Aslında yıldızlar sürekli olarak ışık yaymaktadır. Yani uzaydaki bir astronot yıldızları hep aynı parlaklıkta görmektedir. Bir yıldızın ışığı atmosferden geçerken hava ısısındaki değişikliklerden dolayı kırılmaktadır. Bu da dünyadan bakıldığında ışığın yanıp sönüyormuş gibi görünmesine neden olur.
Yıldızlar, gezegenler, hatta Güneş ve Ay dahi farklı derecelerde da olsa yanıp sönmektedir. Dünya atmosferi dışında konumlanmış her şey yanıp söner.
Bilim insanları, daha önce belirlenen kategoriler içinde yer almayan yıldızlar keşfettiklerine, bilinmezliklerine atıfta bulunarak onlara "Bu Nedir (What is this)" adını verirken, son keşfedilen yanıp sönen dev yıldıza VVV-WIT-08 adının verildiği aktarıldı.
Zaten gezegenler yanıp sönmezler eğer bir gezegene bakacak olursanız onun yanıp sönmediğini ışığının hiç kesilmediğini görebilirsiniz yıldızlar ise gezegenlere göre bizden çok daha uzakta olduğu için ışıkları kesik kesik gelir ve yanıp sönüyormuş gibi gelir. Yıldızları ve gezegenleri ayırt etmenin en kolay yolu budur.
Oysa yıldızların açısal büyüklükleri çok uzak oldukları için “noktasal“dır. Bize gelen ışıkları, atmosferimizden aşırı ince bir ışın demeti olarak geçer. Bu ince ışın demeti de, atmosferimizdeki çalkanlılar nedeniyle çok kolay deforme olur ve ortaya bu titreşimli görüntü çıkar.
İlgili 25 soru bulundu
Küçük yıldızlar, yaşamlarının sonuna geldiğinde sakin bir patlamayla ölürler. Ancak Güneş'ten milyonlarca kat daha büyük olan yıldızlar, ömürlerinin sonunda büyük ve korkunç bir patlamayla ölürler ve enerjilerini uzaya salarlar. Bu patlamaya süpernova patlaması denir.
Dünya'ya en yakın yıldızın bilinen adı Proxima Centauri'dir ve bu 1915 yıldız yılında keşfedilmiştir ve Proxima Centauri 11,05 kadirle çıplak gözle göremeyecek kadar sönük olmasına rağmen Güneş'e bilinen en yakın yıldızdır.Proxima b'nin yaşanabilirlik potansiyelini inceleyince Güneş dışı gezegenin muhtemelen Güneş ...
Yıldızları gündüz göremiyoruz ve bunun nedeni atmosferimizde gizli. Atmosferimiz ışığı saçarak büyük bir parlama yaratıyor. Aslında süreç, geceleri şehir ışıklarının yarattığı ışık kirliliği ile aynı mantıkta ilerliyor. Atmosferin saçtığı ışık, yıldızların ışığından daha baskın hale geliyor.
Gece gökyüzündeki tüm cisimleri görmek için ışıksız ve bulutsuz bir ortam gerekiyor. Sadece yapay ışık değil, ay ışığı ve yazın yüksek yerlerde kutuplardan sızan ışıklar da tam karanlığı engellediğinden gökyüzünde fazla yıldız görülemiyor.
Güneş, Güneş Sistemi'nin merkezinde yer alan yıldız. Orta büyüklükte bir yıldız olan Güneş, tek başına Güneş Sistemi kütlesinin % 99,8'ini oluşturur.
Yıldızların doğumu, özellikle de hidrojen, helyum ve daha ağır elementlerden de eser miktarda içeren nebula adı verilen astronomik gaz ve toz bulutlarının kütleçekimi nedeniyle kendi üzerlerine çökmesiyle başlar.
Yıldızlar genellikle küresel bir şekle sahip cisimlerdir. Kendiliğinden ısı ve ışık yayan gök cisimleri olarak da bilinirler. Uzayda farklı boyutlarda, sıcaklık ve kütleler halinde yer alabilmektedir.
Kuzey yarımküreden görülebilen en parlak yıldız olan Sirius, tekil değil, bir çift yıldız sistemi aslında. Parlak olanı alfa yada A daha sönük olan ise beta yada B olarak isimlendirilir. Sistem, Sirius A adı verilen normal bir yıldız ve Sirius B isimli bir beyaz cüceden oluşuyor.
Yıldız ışığında mavi ve kırmızı ışığın şiddeti yaklaşık eşit olduğundan yıldız ışığı beyaz gözükür.
Yıldızlar dahil olmak üzere, ısısı nedeniyle ışık yayan tüm cisimler aslında kara cisim ışıması yaparlar. Örneğin kırmızımsı – turuncu renkte gördüğümüz elektrikli sobanın çubuklarının sıcaklığı 2.000 santigrat derece kadardır.
Yıldızlar, yoğun gaz ve toz bulutlarının kendi kütle çekimleri altında çökmesiyle oluşur. Fakat her çökme yıldız oluşumuyla sonuçlanmaz. Aynı zamanda gezegenler ya da asteroidler gibi ufak gök cisimleri de bu yolla oluşur.
Her durumda Güneş'ten 8-29 kat kütleli yıldızların çekirdeği sönünce çökerek nötron yıldızına dönüşür. Bu durumda elektronlar sıkışarak atom çekirdeklerinin üstüne çöker, protonlarla birleşip nötronları oluşturur. En azından nötron yıldızının dış çekirdeği neredeyse tamamen nötronlardan oluşur.
Işık, yol gösterici olur çoğu zaman. Yolumuzu bulmak ve kaybolmamak için ondan yararlanırız. Ve en büyük ışık kaynakları yıldızlar değil midir?
Bu durumun nedeni ise Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönerken aynı zamanda Güneş'in çevresindeki yörüngesinde de hareket etmesi. Bazı mevsimlerde gördüğümüz bazı yıldızları ise diğer mevsimlerde göremeyiz. Yıldızlar güneş battıktan sonra görünür.
Ay, büyüklük ve kütle bakımından Güneş Sistemi'nin beşinci en büyük doğal uydusudur ve gezegen kütleli uydulardan biri olarak kategorize edilebilir. Bu durum Ay'ı, jeofiziksel tanımlara göre bir uydu gezegen yapar.
Güneş'ten sonra bize en yakın yıldız yaklaşık 4,3 ışık yılı uzaklıktadır. Yani bugün biz bu yıldıza baktığımızda aslında 4,3 yıl önceki halini görüyoruz. Diğer gördüğümüz bütün yıldızlar ise çok daha uzaktadırlar hatta bazıları binlerce ışık yılı ötededirler. Yıldızlar gökada denilen büyük grupların içinde bulunur.
Güneş ışınları etrafı o kadar aydınlatırki yıldızlar tarafından yayılan ışıkları seçemeyiz. Gündüz yldızları göremeyiz.Çünkü güneş ışınları yıldızın ışınlarını görmemizi engeller.
Uluslararası Astronomi Birliği'nin tanımına göre Güneş sisteminde sekiz gezegen bulunmaktadır. Güneş'e olan uzaklıklarına göre sıralandığında Merkür, Venüs, Dünya ve Mars olmak üzere dört karasal ve onların ardından Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün olmak üzere dört dev gezegen bulunmaktadır.
Işığa duyarlı yelkenleri Dünya'daki lazer ışınları ile iteriz ve bunların ışık hızının yüzde 20'sine ulaşmasını sağlarız! Böylece en yakın yıldıza 21 yılda gidebiliriz!
Bugüne kadar keşfedilen en küçük yıldız olan EBLM J0555-57Ab, Jüpiter'in kütlesinin yaklaşık 85 katı kütleye sahiptir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri