[1] Hiç yoksulluk çekmeden varlıklı bir hayat sürmek.
Yoksulluk veya fakirlik, günlük temel ihtiyaçların tamamını veya büyük bir kısmını karşılayacak yeterli gelire sahip olmama durumudur. Özellikle, yiyecek, içecek, barınma, giyim-kuşam gibi temel ihtiyaçlara zor erişmek veya erişememek yoksulluk olarak tanımlanabilmektedir.
Felsefi Sözlük Tanımı
Varlıkta eksiklik ya da bulunmayış durumu, mevcut olmama hali olarak belirtilir.
Yokluk çekmek TDK sözlük anlamı şu şekildedir: yoksulluk içinde bulunmak. belli bir dönem yoksul durumda olmak.
Yoksulluk denilince aklımıza çoğu zaman zenginliğin karşıtı olan fakirlik, yani sefalet, açlık, yokluk, muhtaçlık, hayatla sürekli mücadele, hayatta kalabilme savaşı, temel ve zorunlu ihtiyaçları yeterince karşılayamama, yeterli varlığa sahip olamama ve gelirden mahrum olma gelmektedir.
İlgili 32 soru bulundu
YOKSULLUK İÇİMİZDE, MUSTAFA KUTLU tarafından kaleme alınmıştır. Kitap 2021 yılında DERGAH YAYINLARI tarafından [İSTANBUL] yayınlanmıştır. 104 sayfadır. YOKSULLUK İÇİMİZDE adlı eser Türkçe dilindedir.
Yoksulluk İçimizde; Mustafa Kutlu'nun hikâyeciliğinin en olgun örneklerinden biri kabul edilir.1 Kutlu; bu eserinde Engin ve Süheylâ aşkı çerçevesinde kahramanlarda görülen sosyal değişim olgusu merkeze alınmak üzere, aşka, sosyal değişime, eşyaya İslâmî bir yorum getirmeye çalışır.
TDK (2021) tarafından yoksul; maddi anlamda sıkıntı çeken kimse şeklinde ifade edilirken, yoksulluk ise ülkedeki insanların gelir düzeyi anlamında eksik şekilde yaşamalarına sebep olan durumu ifade etmektedir.
Sözlük anlamıyla “yoksul”, yeterli düzeyde parası olmayan veya konforlu bir biçimde yaşamak için gerekli olan araçlara sahip olmayan kişidir. ihtiyaçlardan (imkânlardan) yoksun olma durumunu ifade eder.
Maddî ihtiyaç içinde bulunan kimse, yoksul. Yoksul, düşkün anlamında bir terim.
Var olan yoksulluk türleri ise; insani yoksulluk, gelir yoksulluk, kentsel yoksulluk, kırsal yoksulluk, kadın yoksulluğu şeklinde daha da çoğaltılabilir.
Asgari düzeyde gıda ihtiyacı ve barınma, eğitim, sağlık gibi ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli imkanların olmaması durumunda yoksulluk sorunu ortaya çıkar. Yoksulluk ile sosyal ve siyasi hayattan dışlanma, iş ve sosyal hayata atılmada diğer kişilere göre daha sınırlı ve kısıtlı olmaktadır.
Genel olarak yoksulluk bir takım makro ve mikro faktörlerin etkisi ile meydana gelmektedir. Küreselleşme, küresel sermaye, işsizlik, göç, ekonomik krizler vb. gibi nedenler makro faktörler olarak, eğitimsizlik, sosyal dışlanma ve bireysel özellikler gibi nedenlerde mikro faktörler olarak de ğerlendirilebilir.
Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60'ına göre son yılda ve aynı zamanda önceki üç yıldan en az ikisinde de yoksul olan fertleri kapsıyor.
Yoksulluk insan enerjini azaltan, insanca yaşamı engelleyen, bireyde yardımsızlık ve hayatının kontrolünü kaybetme duygusunu yaşatan bir durumdur. Bireyi biyopsikososyal bir varlık olarak düşünürsek yoksulluğun ruh sağlığı üzerine olumsuz etkileri olmaktadır.
1970'li yıllardan itibaren hikâye kitaplarıyla edebiyatın içinde olan Kutlu, Yoksulluk İçimizde (1981) ve daha sonra kaleme aldığı Bu Böyledir (1987) eserlerinde de modernleşmenin getirdiği olumsuzluklar, modernleşme karşısında bocalamalar, değişen iç ve dış dünya arasında sıkışmış insan psikolojisi gibi çok farklı ...
Yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanlar "yoksul" kabul edilir.
Yoksulluk ile fakirlik arasında fark vardır. Fakirlik, üstesinden gelinebilen. Ama yoksulluk müzminleşmiş, demir gibi katılaşmış ve elem verici bir hale gelmiş, çözümü çok zor olan bir yapıyı temsil eder olmuştur.
Diğer bir yoksulluk sınırı olan medyan gelirin yüzde 60'ı dikkate alınarak hesaplanan gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; %19,9 ile TR62 (Adana, Mersin), %19,7 ile TR61 (Antalya, Isparta, Burdur) ve %18,8 ile TR10 (İstanbul) oldu.
gelirlerinin asgari refah düzeyini dahi karşılayamaması durumudur. ihtiyaçları karşılayacak olan harcama miktarını belirleyen mal ve hizmet fiyatlarından oluşmaktadır. toplumda yaşayan ve ortalama bir gelire sahip olan birey arasında sahip olunan gelir kaynakları açısından farklılık olarak tanımlanmaktadır.
Düşük gelir düzeyinde bireylerin davranışlarındaki karşılıklı bağımlılık ve bağımlılığın zamanlar arası aktarımı ile ortaya çıkan sürekli gelir eşitsizliği literatürde “yoksulluk tuzağı” olarak ifade edilmektedir.
Göreli yoksulluk “bireyin insanca bir yaşam sürdürebilmesi için yaşadığı toplumsal çevredeki temel altyapısal, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayamamasını ve birçok şeyden yoksun olmayı ifade eder” (Topgül, 2013: 280).
2022 yılı sonuçlarına göre fertlerin %32,6'sı yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında kaldı. Bu oran yaş gruplarına göre incelendiğinde; 0-17 yaş grubunda %42,7, 18-64 yaş grubunda %30,2, 65+ yaş grubunda ise %20,5 olarak tahmin edildi.
Yeni yoksulluk özellikle gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan yoksulluk tipine işaret etmektedir. Onlar, modern toplumun temel karakteristiklerinden biri olan tüketim fonksiyonunu yerine getiremeyen ve tüketim toplumunda tüketemedikleri için normal toplumsal yaşayışını devam ettiremeyen insanlardır.
Yoksulluk sınırı, genel olarak normal bir yetişkin kişinin kabul edilebilir seviyede hayatına devam edebilmesi için bir yıl zarfında tüketebileceği kaynakların değeri toplanayarak hesaplanır. Gıda, giyim, konut (kira, su, elektrik, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar göz önünde bulundurulur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri