Allah'ın isim ve sıfatları sınırsız olduğu için tecellileri de sınırsızdır. Abdülkerîm el-Cîlî, “Hak tecelli ettiğinde tecelli ettiği şeyde müşahede edilir. Müşahede edilen her şey ise sınırlıdır. Fakat Hak sınırlı olan şeyde sınırsız tecelli eder” sözüyle bu hususu aydınlatır.
Bunlar Hayât, İlim, İrâde, Kudret, Tekvin, Sem, Basar ve Kelâm'dır. Bu sıfatlar kâinatta iş ve icraat gören, tasarruf ve tecellileri olan hakîki ve etken sıfatlardır. Bu sıfatlar selbi ve gayri sıfatlar gibi mâneviye ve tenzihi sıfatlar değildirler.
SUFİLERİN PEK çok veciz sözünden biridir “Allah insana insandan tecelli eder”. Bunu insanın tekamülünün yine bir insanla olacağını anlatarak izah ederler.
Dünya adaleti ile hakkınızı kazanamamış olsanız da Allah'ın adaleti şaşmaz ve size kötülük yapan ya da hakkınızı yiyen kişiler de aynı şekilde bir davranışa maruz kalır. Kişilerin başkalarına yaptıkları kötü şeyler kendi başlarına geldiğinde İlahi adalet tecelli etti denir.
Cenab-ı Hakk'ın fiilî isimleri nihayetsizdir.
Mesela, bir çiçeğin yaratılması, şekil verilmesi, güzelleştirilmesi ve renklendirilmesi ayrı fiillerdir. Bu farklı fiillerde Hâlık, Musavvir, Müzeyyin ve Mülevvin isimleri tecelli etmiş olur. Bir başka misal: Terbiye etmek bir fiildir.
İlgili 17 soru bulundu
Esmaül Hüsna yani Allah'ın isim ve sıfatlarını günlük hayatta zikretmenin insana pratik yararları var. Bu konuda ilahiyatçılar da doktorlar da hemfikir. Esmaü'l Hüsna üzerinde araştırma yapan isimlerden Dr. Ender Saraç sinirli birinin 'El-Halim' esmasını çekerek daha halim selim biri olabileceğine inanıyor.
Esmaül Hüsna (Allahın 99 ismi) gerek okuyan gerekse ezberleyen kulların cehennem ateşinde yanmaktan korunacağı müjdesi verilmiştir. Aynı zamanda her türlü isteğin gerçekleşmesi için okunması tavsiye edilen Allah'ın isimleri, rahmet ve mağfiret dileyen kulların da imdadına yetişmektedir.
Dünyanın neresinde olursanız olun haksızlık vardır. Önemli olan haksızlıkla karşılaştığında şunun çok iyi bilinmesi gerekir ki umudunu asla yitirmeden, eninde sonunda dünyevi adalet yada o olmazsa mutlaka ilahi adaletin yerini bulacağıdır.
Arapça kökenli bir sözcük olan tecelli, ''cela'' kökünden türetilmiştir. Cela görüntü, tecelli ise görünmek ve belirmek anlamına gelir. Mecazi anlamda kader manasına gelen tecelli, mutasavvıflar ve divan şairleri tarafından farklı anlamlarda kullanılmıştır.
İster bu dünyada ister öbür dünyada mutlaka yapılan kötü davranışların ya da birçok kötülüğün karşılığı olur. Kısa bir şekilde hak yerini bulur atasözü de bunu en iyi biçimde anlatmaktadır.
Allâh'a samimiyet ve ihlâsla kulluk bereketiyle Cenâb-ı Hakk'ın yardımı tecellî etti. Allâh'a kulluk yaşandıkça, Cenâb-ı Hakk'ın yardımı da tecellî eder.
Değerli Kardeşimiz; Tecelli-i Zat; Cenab-ı Hakk'ın zatı ile teccelli etmesi yani zatını göstermesidir. Yoksa bir yere tecelli etmesi değildir. Allah kâinatta zatı ile değil, isim ve sıfatları ile tecelli eder.
TECELLİ : "Görünme. Bilinme.” “Gaybî hakikatlerin kalplerde hissedilir hâle gelmesi.”
Tezahür ve tecelli kelimeleri, çoğu zaman aynı mânada kullanılırlar. Tezahür, "zahir olmak, açığa çıkmak, görünmek" demektir. Tezahürün gerçekleştiği mekâna "mazhar" denilir. Tecelli ise "gaybî hakikatlerin kalplerde hissedilir hâle gelmesi," şeklinde tarif edilir ve kalpteki bu tecelliye "cilve" adı verilir.
Hayatın sırr-ı hakikati diye tabir edilen tecelli-i ehadiyet, cilve-i samediyete ayinelik ne demektir? Değerli Kardeşimiz; Üstadımız Ehadiyeti; “Her bir şeyde Cenab-ı Hakk'ın çok esmasıyle tecelli etmesi” olarak izah ediyor. Samed; "Her şeyin Allah'a muhtaç olması, Allah'ın ise hiçbir şeye muhtaç olmaması" demektir.
İnsandaki tecellisi; Allah'ın Kahhâr ismi bütün mahlukâtı hükmü altında tutan ve onlara boyun eğdiren manasındayken Kâhir ismi özel olarak insana boyun eğdiren demektir. Kâhir isminin üzerinde tecelli ettiği bir kul da rabbine boyun bükmüştür.
Yani “Nasibin dağın altında da olsa sana isabet eder.” Arapça atasözünde işaret ettiği gibi payımıza düşen bizi bulur. Bunun sırrını da Allah'u Teala Kuran'ı Kerim'de boşa vakit geçirmeyin diyerek bizi uyarıyor. Bir iş istediğimiz gibi olmadığı zaman başka hayırlı bir işe yönelmemizi istiyor.
Kur'an-ı Kerim'de de belirtildiği gibi kader kişinin eğilimlerine, bilinçli tercihleriyle ortaya koyduğu tutum ve davranışlarına bağlıdır. Dolayısıyla insanın kaderi kendisine; kişiliğine, genel davranışlarına ayrılmaz bir biçimde bağlıdır.
Yüce Allah için zaman kaydı yoktur. Allah zamana mahkûm değildir. O'nun ilmi yaşanmış, yaşanacak bütün zaman ve mekânları kuşatır. Yüce Allah anne rahmine düşecek olan herhangi birimizin hayatını, ne yapacağımızı zamana ihtiyaç duymadan bildiği için de buna uygun olarak takdir etmiştir.
Cenab-ı Allah adil-i mutlaktır, yani sonsuz adalet sahibidir. Her şeyden evvel dünyada gördüklerimiz izafidir, size göredir, bize göredir, genelde çoğunluğa göredir.
Adli İlahi (İlahi adalet) mutlaka gün gelir tecelli eder. Ayet bize bu hususta şüpheye yer olmadığını şöyle söylüyor: "Rabbinin yakalaması şüphesiz pek çetindir." (Buruç/12).
Allâh, herkese, dilediği ve takdir ettiği kadarını verir; ki bu da onun “hak ettiğidir”!.. Allâh herkese hak ettiği kadarını verir, ki Allâh'ın “Adl sahibi” olmasının anlamı da budur!..” der.
- El-Mücîb ismi günde 55 defa zikredilir ise Allah o kulun dualarını kabul eder. - Gece teheccüd vakti geldiğinde bu ismi ''Ya Mucîp'' diye 68 kere okuyan kişi mucizelere nail olur. - Günde 55 kere bu ismi El-Mücîb Celle Celaluhu'' diye zikreden kişinin arzu ve istekleri yerine gelir.
Ya Evvel Ya Ahir isimlerini birlikte günde 838 defa zikreden; dünya ve ahirette üstün makamlara ulaşır. Tüm mahlukat okuyana hürmet ve itibarda bulunur.
Abdeste ve gusle başlarken niyet etmek ve besmele çekmek sünnettir (Merğinânî, el-Hidâye, 1/15-17). Bu bakımdan niyet etmeden ve besmele çekmeden alınan abdest ve gusül geçerlidir. Ancak abdest ve gusülden önce besmele ve niyetin unutulması sünnet sevabından mahrum olunmasına neden olur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri