"Duygusal boşluk, cinsel ihtiyaçlar, evlilik hayatının rutin olması, cinsel hayata renk getirmek, yeni bir heyecan yaşamak, aldatmanın artık bir alışkanlık haline gelmesi, eşle yaşanan iletişim sorunları gibi nedenler aldatmaya neden olabilir.
Duygusal Aldatma: Bu tip aldatmalar ağırlıklı olarak çatışma içindeki bireyin psikolojisini yansıtır. Yani kafasında oturtamadığı, ortamın uygun olmadığı, karar almak yerine heyecanı yaşamak amaçlıdır. Uzaklık, merak, ilişkisindeki mutsuzluk, hayranlık, heyecan arayışı gibi etmenler duygusal aldatmayı doğurur.
Bireyin devam eden bir ilişkisi varken bir başkasıyla duygusal bir yakınlık yaşaması, bir başkasına âşık olması, bir başkasıyla özel bir paylaşımda bulunması duygusal aldatma; yine romantik bir ilişki yaşarken bir başkasıyla cinsel ilişkiye girmesi ise cinsel aldatma olarak tanımlanmaktadır.
“Aldatmanın sebepleri neler? Aldatmanın merkezinde genelde bulacağınız şey duygusal bir bağ için, yenilik için, özgürlük için, bağımsızlık için, cinsel yoğunluk için özlem ve istektir. Kaybedilen parçayı yeniden bulmak için bir dilek ya da yitirilen yaşam enerjisini yerine getirme çabasıdır.
Aldatma Türleri
Aldatma, fiziksel, duygusal, zihinsel olmak üzere üç farklı şekilde görülür. Fiziksel aldatma, bireylerin partnerleri dışında biriyle fiziksel temasta bulunması, cinsel birlikteliğe girmesidir. Duygusal aldatma ise bireylerin partnerleri dışında birine duygusal yakınlıkta bulunması, aşık olmasıdır.
İlgili 15 soru bulundu
Dört çeşit aldatma olduğunu belirten ve onları; “1- Pasif aldatma: Kişinin partneri dışında ikinci bir şahısla girmiş olduğu herhangi bir paylaşım veya hoşlantıdır. 2- Aktif aldatma: Genelde ilişki için karar alınması gereken bir durumdur.
Sonda söyleyeceğimizi, baştan yazalım: Aldatmak, bir kişilik bozukluğudur ve genellikle partnerle ilgili değildir. Ama bu korkuyla yaşamak; sizi de, ilişkiyi de bitirir. Kuşku genellikle korku duygusundan beslenir. İnsanı sürekli olarak olumsuz düşüncelere yöneltir.
Bazen kızar aldatır, bazen hırslanır aldatır, bazen başkasını beğenir de aldatır bazen de kendini kanıtlamak için aldatır. Yani karısına sevgi beslediğini söyleyip de aldatan erkek sayısı hiç de az değildir. Bu anlamda sevgi kavramı, aldatmak için bir ölçü olmamaktadır. Olmalıdır ama ne yazık ki olmamaktadır.
Bilim insanlarına göre “bir kez aldatan kişi, mutlaka yeniden aldatır,” klişesi geçerliliği olan bir söylem değil. Evet, daha önce partnerini aldatan kişilerini yeni bir ihanete yelken açma olasılıkları, aldatamamış kişilere kıyasla 3 kat daha fazla.
8-Sosyal Medya üzerinden mesajlaşmak zina mıdır? Sosyal medya üzerinden bir başkasıyla yazışmak, cinsellik içeren görüntüler paylaşmak, sexting yapmak eşi aldatmak olarak sayılsa da fiziki olarak cinsel birleşme gerçekleşmediğinden zina olarak kabul edilmeyecektir.
Eğer aldatıldıysanız ve bu durumun ne zamandır olduğunu merak ediyorsanız, muhtemelen sandığınızdan daha uzun bir süreyle karşılaşacaksınız. Henüz üçüncü bir kişi yokken, ilişkiniz yolunda gözüküyorken verilen küçük işaretler, aldatmanın başlangıcı sayılabilir.
Eşlerden birinin, diğer eşin aldatma fiilini ispatlamak amacıyla hareket ederek eşinin telefonunu dinlemek, kamera kaydına almak veya yüz yüze konuşulanları kaydetmek suretiyle elde ettiği ses, fotoğraf veya video kayıtları boşanma davasında delil olarak kullanılabilir.
Dolayısıyla aldatma sayılmaz. Bir eylemin ihanet olabilmesi için, tarafların birbirine sadakat yükümlülüğü olması gerekir. Özetle; flört bir saçmalıktır. İki taraf da alenen flörtöz sözler, davranışlar sergiliyorsa, buna bir ilişki deyip sorumluluk almak gerekir.
Bu içgüdüsel olarak arzulanan bir durumdur. Bu nedenle hayatında bir başka kadın olan erkeklerinin de tıpkı çapkın erkekler gibi gösterdikleri davranış kalıpları arasında boş boş bakınmalar, göz göze gelmekten kaçınmalar, yerli yersiz tartışmalar ve sürekli yalnız başına dışarı çıkmalar sıralanabilir.
Sanal aldatma, geleneksel aldatma biçimlerinden farklı olarak dijital platformlarda gerçekleşen duygusal veya cinsel ilişkileri ifade eder. İnternetin ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, insanlar artık fiziksel temas olmadan da duygusal bağlar kurabilmekte ve çeşitli etkileşimlerde bulunabilmektedir.
Özellikle 19-29-39 ve 49 yaşları aldatmada en sabıkalı yaşlar. Araştırmada, insanların özellikle bu yaşlarda “taze heyecan” aramaya ve seçenekleri değerlendirmeye daha açık olduğu belirtildi. 1000 kişiyle anket yöntemiyle yapılan araştırma, aldatmanın en çok 39 yaşında gerçekleştiğini de ortaya koydu.
Journal of Marital and Family Therapy dergisinde (ABD) yer alan 2012 yılında yapılmış bir araştırmaya göre: Eşini en az bir kez aldatan evli erkeklerin oranı %22, kadınların ise %14. Evlilik dahil herhangi bir ilişkide aldatma sonuçları çok daha yüksek: Erkeklerde %57, kadınlarda %54.
Erkek ve kadınların en çok aldatma eğilimi gösterdikleri yaşlar ise epey şaşırtıcı... Çalışma, hem erkek hem de kadınların aldatma eğiliminin ilerleyen yaşlarda arttığını ortaya koyuyor. Erkeğin aldatma ihtimali 55 yaşında zirveye ulaşırken, kadınlarda bu yaş 45 olarak gösteriliyor.
Açıkçası aldatılma travması yaşadıysan, olayın boyutu ne olursa olsun bir terapistten birkaç seanslık bir destek almanı tavsiye ederim. Eğer tamir etme niyetiniz varsa vakit kaybetmeden çift terapisi alın. Özgüven, değersizlik gibi tetiklenen bireysel yaralarla ilgili bireysel terapi de sonrasında alınabilir.
Kişi her ne kadar bu duruma inanmak istemese de gerçeklerin ortada oluşu kişinin çok büyük bir acı duymasının önüne geçememektedir. Aldatılan kişinin kendini yetersiz hissetmesine, sorunu sadece kendisinde aramasına, suçlu hissetmesine, o kişi tarafından hiçbir zaman sevilmediğini düşünmesine neden olabilmektedir.
Aldatan bireyler yaşadıkları vicdan azabıyla kendi düşünce içeriklerinde bozulmalara sebebiyet verebilirler. Örneğin: 'ben suçluyum, bunu nasıl yaparım, ben kötü bir insanım' gibi düşüncelerle kendilerine zarar verebilirler. Her aldatan birey için bu durum geçerli olmasa da bazı durumlarda karşılaşılabilmektedir.
Fiziksel sadakatsizlik boyutuna ulaşmayan ancak kendi içinde bir ihanet gibi hissettiren bu eylemlere 'mikro aldatma' deniyor. Ancak mikro aldatma eylemleri fiziksel bir aldatma kadar zarar verebiliyor. Birçokları ise aldatmanın boyutu olmadığı düşüncesinde: Aldatma aldatmadır.
Yeni Türk Ceza Kanunu'na göre aldatma suç olarak düzenlenmemiştir ve cezai bir yaptırımı yoktur. Bu nedenle aldatan eşin cezai bir sorumluluğu bulunmadığından suçlu sayılmamaktadır. Ancak aldatma, bir eşin diğer eşe karşı işlemiş olduğu bir haksız fiildir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri