Yıldızlar genellikle küresel bir şekle sahip cisimlerdir. Kendiliğinden ısı ve ışık yayan gök cisimleri olarak da bilinirler. Uzayda farklı boyutlarda, sıcaklık ve kütleler halinde yer alabilmektedir. Bu durum yıldızın oluşumuna bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Yıldızlar, gezegenler ve gezegenlerin uyduları yuvarlak şekle sahipken daha küçük gök cisimlerinin, örneğin asteroitlerin, şekilleri düzensiz olabilir.
Yıldızlar, kendi kütleçekimleri sayesinde bir arada tutulan, parlak, küremsi, maddenin plazma hâlinde olan astronomik gök cisimleridir. Dünya'ya en yakın yıldız Güneş'tir.
Yıldız, ağırlıklı olarak hidrojen ve helyumdan oluşan, karanlık uzayda ışık saçan, gökyüzünde bir nokta olarak görünen plazma küresidir. Bir araya toplanan yıldızların oluşturduğu galaksiler, gözlemlenebilir evrenin hâkimidir. Dünya'dan çıplak gözle görülebilen yaklaşık 6 bin dolayında yıldız vardır.
İlgili 39 soru bulundu
Yıldızın beş köşesi, toprak, ateş, su, hava ve gökyüzünü işaret eden beş klasik elementi ifade ediyor.
Yıldızlar, uzayda bulunan yüksek yoğunlukta (yine de dünya üzerindeki bir vakum odasından daha az yoğun olan) geniş bölgelerden oluşan moleküler bulutların içinde oluşur. Bu bulutlar çoğunlukla hidrojenden ve % 23–28 helyum ile az miktarda daha ağır elementlerden ibarettir.
Yıldızlar kendi eksenleri etrafında yaptıkları dönme hareketi dışında bir yörünge etrafında da döner. Bunun sebebi yer çekimidir. Evrenimizdeki yörünge hareketlerinin ana sebebi olan yer çekimi kuvveti, gezegenlere etki ettiği gibi yıldızlara da eder.
Eğer uzayda bol miktarda bulunan bu göktaşlarının yörüngeleri Dünya'mızın yörüngesi ile kesişirse, göktaşı büyük bir hızla (12-72 km/sn) atmosfere girer. Bu sırada meydana gelen sürtünme ile göktaşı ısınır, yanar ve ışık saçmaya başlar. Halk dilinde bu olaya yıldız kaydı denir.
Yıldızlar kendi ışık ve ısısını hiçbir şeye bağlı kalmadan üretebilen büyük cisimlerdir, mesela güneş. Güneş bir yıldızdır. Gezegen kendi enerjisini üretemeyen daha küçük cisimlerdir. Aralarında ki en büyük fark boyutlarıdır.
Kırınım ve girişim olaylarını daha iyi anlamak için lise fizik kitaplarına bakabilirsiniz. Yıldızdan gelen ışık göz bebeğinden içeri girdiğinde de kırınıma uğrar kırınım saçakları yani parlak alanlar arasında karanlık yapılar onu bize 5 köşeliymiş gibi gösterir.
Aslında yıldızlar ısı ve ışık yayan gaz küreleridir, tıpkı Güneş gibi. Bu nedenle aynen Güneş'te olduğu gibi yıldızların çoğu da küresel yapıdadırlar.
Yıldızlar güneş battıktan sonra görünür. Bu nedenle ancak Güneş'in tersi yöndeki yıldızlar gökyüzünde görülebilirken, Güneş'in arkasında kalan yıldızlar fark edilemez. Dolayısıyla gökyüzünde hangi yıldızları görebildiğimizi Dünya'nın Güneş etrafında belirli bir zamanda hangi konumda bulunduğu belirler.
Yıldızlar maddenin plazma halidir. Yıldızların parlamasının sebebi ise çekirdeklerinde oluşan füzyon tepkimelerinde açığa çıkan nükleer enerjinin, söz konusu yıldızın içinden geçtikten sonra radyasyon ile uzaya yansımasından kaynaklanmaktadır.
Aslında yıldızlar sürekli olarak ışık yaymaktadır. Yani uzaydaki bir astronot yıldızları hep aynı parlaklıkta görmektedir. Bir yıldızın ışığı atmosferden geçerken hava ısısındaki değişikliklerden dolayı kırılmaktadır. Bu da dünyadan bakıldığında ışığın yanıp sönüyormuş gibi görünmesine neden olur.
Yıldızlar, yoğun gaz ve toz bulutlarının kendi kütle çekimleri altında çökmesiyle oluşur. Fakat her çökme yıldız oluşumuyla sonuçlanmaz. Aynı zamanda gezegenler ya da asteroidler gibi ufak gök cisimleri de bu yolla oluşur.
Bir yıldızın kayabilmesi için yörüngesinden çıkmasına sebep olacak büyük bir kütle tarafından çekilmesine ihtiyaç vardır. Hele ki bizden on milyonlarca ışık yılı uzaktaki yıldızların, gökte o hızla "kaydığını" görebilmemiz imkansızdır; hiçbir bilinen gök cismi o kadar hızlı hareket edemez.
Gece boyunca gökyüzünde yıldızlar (ve elbette diğer gökcisimleri) Kutup Yıldızı'nın etrafında dönüyormuş gibi hareket eder. Hepimiz bu hareketin aslında yıldızların kendi hareketi olmadığını, bu hareket yanılsamasının sebebinin Dünya'mızın kendi çevresindeki dönüşünden kaynaklandığını biliriz.
Yıldızlar olmasaydı, bedenimizi oluşturan karbon, azot, oksijen gibi elementler var olmazdı. Bugün vücudumuzda olan atomların her birinin, vaktiyle bir yıldızın, hatta birkaç yıldızın parçası olduğunu biliyoruz.
Gece gökyüzünün en parlak yıldızı olan Sirius -1.47 görünür kadir derecesiyle, en parlak ikinci yıldız olan Canopus'a oranla onun iki katı parlaktır. Bununla birlikte, Ay, Jüpiter veya Venüs kadar parlak görülmez. Merkür ve Mars ta bazen Sirius'tan daha parlak görünürler.
Dünya'ya en yakın yıldızın bilinen adı Proxima Centauri'dir ve bu 1915 yıldız yılında keşfedilmiştir ve Proxima Centauri 11,05 kadirle çıplak gözle göremeyecek kadar sönük olmasına rağmen Güneş'e bilinen en yakın yıldızdır.Proxima b'nin yaşanabilirlik potansiyelini inceleyince Güneş dışı gezegenin muhtemelen Güneş ...
Yanıp sönme gibi algıladığımız durum aslında yıldızların parlaklığında çok kısa zaman aralıklarında ortaya çıkan değişimlerdir. Geceleri gökyüzüne baktığımızda yıldızların yanıp sönüyormuş gibi görünmesinin nedeni Dünya'nın atmosferinde, sıcaklık değişimleri nedeniyle meydana gelen düzensizliklerdir.
Merkezde yeterince enerji üretilmediği için dıştan içe doğru olan kütle çekimi artık durdurulamaz. Bu nedenle yıldız içine çöker. Bunun sonucunda bir süpernova patlaması gerçekleşir ve bir nötron yıldızı veya kara delik oluşur.
Kendiliğinden ışık veren ve çevresini aydınlatan ışık kaynaklarına doğal ışık kaynakları denir. Güneş, yıldızlar, şimşek, yıldırım, ateş böceği ve fener balığı gibi bazı balıklar doğal ışık kaynağıdır. İnsanlar tarafından üretilen ışık kaynaklarına yapay ışık kaynağı denir.
UY SCUTİ'DEN VE GÜNEŞTEN BÜYÜK YILDIZ
UY Scuti yıldızını tahtından ederek evrenin en büyük yıldızı unvanını Stephenson 2-18 almıştır. Stephenson yıldızı aslında bu unvana küçük bir farkla sahip olmuştur. Stephensson yıldızı, UV Scuti yıldızından hacim olarak yaklaşık 2,5 kat daha büyüktür.
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri