İlerleyen aft vakalarında; şişmiş lenf düğümleri, ateş, yorgunluk ve fiziksel halsizlik görülmesi de muhtemeldir.
Rahatsızlık hissi, sinirlilik veya ruh hali değişikliği, boğaz ağrısı, ağız içi aft gibi semptomlar ateş başlangıcından önce oluşabilir. Ateş genellikle iki ila yedi gün arası sürer ve 38,5-41 dereceye ulaşabilir. Ateş aniden normale düşer. Ateşlenme süreci nadiren yedi günden uzun sürer.
Aft, genellikle 5-10 gün içerisinde kendiliğinden geçer, ancak aftların ağrısı şiddetli ve uzun sürüyorsa konuyla ilgili bir doktora başvurmak en iyisi olacaktır.
Aft, asitli, sert ya da tahriş edici yiyeceklerin tüketilmesinden, vitamin ve mineral eksikliklerinden, yorgunluktan, bulaşıcı veya viral hastalıklardan kaynaklanabilmektedir. Düzgün ve zamanında tedavi edilmezse aftlar tekrarlama eğilimindedir. Ayrıca aftlar Behçet gibi bazı sistemik hastalıklara da eşlik edebilir.
Ağız içerisinde ya da yakın bölgelerde çıkan aft, bulaşıcı değildir. Belirtilerin görülmeye başlamasından itibaren durum genellikle 1 ila 3 hafta arasında kendiliğinden iyileşir. Bu nedenle tedavi pek gereken bir durum değildir. Eğer belirtiler arasında ağrı görülüyorsa, bu durum da ortalama 7-10 gün içerisinde geçer.
İlgili 23 soru bulundu
-Kesinlikle aftın yüzeyine dokunulmamalı ve tahriş edici işlemlerden kaçınmalıdır. -Halk arasında yaygın olan ve ağrıyı hafifletebileceği düşünülen aftın üzerine tuz basmak, asitli ürün sürmek veya rakı basmak gibi yanlış ve sorunu daha da kötüleştirecek işlemlerden kaçınmak gerekmektedir.
Ağzı tuzlu suyla çalkalamak, aftların kurutulmasına yardımcı olabilir. Yarım bardak ılık suda bir çay kaşığı normal ev tuzunu eritin ve tükürmeden önce çözeltiyi 15 ila 30 saniye boyunca ağzınızın içinde döndürün. Gerekirse birkaç saatte bir tuzlu su ile çalkalamaya devam edebilirsiniz.
Zayıf bağışıklık sistemi, vitamin ve mineral yetersizliği, ergenlikte hormonal faktörler ve çölyak hastalığı aftöz ülsere neden olabilmektedir. Bulaşıcı bir hastalık değildir. Kadınlarda daha yaygın olarak görülür. İltihaplı bir doku ile çevrili olan aft yaraları kısa zamanda kendiliğinden geçer.
Bazı yiyecekler ağız içi yaralarına neden olabilir ve onları azdırabilir, bu nedenle iyileşmeye çalışırken bunlardan uzak durmak en iyisidir. Aşırı sıcak, baharatlı, narenciye ya da asitli yiyecekler hem ağız içi yarasını azdırabilir hem de iltihaplanmaya neden olabilir.
"2% hydrogen peroxide" solusyonuna batırılan pamuk ya da gazlı bez ile aft bölgesi temizlenebilir. Antiviral kremler de uçuğa iyi gelebilir. Aftın başlangıç safhasında bölgeye bir topikal steroid uygulanması ya da steroidli bir gargara ile gargara yapmak aftın fazla büyümesini engeller ve ağrıyı azaltır.
Aft, kanserleşmez ve kansere dönüşmez.
A: Afta için doğal tedavi yöntemleri arasında tuzlu su ile gargara yapmak, hindistan cevizi yağı ile yaraya uygulama ve çinko takviyesi almak bulunur. Yeterince sıvı tüketmek ve stresi azaltmak da aftların iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Yemeklerden önce aft bölgesine "xylocaine" solusyonu ya da ağız için hazırlanmış anestezik kremler uygulanabilir. Aft üzerine uygulanacak "orabase", "Gly-oxide", "Cankaid","Ambesol" gibi ağız içi kremler uygulanabilir.
Böyle oluşan ağız içi yaraları iltihaplanabilir ve yüksek ateşe neden olabilir. Eğer çocuklarda ağız içi yarası ile birlikte ateş gözlemleniyorsa öncelikli olarak enfeksiyon durumu kontrol edilir. Stres faktörü de çocuklarda ağız içi yaralara sebep olabilir.
Oluşan aftlar veya ağız yaraları 1 veya 2 hafta içerisinde kendi kendilerine geçebilme özelliğini sahiptir. Fakat doktora görünmekte fayda olduğunu bir kez daha hatırlatalım. Doktorunuz size iyileşme sürecine iyi gelecek antibiyotik veya gargara önerecektir. Bununla birlikte miskav da iyi gelecektir.
Yüksek ateş, çoğu zaman vücudun enfeksiyonlar ve diğer tıbbi durumlar karşısında gösterdiği bir savunma mekanizmasıdır. Viral ya da bakteriyel enfeksiyonlar, en sık görülen yüksek ateş nedenleri arasındadır. Örneğin, soğuk algınlığı, grip, idrar yolu enfeksiyonları ve cilt enfeksiyonları yüksek ateşe yol açabilir.
Karbonatlı veya tuzlu suyla gargara yapmak aftın iyileşme sürecini hızlandırıp ağrıyı azaltabilir. Eczanelerde satılan antiseptik içerikli gargaralar veya spreyler de kullanılabilir.
Ayva: Ayva ağız içi yaralarında doğal ve bitkisel bir ilaç olarak karşınıza çıkıyor. Yaralardan dolayı ayvayı çiğnemek zor olacağından, ayva dilimini yaranın üzerinde tutmak daha etkili olmaktadır. Karanfil: Karanfili gün içinde çiğnediğiniz takdirde ağız içinde oluşan bakterileri yok edebilirsiniz.
Yarım bardak ılık suda bir çay kaşığı normal ev tuzu eritilir ve bu suyla günde birkaç kere hatta birkaç saatte bir bu suyla, yutmadan 15-30 saniye gargara yapılabilir. Karanfil yağının ağrı dindirici özelliği bulunmaktadır. Çok ağrılı olabilen ağız içi aft benzeri lezyonlarda ağrıyı hafifletmekte kullanılabilir.
Toplumda çok sık görülen aft, bağışıklık yetersizliklerinin genetik türleri ile ilgili olabileceği gibi sonradan ortaya çıkan bağışıklık sorunlarına bağlı meydana gelebilir. Bunların dışında sindirim sistemi problemleri, travma, enfeksiyon ve kan hastalıkları gibi bir çok faktörün tetiklemesiyle de oluşabilir.
Eğer aftlar erken teşhis ve tedavi edilmezse ilerleyen durumlarda lenf bezleri şişer, ateş ve yorgunluk meydana gelir.
Bağışıklık sisteminin etkilendiği durumlar (yüksek ateşli bir enfeksiyona eşlik eden aft, HIV enfeksiyonu), kansızlık ve vitamin (demir, B12, folik asit) eksiklikleri, çinko eksikliği, şeker hastalığı, tiroid hastalığı, hormonal değişimler (hamilelik, adet dönemleri) bu nedenler arasında yer alıyor.
Gerekli durumlarda hekimler tarafından lokal anestezik etkili topikal ilaçlar, antiseptik ilaçlar, antienflamatuar etkili ajanlar ve bağışıklık düzenleyici ilaçlar aft ilacı planlaması dahilinde reçetelendirilebilir. Lazer tedavisi tekrarlayan ve ciddi bir seyir izleyen vakalarda etkili olabilir.
Doğal balı aftın üzerine uygulayın. İyileşmenin hızlanması ve şikayetlerin hafiflemesi için bunu günde 2-3 kez uygulayın. Bal hem anti bakteriyel özelliği hem de anti inflamatuar özelliği ile afların iyileşmesinde ve şikayetlerinin hafiflemesinde yardımcıdır.
Stresin ağız hijyeni ve diş sağlığını doğrudan etkileyen önemli bir faktör olduğunu belirten uzmanlar stresin, ağızda aft oluşumu, bruksizm (diş sıkma), ağız kuruluğu, diş eti hastalığı, ağız kokusu, prekanseröz lezyonlar gibi birçok ağız ve diş hastalığına sebebiyet verdiğini belirtiyorlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri