Anksiyete, vücudun strese verdiği doğal bir tepki olarak kontrol edilemeyen kaygı, korku ve huzursuzluk gibi duyguların ani ve yoğun bir şekilde yaşanmasıdır. Kan basıncının yükselmesi, kalp atışlarının hızlanması, nefes alış verişinin değişmesi ve terleme anksiyete belirtileridir.
Anksiyete tedavi süresi, kişinin beynindeki kimyasal bozuklukların ne derece olduğuna göre değişmektedir. Anksiyete tedavi süresi, 4 ila 8 hafta olabileceği gibi kişinin yaşantısına ve anksiyete derecesine bağlı olarak daha fazla sürebilir.
Anksiyete ataklarında pek çok belirti meydana gelir. Bunlar fiziksel belirtilerdir. Eğer kişi zor nefes alıyorsa, kalp ritminde düzensizlik başladıysa, ellerde titreme ve terleme başladıysa bu anksiyete atağının başladığına işarettir.
Sıkıntılı ve gergin ruh hali, dikkat ve hafıza sorunları, ölüm korkusu, kendine veya bulunduğu ortama yabancılaşma hissi, çarpıntı, mide ağrısı anksiyetenin belirtilerindendir. Anksiyete belirtilerinin gözlemlenmesi durumunda bir uzmana başvurulması ruhsal ve fiziksel sağlığı korumada önemli bir adımdır.
Anksiyete atağının şiddeti kişiye göre değişmekle beraber psikolojik ve fizyolojik belirtilerle kendini gösterir. Anksiyete atakları mide bulantısı, kalp atışında hızlanma, nefes alma zorluğu, terleme ve nabzın hızlanması gibi farklı fiziksel göstergeler ile kendini belli eder.
İlgili 33 soru bulundu
Anksiyete büyük ölçüde davranışsal terapi, psikoterapi ve çeşitli ilaçlar yoluyla tedavi edilmektedir. Tedavide bu üç yöntem sıklıkla bir arada kullanılmaktadır. Ancak daha hafif vakalarda psikoterapi ve davranışsal terapi yeterli olabilir.
Anksiyete bozukluğu olan kişilerde, yoğun, sürekli devam eden bir endişe hali ve günlük hayatta rastlanılan durumlara karşı korku vardır. Panik atak krizleriyle de kendini gösterebilir. Bu duyulan aşırı endişe, kaygı, panik durumu günlük aktivitelerin süregelmesini sekteye uğratır.
Anksiyetenin 10 belirtisi
Kaygılı, sıkıntılı, gergin, tuhaf hissedersiniz. Kendi değerinizden şüphe duyarsınız, özgüveniniz sarsılır. Başınız döner, gözleriniz hafif kararır, çevrenizden kopmuş hissedersiniz. Çabuk gerilirsiniz, nefes alıp verişiniz sıklaşır, kaslarınız ağrır.
Konumuz olan anksiyete duygusunun temelinde fiziksel veya ruhsal bir tehdit veya tehlike algısı/yorumu yatar. Gerçek ya da değil, herhangi bir durum veya duyum, birey tarafından tehlikeli olarak yorumlandığında anksiyete oluşmaya başlar.
Panik atak, ani ve düzenli olarak bir panik ya da korku hissinin etkisi altında kalınan bir anksiyete bozukluğudur. Hemen herkes belli zamanlarda endişe ve panik hissi yaşayabilir.
Panik atak krizleri iki farklı şekilde meydana gelir. Birinde tehlike; dışarıdan gelir, diğerinde ise bilinçaltında bir çağrışımla oluşur. Beyin her iki durumda da aynı tepkiyi gösterir. Savunma amacı ile çok adrenalin salınımı gerçekleşir.
İki rahatsızlık arasındaki en temel fark, panik atağın bir anda meydana gelmesidir. Kişinin iç seyrinde hızlı gelişmese de çoğunlukla panik atak hızlı bir şekilde sonlanır. Anksiyete atakları süreç içerisinde ortaya çıkan ve genellikle panik ataktan çok daha uzun süren ataklardır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB), çocuklukta veya genç yetişkinlikte ortaya çıkar ve genellikle yaş ilerledikçe hissedilen kaygı düzeyi artar. Yaşamında yoğun stres yaratan durumlar bulunan kişilerde görülme olasılığı yüksektir.
Anksiyetenin her biri ayrı bir belirti listesine sahip olan toplam 8 alt türü vardır: Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Obsesif- Kompulsif Bozukluk, Panik Bozukluk, Fobiler, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Sosyal Kaygı Bozukluğu.
Anksiyete Kendiliğinden Geçer mi? Anksiyete tipik olarak tedavi olmadan kendi kendine geçmez. Bazı kişiler semptomlarda geçici iyileşme yaşayabilirken, uygun tedavi olmaksızın kaygı devam eder ve hatta anksiyete tedavi edilmezse zamanla daha da kötüleşir.
Denetlenemez nitelikte olan bu endişe hali en az altı ay boyunca, hemen her gün ve gün boyunca sürer. Genellikle yaşla birlikte kaygı duyarlılığı arttığından en çok yaşlılarda ve bir de ergenlik döneminde görülür.
Anksiyete Bozukluğu ve Cezai Ehliyet İlişkisi
Yani bir akıl hastalığıdır. Anksiyete bozukluğu yaşayan kişi de bir akıl hastası olarak nitelendirilebilir. Bu sebeple anksiyete bozukluğuna sahip kişilerin cezai ehliyetleri konusu da TCK m.32'deki akıl hastalığı ile ilgili düzenlemelerin içerisine girer.
Araştırmaya dikkat çeken Psikiyatrist Dr. Zuhal Doğruer Lüleci ise; “Tedavi edilmeyen kronik anksiyete uzun vadede kalp ve damar hastalıkları, felç, hafıza problemleri, bağışıklık sisteminin baskılanması, mide ülseri gibi hastalıklara, çeşitli bağırsak problemlerine, kas ağrılarına yol açar.
Gece Anksiyetesi Nedir? Gece anksiyetesi, geceleri ortaya çıkan, genellikle uykuya dalmakla ilgili korku veya endişeyi içerir. Örneğin, uyuyamayacağınızdan veya uykuda kalamayacağınızdan endişe edebilir ve uykusuzluğunuzun gününüzü mahvedeceğinden korkabilirsiniz.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir? Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) olan kişilerde ise “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” söz konusudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri