Yetenek sosyal bir olgu gibi gözükse de, temeli beyin yapısına yani genetiğe dayandığı için kuşaktan kuşağa aktarımı da, yine tıpkı kalıtsal özellikler olan göz rengi, saç rengi gibi bir özelliktir.
Yetenek gelişimi, bireylerin doğuştan sahip olduğu özellikler ile başlar ve yaşam boyu deneyimler, eğitim ve çevresel faktörlerle şekillenir. Eğitim sürecinde, yeteneklerin ortaya çıkarılması, desteklenmesi ve geliştirilmesi önemlidir.
Bir grup bilim insanı yeteneğin doğuştan var olduğunu ve genetik faktörlere bağlı olduğunu iddia ediyor. Bu bakış açısına göre spor, sanat, matematik gibi farklı beceriler isteyen alanlarda üstün başarı gösteren insanların genetik olarak barındırdıkları özellikler var.
Kendi içinde niteliği çok farklı veya birbirini tamamlayıcı “öz yetenekler”e de ayrılır. Dediğim gibi aslında her insan öz yetenekleriyle doğar. Yeteneksiz insan yoktur. “Öz yetenekler”, klasik yeteneklerin çok daha altında, derinlerde yatan, yatkınlıklardan ve harici faktörlerden etkilenmeyen kişilik özellikleridir.
Dr. Nevzat Tarhan, yeteneğin genelde doğumsal olan, becerinin ise kazanımsal yani sonradan öğrenilen özellikler olduğunu dile getirerek, beceri ve yetenek konusunu anlattı. Yeteneğin genelde doğumsal olan, becerinin ise kazanımsal yani sonradan öğrenilen özellikler olduğunu dile getiren Prof. Dr.
İlgili 34 soru bulundu
İnsan yetenekli ve kendini geliştirebilen bir canlıdır. Sosyaldir, toplumsal bilince sahiptir; gelişebilir, geliştirebilir. Fakat her canlı organizma gibi çevresinden bağımsız değildir. Onunla değişir, gelişir; onu değiştirir, dönüştürür.
Yetenek sosyal bir olgu gibi gözükse de, temeli beyin yapısına yani genetiğe dayandığı için kuşaktan kuşağa aktarımı da, yine tıpkı kalıtsal özellikler olan göz rengi, saç rengi gibi bir özelliktir.
Fıtrat bütün yaratılmışların içine doğdukları fiziksel çevrenin etkisine maruz kalmadan doğuştan getirdikleri nötr durumu tanımlamak için kullanılmaktadır.
Yeteneklerimiz üzerinde genetik etki büyüktür fakat pratik olmazsa hangi yetenek olursa olsun zamanla körelir. Yapılan araştırmalar ise çok yetenekli insanların küçük yaşlarından itibaren bu yeteneklerini keşfetme üzerine ısrar ve çabası olduğunu gösteriyor.
İnsanların çeşitli yetenekleri vardır. Örneğin: hızlı düşünebilme, çeviklik, soyut düşünebilme, farklılıkları görebilme, tasarım yapabilme, kokuları ayırt edebilme… Bu yetenekleri hayatımızda çeşitli alanlarda kullanırız. Mesleğimiz de bu alanlardan biridir.
Türk Dil Kurumu'nun resmi sözlüğüne göre: Beceri, “Kişinin yatkınlık ve öğrenimine bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği”dir. Yetenek, “Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, istidatı, kabiliyeti”dir.
Özellikle 7-11 yaş aralığı yeteneklerin keşfedildiği ve ilgi alanların belirginleşerek çocukta kimlik oturtmaya başladığı yaş aralığıdır. Bu nedenle 0-6 yaş aralığı beslediğiniz beceriler kendini 7-11 yaş aralığında göstermeye başlar.
Temel yetenekler, rakiplerce bilinmeyen, taklidi zor, kaynak, süreç ve yeteneklerin karışımıdır. (Macmillan, s. 2) Bu ifade oldukça önemlidir. İşletmenin sahip olduğu yeteneklerden birinin temel yetenek olabilmesi için rakip firmalarca elde edilemeyen, taklit veya kopya edilemeyen bir yetenek olması lazımdır.
Genel Akademik Yetenek; sözel yetenek, sayısal yetenek ve şekil-uzay ilişkileri yeteneği olmak üzere üç tür yeteneği içeren bir kavramdır.
Üstün yetenekliler bir veya bir kaç alanda kabiliyeti olan, üstün başarı gösteren bireylere denir. Örneğin; çok iyi futbol oynayan, çok iyi el becerileri olan, çok iyi resim yapan veya çok iyi müzik aleti çalan kişiler üstün yetenekli bireylerdir. Zekâ, yeteneği kapsamaktadır.
Kabiliyetin yani yeteneğin psikolojideki tanımı ise öğrenmenin ve emek vermenin dışında kişinin bir işi anlama ve gerçekleştirebilme gücü. Yetenek, kimsenin yapamadığını yapmaktan ziyade yapılan işi farklı, daha hızlı, daha iyi, daha kolay yapmak anlamına gelir.
Yeteneklerin ölçülmesi için çeşitli ölçekler ve anketler geliştirilmiştir. Bireylere uygulanan bu ölçekler vasıtası ile bireylerin yetenek alanları ve bu yetenek alanlarına karşılık gelen meslekler tespit edilebilmektedir.
Eğer yeteneğiniz varsa onu geliştirmezsek, üzerinde çalışmazsak üstüne gitmezsek yetenek yavaş yavaş kaybolur ve hiç bir anlamı kalmaz.
Yetenek, "bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, istidat, kabiliyet ve kudret" olarak tanımlanır. Hümanistik bakış açısıyla yetenek, bireylerin insanlığın faydasına olabilecek ürün, süreç veya hizmetleri oluşturma potansiyeline veya gizil gücüne sahip olması biçiminde tanımlanır.
Karakter özellikleri, bir bireyin çevresiyle olan ilişkilerinin ve davranış kalıbının dış görünüşlerinden başka bir şey değildir. Bu özellikler ne verasetle geçen güçlerin ifadesidir, ne de doğuştan gelen yatkınlıklardır.
Doğuştan gelen yetenek dediğimiz olgu aslında yok. Doğuştan yetenekli dediğimiz hiç kimsede böyle bir yetenek yok. Sadece dikkat ve ilgi alanlarımızın belirli bir yöne kaymasına neden olabilecek genetik yatkınlıklar mevcut.
İnsanın fıtrat üzere doğması, her çocuğun mükemmel bir yaratılışla dünyaya gelmesi, yaratılış özelliği itibariyle ve isteyerek hakkı kabul etmeye hazır hâlde yaratılmış olmasıdır.
Yani bir araştırmaya göre zekânın genetik etkisi % 75 iken çevrenin etkisi ise % 25 olarak açıklanırken başka bir araştırma da bunun yaşa göre değiştiğini vurguluyor. Yani küçük yaşlarda genetik etki % 20'lerde gençlerde % 40 olurken orta yaşlarda ise % 60 olarak değişiyor.
Gerçek matematik becerileri, çevresel faktörlerin ve deneyimlerin etkisi altında şekillenir. Kaliteli matematik eğitimi, öğrencilerin bu yeteneklerini geliştirmelerini sağlar. Sonuç olarak, sayısal zeka hem genetik hem de çevresel etmenlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu oluşur ve geliştirilebilir bir özelliktir.
Sinir hastalıklarının %70'i kalıtsal olabilmektedir. Epilepsi, Otizm Spektrum Bozuklukları, Musküler Distrofiler, Spinal Musküler Atrofiler ve Ataksi genetik sinir hastalıklarından bazılarıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri