Muhammed(s.a.v)'ın damadı ve 4 büyük İslam halifesinden biri olan Hz. Ali'nin çift başlı kılıcıdır. Kılıcın ismi Arapça'da sahip anlamına gelen "zü" ve boğum anlamına gelen "fekar" kelimelerinden oluşmuştur. Kılıcın bir ucu ilmi diğer ucu ise adaleti temsil eder.
Kılıca zülfikar adı, büyük ihtimalle ele geçirildikten sonra yivli ve iki tarafının keskin oluşundan dolayı verilmiştir. Resûlullah zülfikarı Hz. Ali'ye verinceye kadar kendisi kullanmıştır (İbn Seyyidünnâs, II, 918).
Ali'nin Uhud Savaşı'nda Kureyş'in önde gelen savaşçılarından dokuz kişiyi öldürdüğü, bu savaşta bedeninden yetmiş yara alarak son ana kadar Muhammed'i savunduğu, bu sebeple de Cebrail'in, “Zülfikar'dan keskin kılıç, Ali'den büyük yiğit yoktur.” (“Lâ fetâ illâ Alî, lâ seyfe illâ zülfikār”, Arapça لا فتى الا على لا سيف ...
Gümüş Erkek Yüzük ve Gümüş Takılarda bolca kullanılan Zülfikar Kılıç figürünün en önemli özelliği kılıcın çift uçlu olmasıdır. Bu uçlardan biri daha uzun biri daha kısadır ve Bunun anlamı; Büyük olan iyiliği ve inancı, küçük olan kötülüğü ve inançsızlığı temsil eder.
Zülfikar, Hz. Muhammed tarafından Hz. Ali'ye hediye edilen ve onunla birlikte efsaneleşen kılıcın adıdır. Hâkimiyet, güç ve iktidar sembolü olarak görülen kılıcın Hz.
İlgili 19 soru bulundu
Topkapı Sarayı Müzesi'nde Osmanlı padişahlarının, üst düzey devlet adamlarının kullandığı, diplomatik hediye olarak gönderilen 1300 yıllık paha biçilemez kılıç, kalkan, miğfer, hançer gibi silahlar restore ediliyor. İç Hazine Binası, Mukaddes Emanetler'den sonra müzenin en çok ziyaret edilen mekanlardan biri.
Ali kültü etrafında şekillendiğine inanma hali var. Bu inanca göre Ali, Aleviliğin temel kurucu mürşidi ve piri oluyor. Alevi dedeleri de Hacı Bektaş Veli'nin soy şeceresi üzerinden kendilerini Ali soyuna bağlamakta sakınca görmüyor. Nitekim Anadolu dışında Aleviliğin Ali soyu olarak görüldüğü bir gerçektir.
Muhammed(s.a.v)'ın damadı ve 4 büyük İslam halifesinden biri olan Hz. Ali'nin çift başlı kılıcıdır. Kılıcın ismi Arapça'da sahip anlamına gelen "zü" ve boğum anlamına gelen "fekar" kelimelerinden oluşmuştur. Kılıcın bir ucu ilmi diğer ucu ise adaleti temsil eder.
Ali'nin çift başlı kılıcı olarak bilinen Zülfikar kılıcı, Arapçada “sahip” ve “boğum” anlamlarına gelen harflerden oluşmaktadır. Hakkında birden fazla rivayet olması bakımından gerçekliğinin sorgulanabilirliği daima mümkün olan bu kılıcın orijinalinin üç metre boyu ve yüzün üzerinde bir kilosu olduğu düşünülmektedir.
Bu kolye, Hz. Muhammed tarafından Hz. Ali'ye hediye edilen ucu çatallı bir kılıcı temsil eder. "La Feta İlla Ali La Seyfe İlla Zülfikar" cümlesiyle süslenmiş olan bu kılıcın anlamı ise "Zülfikar'dan başka kılıç, Ali'den başka yiğit yoktur" şeklindedir.
Hz. Peygamber‟in, Uhud Gazvesi‟nde Hz. Ali‟ye, Zülfikar‟ı hediye ettiği ve bu esnada “Lâ fetâ illâ Alî, lâ seyfe illâ Zülfikâr” (Ali‟den başka yiğit, Zülfikar‟dan başka kılıç yoktur) dediği rivayet edilir (Öz, 2013, s. 554).
Irak'ın Necef kentinde bulunan İmam Ali Türbesi (Arapça:حرم الإمام علي (Harem el-İmam Ali), ya da kısa adıyla İmam Ali Mescidi veya İmam Ali Camii, İslam'ın Şii itikadına bağlı yaklaşık 200 milyon Müslüman için Suudi Arabistan'da bulunan Kabe ve Medine'de Mescid-i Nebevî' ve Kudüs taki ilk islam kıblesi Mescid-i Aksa ...
Hz.Ali Kılıcı Olarak Bilinen Zülfikar Kılıcı Denizli Yatağan da Selçukludan Osmanlıya Osmanlıdan Günümüze Kadar İmalatı Sürmektedir. Kılıc 90 Cm Toplam Boyudur.
Ali'nin ucu çatallı, ortası yivli meşhur kılıcının adıdır. Gerek ismi gerekse ele geçirilişi hakkında farklı rivayetler olan bu kılıç, yalnız Alevî-Bektaşî zümreye mensup halk ve tekke şairleri tarafından değil birçok divan şairi tarafından da şiirlerde farklı münasebetler içinde kullanılmıştır.
Yaklaşık ağırlığı 400 ton.
Terme ilçesi Kesikkaya Mahallesi'ne de ismini veren Kesikkaya, 1994 yılının ekim ayında Samsun Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından koruma altına alındı. Hz. Ali'nin savaş sırasında savurduğu Zülfikar'la kestiği rivayet edilen Kesikkaya'nın üzerinde bulunan iz dikkat çekiyor.
Fatih, 125 santim uzunluğundaki kılıcı, fetihten sonra törenlerde kullanmak için yaptırdı. Kılıcın orjinaliyle tek farkı ağırlığı. Fatih'in kullandığı kılıcın ağırlığı 7 kilo. Kopyaları ise yalnızca 2 buçuk kilo.
' Memulün pek fevkinde, ikinci gün bir mu'cize-i Nebeviye olarak, Hayber Kalesi'nin kapısını Hazret-i Ali çekip kalkan gibi istimal ederek fethe muvaffak olduktan sonra kapıyı yere atmış.
Düldül, İslam halifesi Ali'nin katırıdır. Kır veya beyaz renkte olan ve genellikle dişi olduğu söylenen Düldül, İslam peygamberi Muhammed tarafından Ali'ye hediye edilmiştir. Daha sonraları klasik şövalye üçlemelerine (kahraman, kahramanın kılıcı, kahramanın atı) uygun olarak bir at şeklinde tasvir edilmiştir.
Hamza bin Abdülmuttalib ( y. 568 – 23 Mart 625), İslam Peygamberi Muhammed'in amcası ve süt kardeşidir. Abdülmuttalib bin Haşim'in on oğlundan biridir. Künyesi Ebu Umare ve Ebu Ya'la olup, lakâbı "Esedullah", yani "Allah'ın Aslanı"dır.
Seküler ve dinî birçok anlam yüklenen “kılıç, gücün, hâkimiyetin, adaletin, cesaretin ve yiğitliğin, ihtiyat ve yok etmenin sembolüdür.” O, doğal varlıklara egemenliği simgelediği gibi Ģeytan benzeri varlıklara hükmetmeyi de simgelemektedir. Dahası, o, kutsal savaĢın da bir sembolüdür (Çoruhlu, 1997: 64-65).
Şîa mezhebi İslam'da akide ayrılığının sonucu olarak ortaya çıkan ilk mezheplerdendir. İmametin Hz. Ali ve nesline ait olduğunu düşünen İmamiy- ye, Şîa mezhebinin bir koludur.
Aleviler, Muhammed'in son peygamber olduğuna, Ali bin Ebu Talib'in ise veliliğine (ya da imamlığına) inanırlar. Aleviler, ibadetlerini cemevinde yaparlar. Günlük ibadetleri Sabah, Akşam ve Gece Gülbeng'idir. Kadir Gecesi'yle bağlantılı olarak üç gün ve Muharrem ayında ise on iki gün oruç tutarlar.
Alevi topluluğu, Kuran'ın Ömer, Osman ve özellikle de Maviye ile Yezit zamanında değiştirildiğine ve birçok ayetinin yok edildiğine inanır. Bu nedenle de Kuran'larını "Telli Kuran" ve "Kuranı Natık" olarak adlandırırlar. Ozanların, pirlerin deyişlerini, sözlerini Kuran'ın ayetleri olarak kabul ederler.
Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Dairesi'nde muhafaza edilen bu kılıcın Hz. Dâvud'un bizzat kendi eliyle yaptığı kılıç olduğunu nice peygamberlerin, hükümdarların elinden geçtiğini biliyor muydunuz? İlginç olan ise bu kılıcın kıyamet yaklaştığında bir kez daha kullanılacak olması...
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri