluşma riski azalır. İdeal nemli ortamda iyileşme hızlanır ve ve ideal nem, kabuk ve çatlak olusumunu engelleyerek derinin en iyi düzeyde iyilesmesini saglar ve yara izi kalma riskini azaltır.
Antibiyotik ne zaman etki eder sorusunun cevabı kullandıktan sonraki birkaç saattir. Belirtilerin kaybolması ise genellikle iki ila üç gün sonra başlar. Birkaç günlük tedaviden sonra rahatlama sağlansa da enfeksiyonu tamamen ortadan kaldırmak için antibiyotik rejiminin tamamını bitirmek gerekir.
Açık Yaraların Pansumanı
Yaranın deri ile kaplı etrafı silinir. Açık yaranın içi kesinlikle antiseptik ile temizlenmez. Yara içi, enjektöre çekilen ve basınçlı püskürtülen serum fizyolojik ile yıkanır ya da serumla ıslatılmış steril gazlı bezle çok yumuşak bir şekilde silinir. Temiz yaralarda bu işleme gerek yoktur.
Apse olan bölgenin temizlenmesi ve düzenli antibiyotik kullanımı sonrasında diş etinde oluşan apse yaklaşık 6 ila 7 gün içerisinde tamamen ortadan kaybolacaktır.
FUCİDİN deri ve yumuşak doku enfeksiyonları, yara enfeksiyonları, osteomiyelit, pnömoni, septisemi, yara enfeksiyonları, endokardit, süperenfekte kistik fibrozis gibi duyarlı organizmaların neden olduğu tüm stafilokoksik enfeksiyonların tedavisinde endikedir.
FUCİDİN H, enfeksiyonun eşlik ettiği veya enfeksiyon riski taşıyan kontakt dermatit veya atopik dermatit dahil olmak üzere dermatit (genellikle enflamasyon, kızarıklık, kabuklanmış yara ve kaşıntı ile seyreden ve alerjik kaynaklı da olabilen ekzema tipi deri hastalıkları) tedavisinde kullanılır.
Açık yaralar ve muköz membranlar ile temasından kaçınılmalıdır.
Antibiyotik tedavisi
Siyah ve beyaz nokta tedavisinde etkili değildir. Hafif kabarık lezyonlarda kullanılması gerekmez. Yoğun kızarık kabarıklıklar ve sarı iltihaplı kabarık akne tedavisinde birinci seçenek olarak tercih edilir.
Talk pudrası pisliklere ve yaralara serpilir. Özellikle de küçük çocuklara banyodan sonra uygulanır. Bu işte kullanılan talk eczanelerde genellikle paketle satılır ve delikli kutulara konularak bölgeye serpilir. Hoş bir koku vermesi için de içine kokulu maddeler de katılır.
Bu tip yaralar için doktorunuzun tavsiyelerini dinleyiniz lütfen. Su değdirmemek gereksiz yara atıklarının birikimine ve mikroorganizma üremesine yol açarak yaraya zarar bile verebilir.
Yapılması gereken; yara temizlendikten sonra, kirli bir yara ise antibiyotikli pomat da sürülerek pansumanla kapatılması ve günlük olarak pansumanın değiştirilmesidir. Yanma, kızarma, ağrı, şişme fark edildiğinde doktora başvurulmalıdır.
Temas ettiği yüzeydeki bütün canlı hücreleri yani iyi ve kötü tüm bakterileri öldüren bir sıvıdır. Bu sebeple yaranın sağlıklı deri kısmına iyot içeren sıvı, yara içerisine ise sadece antibiyotikli merhemler uygulanır. Bu işlemler tamamlandıktan sonra temiz kuru bir pansuman bezini yaraya kapatarak yapıştırırız.
İltihaplı yaraların, genel olarak iyileşme süreçlerine bağlı olarak çeşitlendirilmesi yapılmaktadır. Bu iyileşme süreçleri ilk olarak bakterileri yok etmek amacıyla antibiyotik tedavisiyle gerçekleşir. Ve bu süreç uygun görülen antibiyotik tedavisinden cerrahi müdahalelere kadar ilerleyebilmektedir.
Uygun kullanım ve doz /uygulama sıklığı için talimatlar:
Kremi etkilenmiş bölgeye günde üç kez sürünüz. DEXTROCİN'i doktorunuzun tavsiye ettiği süre zarfında kullanınız. Doktorunuzun size söylediğinden daha uzun süre tedaviye devam etmeyiniz. Eğer beş günde bir iyileşme görmezseniz, doktorunuza danışınız.
Antibiyotiklerin etkisi en erken 72 saatte ortaya çıkabilir, hatta kemik enfeksiyonları gibi uzun süre antibiyotik tedavisi gerektiren hastalıklarda bu süre aylar olarak ifade edilir. Antibiyotikler virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez.
Pek çok yaygın enfeksiyon antibiyotik gerektirmez — kendiliğinden temizlenir. “Ne olur ne olmaz” diye antibiyotiklere ihtiyacınız yoktur. Virüs kaptığınızda antibiyotik kullanırsanız, bu hastalığın süresini kısaltmaz ve yan etkilerin riski altında kalırsınız.
Yarayı Açık Bırakmak Daha Çabuk İyileştirmez
Yara iyileşmesi için oksijen gerektiği doğrudur ancak yaranın hızla iyileşmesi için kuru değil nemli bir ortam gereklidir. Kurumuş bir yarada iyileşme beklemek güçtür. Yaranın kuruması sonucu oluşan kabuk aslında yaranın gerçek anlamda iyileşmesini de geciktirmektedir.
Protein, yaradaki zarar görmüş dokuların yenilenmesine yardımcı olur. İyileşme sürecine yardımcı olmak istiyorsanız normalden daha çok protein almanız gereklidir. Bu, günde 2-3 porsiyon protein anlamına gelir ve her porsiyon en az 2-3 parça et içerir (1 fincan fasulye veya 2 çorba kaşığı fıstık ezmesi alternatiftir).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri