Eğer aldatan taraf yumuşak ve uyumlu davranışlar sergiliyorsa aldatılan kişi affetmeyi tercih edebiliyor. Fakat aldatan kişinin davranışları katı ve uyumsuz (hata yaptığını reddetme veya sorun yaratan davranışları sürdürme gibi) olarak algılanırsa aldatılan kişi karşı tarafı affetmemeyi seçebiliyor.
Aldatılma sonrası cinselliğe devam etmek, aldatılanın özgüvenini kazanmak ve kaybetmekten korkmasının göstergesidir. Cinsellik yaşamaya devam etse de duygusal olarak kendisi ile çatışır. Bu süreçte aldatılan istemediği sürece cinsellik yaşanmaması gerekir ancak aldatılan cinselliği koz olarak kullanmamalıdır.
Aldatılan eşte çoğu kez bir ruhsal travma etkisi oluşuyor. Özellikle kadınlar eşlerinin aldattıkları kadınla yaşadıkları yatak sahnelerini kurguluyorlar. Bu kurgular 'flashback' etkisi ile zihinde sürekli dönüyor. Bu esnada çarpıntı, gerginlik, ağlama, nefes alamama, aşırı öfke gibi şikayetler oluşuyor.
- Konumuzda aldatan var, aldatılan vardır. Her ikisi de imtihana tabidir. Ancak aldatan zalim, aldatılan mazlumdur. Mazlum aldatılmak istemese bile, imtihanı kaybedecek olan zalim aldatmaktan vazgeçmeyebilir.
Her türlü ihanetten sonra, evliliğin kurtulma ihtimali vardır. İhanet evliliği ciddi şekilde sarsar, ancak bazen ihanetten sonra evliliğin daha iyiye gittiği bile görülür. Esas olan, ilişkinin aldatmadan önceki kalitesidir. Daha önce ilişki iyiyse, böyle bir evliliği sürdürmek için çaba gösterilmelidir.
İlgili 22 soru bulundu
Evli kadının zina (aldatma) eylemi Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenmez. Yani kanunlara göre zina (aldatma) davası cezası yoktur. Hukuki yaptırımları ise ayrıdır. Evli kadın kocasını aldatırsa; boşanmak istemese dahi boşanma gerçekleşir, kocasından nafaka ve tazminat alamaz, mal paylaşımındaki payı azaltılır.
Süreç nasıl işlerse işlesin aldatan kişi ile dostane bir ayrılık yaşanması gerekir. İyileşme sürecinde kadın; ailesinden, yakın arkadaşlarından hatta gerekirse bir terapistten destek almalıdır. Yaşanan durumun dünyanın sonu olmadığı kabul etmeli ve hayatına mutlu bir şekilde devam etmeye çalışmalıdır.
Türk Medeni Kanunumuzun 161/3. Maddesine Göre: "Affeden tarafın dava hakkı yoktur." Bununla birlikte aldatan eşin affedilmesi, affetme olayı öncesindeki aldatma fiillerine ilişkin olarak affetmenin hukuki sonuçlarını doğurur.
Aldatılma Durumunda Doğru Strateji Nedir? Hayatta en büyük acı bir yakınını kaybetmektir denir. Ruhunuzun bir tarafı bilir ki 15 30 gün sonra bu acı hafifleyecektir.
Yani yaşanan bu deneyim, kişinin fiziksel acıya çok benzer bir duygusal acı hissetmesine sebep oluyor. Nitekim aldatılan kişide baş ağrıları, mide bulantıları, halsizlik gibi durumlar da görülebiliyor.
Aldatılan kişi kendini çoğu zaman eksik, kusurlu, yetersiz hissedebilmektedir. Kimi zamanda öfkelerini kontrol etmekte zorlanabilmektedirler. Aldatılan kişi birçok olumsuz duyguyla baş başa kalabilmektedir. Bu duygular arasında kendi öz benlik saygısını yitirme safhasına gelebilmektedir.
Açıkçası aldatılma travması yaşadıysan, olayın boyutu ne olursa olsun bir terapistten birkaç seanslık bir destek almanı tavsiye ederim. Eğer tamir etme niyetiniz varsa vakit kaybetmeden çift terapisi alın. Özgüven, değersizlik gibi tetiklenen bireysel yaralarla ilgili bireysel terapi de sonrasında alınabilir.
Aldatan erkeklerin bazıları partnerine karşı öfkeli davranır ve onun her hatasını görmeye başlar, hatalarını yüzüne vurup onu kırmaya çalışabilir. O hata yaptıkça birey kendini daha iyi hisseder. Genelde aldatma sonrasında vicdani rahatsızlık oluşur. Bazı erkekler de kendini mahcup ve suçlu halde gösterebilir.
Bilim insanlarına göre “bir kez aldatan kişi, mutlaka yeniden aldatır,” klişesi geçerliliği olan bir söylem değil. Evet, daha önce partnerini aldatan kişilerini yeni bir ihanete yelken açma olasılıkları, aldatamamış kişilere kıyasla 3 kat daha fazla.
Zina meşru boşanma sebeplerindendir. Zina eden bir kadın tevbe etmelidir. İslam devleti olan bir ülkede yaşıyorsa islam fıkhındaki cezasının tatbiki onu günahının istiğfarıdır. Had tatbik edilmesi günahına kefaret olur.
Sorunun cevabı ise, aldatan kişi orada eşini kaybetmek istemez. Çünkü kiminle aldatıyorsa eşini, onunla bir gelecek göremiyordur ve kurulu düzenini bozmak istemiyordur ya da geleceği düşünüp pişman olmuştur.Bu nedenlerle de, kişi ayrılmak istemeyebilir.
Böylece hem aldanarak hem de aldatarak Peygamberimizin “Bizden/benden değildir.” nitelemesini hak etmişlerdir. Hangi alanda olursa olsun her türlü aldatma; yasaktır, günahtır ve kul hakkı ihlalidir.
Aldatan Eş Suçlu Mu Sayılır? Yeni Türk Ceza Kanunu'na göre aldatma suç olarak düzenlenmemiştir ve cezai bir yaptırımı yoktur. Bu nedenle aldatan eşin cezai bir sorumluluğu bulunmadığından suçlu sayılmamaktadır. Ancak aldatma, bir eşin diğer eşe karşı işlemiş olduğu bir haksız fiildir.
"Duygusal boşluk, cinsel ihtiyaçlar, evlilik hayatının rutin olması, cinsel hayata renk getirmek, yeni bir heyecan yaşamak, aldatmanın artık bir alışkanlık haline gelmesi, eşle yaşanan iletişim sorunları gibi nedenler aldatmaya neden olabilir.
Peki, eşlerini aldatan erkeklerin aldatma eylemini gerçekleştirdikten sonra kendilerinin pişman olduklarını nasıl anlayabiliriz. Eşlerini aldattıktan sonra pişman olan erkeklerin büyük bir çoğunluğu eşlerine karşı yumuşak davranırlar. Eşlerine eskiden olmadığı kadar iltifat ederler. Sık sık ufak hediyeler alırlar.
Aldatan bireyler yaşadıkları vicdan azabıyla kendi düşünce içeriklerinde bozulmalara sebebiyet verebilirler. Örneğin: 'ben suçluyum, bunu nasıl yaparım, ben kötü bir insanım' gibi düşüncelerle kendilerine zarar verebilirler. Her aldatan birey için bu durum geçerli olmasa da bazı durumlarda karşılaşılabilmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri