Heyûlâ sözlükte özdek, tasarım, imge anlamlarında kullanılmakla birlikte Yunanca hyle sözcüğünün Arapçalaştırılmış halidir.
Modern Batı dillerinde hyle, hylé şeklinde yazılan Grekçe üle kelimesinden Arapça'ya giren heyûlâ, Aristo felsefesinin İslâm dünyasına geçmesinden sonra bu felsefedeki terim anlamıyla İslâm düşüncesi alanında da kullanılmaya başlanmıştır.
Heyula görünüşü korkunç olan hayalet anlamına gelir. Yunan felsefesinde ''prima materia'' olarak geçen ilk maddeye de heyula denir.
Kindî'nin tarifine göre heyûlâ “sûretleri taşıyan, edilgin, cevherî güç”tür. Kindî bu kavrama özellikle duyulur (mahsûs) âlemi temellendirirken başvurur. Bir varlığı cismanî ve duyulur kılan onun heyûlâsıdır.
Maddetü'l-Hayat veya Maidetü'l-Hayat, Akşemseddin'in Türkçe olarak tıp ilmini dair kaleme aldığı Risâletü'n-fi't-Tıb olarak da bilinen bir eseridir. Akşemseddin, bitkilerin eczacılıkta yerini ve bitkilerin hastalıkların tedavisinde önemini anlatan bu eserde, ayni zamanda mikrobun katılımını ve bulaşmasını ele almıştır.
İlgili 29 soru bulundu
M. Şemsettin Günaltay'ın (ö. 1961) Allah'ın varlığını ispat için kullanılan çeşitli delillerle ruh konusundaki muhtelif nazariyelere dair eseri.
Var olması bakımından varlığı konu edinen, fizik ötesi sebepler ve bilginin ilkelerini araştıran felsefe disiplini.
Kindî veya tam adıyla Ebu Yusuf Yakub bin İshak el-Sebbah el-Kindî (Arapça: أبو يوسف يعقوب بن إسحاق الصبّاح الكندي; d. 801, Basra - ö. 873, Bağdat), felsefe, tıp, matematik astronomi, ilahiyat, psikoloji, fizik, kimya ve müziğe kadar pek çok bilim dalında eser yazan Arap bilim insanı.
Heyulani akıl, başka bir bakımdan, yani etkin akılla ilişkisi açısından ise, edilgin akıldır. Çünkü o, etkin değil edilgin durumdadır. Bu akıl insan ruhunun veya nefsinin bir parçasıdır. Aynı zamanda bu yeti insanın türsel ayrımını sağlayan bir surettir.
Kindî (ö. 252/866) Allah'ın varlığını ispat etmek için Hudus delili, İllet-Ma'lul delili, Birlik-Çokluk veya İlk İllet Delili, Gaye ve Nizam delilini kullanmıştır. Bu delil “âlem delili” olarak da adlandırılan “kozmolojik delil”in bir türüdür.
Haleluya (Alleluya, Aleluya olarak da yazılır) " Yehova'ya / Yahve'ye övgüler olsun" anlamına gelen ve ayinlerde kullanılan İbranice bir sözcüktür.
hala - Nişanyan Sözlük. Arapça χwl kökünden gelen χāla(t) خالة “teyze, annenin kızkardeşi” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça χāl خال “dayı” sözcüğünün faˁla(t) vezninde ism-i merresidir. “Babanın kızkardeşi” anlamı Türkçeye özgüdür.
Hezeyanlar, yanlış fakat sağlam ve kolay değiştirilemez düşünce ve inanışlardır. Hezeyanlar, şizofreni, depresyon, tek uçlu duygu durum bozukluğu ve demans gibi psikolojik rahatsızlıkların belirgin semptomlarındandır.
Kur'ân-ı Kerîm'de Âd kavmine gönderildiği bildirilen peygamber. Allah'tan vahiy yoluyla aldığı bilgileri ve emirleri tebliğ etmek, muhataplarını hak dine çağırmakla görevlendirilen yüksek vasıflı kimse.
Özdek, bilinçten bağımsız olarak var olan her şey. Bilincin dışında ve ondan bağımsız olarak var olan her şey Özdek'tir. Bu anlamda özdek, Nesnel gerçek (Objektif realite) olarak tanımlanır.
Arapçada har, sıcaklık ve ateş anlamına gelmektedir.
Hadislerde geçen akıl kelimesi “deveyi veya başka bir şeyi bağlamak, zapt etmek; diyet vermek” gibi sözlük anlamları yanında “hatırda tutmak, anlamak ve bilmek” gibi terim anlamlarını da ifade eder.
Ali'nin büyük kardeşi. Hz. Peygamber'in amcası.
Garîzî akıl.
Her insanda doğuştan var olan ve insanın diğer canlılardan ayrılmasını sağlayan asıl akıldır. Bu aynı zamanda deney ve düşünme yoluyla elde edilen bilgilerin de esasını teşkil eder.
Farabi (870 - 950) Ebu Nasır Muhammed İbn el-Farah el-Farabi, (İS. 870)'de Türkistan'da Farab yakınında küçük bir köy olan Vasic'te doğdu. Ebeveynleri aslen İranlı soyundandır, fakat ataları Türkistan'a göç etmişlerdir. 8. ve 13. yüzyıllar arasındaki İslam'ın Altın Çağı'nda yaşamış ünlü filozof ve bilim adamıdır.
Miletli Thales (Grekçe: Θαλῆς, Thalēs; y. MÖ 624/623 – MÖ 548/545), Milet, İyonya'dan bir Antik Yunan matematikçi, astronom ve Sokrat öncesi filozoftu. İlk filozoflardan olduğu için felsefenin ve bilimin öncüsü olarak adlandırılır.
Diogenes Laertios, Platon'un asıl isminin dedesinin adı olan Aristokles olduğunu, Platon'un iyi bir güreşçi olduğunu, 'geniş' anlamına gelen 'Platon' isminin güreş hocasının taktığını, göğsü, omuzları, çenesi ya da alnı geniş olduğunu için taktığı bir lakap olduğunu aktarmaktadır.
İlk Müslüman Filozof: Kindi.
Platon, devleti başka deyişle toplumu doğal olan iş bölümüne dayandırmıştır. Devleti canlı bir organizma gibi düşünmektedir. Ona göre devletin her organı ancak bütün yapı içinde yaşamını sürdürebilecektir. Bu nedenle birey toplum dışında var olamayacak; toplum da bireylerle var olacaktır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri