Yerleşim yeri, coğrafya, istatistik ve arkeolojide insanların içinde yaşadığı bir topluluktur. Bir yerleşimin karmaşıklığı, birlikte gruplandırılmış çok az sayıda konuttan, çevredeki kentsel alanlara sahip en büyük şehirlere kadar değişebilir. Yerleşim yerleri mezra, köy, kasaba ve şehirleri içerebilmektedir.
Yerleşim yerine hakim olan ilkeler iki tanedir. Bu ilkeler; yerleşim yerinin tekliği ilkesi ve yerleşim yerinin zorunluluğu ilkesidir.
“Yerleşim Yeri” kavramı, Türk Medeni Kanunu'nun 19'uncu maddesinde tanımlanmıştır. Maddede: “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. ... ” denilmektedir.
TMK 19, hukukta önemli bir yere sahip olan yerleşim yeri kurumunu tanımlamaktadır. Maddeye göre yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalmak niyetiyle oturduğu yerdir. Tanımda dikkat edilmesen gereken unsurlar, sürekli kalmak ve oturmaktır. Bu iki unsurun bulunmadığı yer yerleşim yeri değildir.
İlgili 25 soru bulundu
TMK 21 Gerekçesi
Madde 21- Yürürlükteki Kanunun 21 inci maddesini karşılamaktadır. Maddenin kenar başlığı velayet ve vesayet altında bulunan kişilerin yerleşim yerlerini ifade etmek üzere “Yasal yerleşim yeri” şeklinde kaleme alınmıştır.
MADDE 9 – (1) Yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Kişinin aynı anda birden çok yerleşim yeri adresi olamaz. (2) Yerleşim yeri dışında kalan ve geçici süre ile oturulan yazlık, kışlık, ikinci veya üçüncü gibi konutlar da kişinin talebi halinde diğer adres olarak tutulur.
2) İtibari Yerleşim Yeri
İtibari yerleşim yeri sahipleri şu kimselerdir: a) Yeni bir yerleşim yeri seçmeksizin eskisini terk etmiş olanlar, b) Yerleşim yeri belli olmayanlar, c) Yabancı ülkedeki yerleşim yerini terk etmiş olup Türkiye'de yerleşmek niyeti olduğu halde henüz bir yerleşim yeri edinmemiş olanlar.
Kasaba, köyden büyük şehirden küçük yerleşim yeri. Henüz kırsal özelliklerini yitirmediği için şehir değildir fakat belirli oranda sanayi ve ticaret faaliyetlerine sahip olduğu için de köy olarak adlandırılamaz. Köy Kanunu, 2.000 ilâ 20.000 arası nüfusa sahip yerler için "kasaba" demektedir.
Kasaba, köylerden büyük ve şehirlerden küçük olan yerleşim yerlerine verilen isimdir. Kasabalar henüz kırsal özelliklerini kaybetmedikleri için şehir kategorisine girmezler. Fakat kasabalar sanayi ve ticari faaliyetleri olduğu için köy olarak da adlandırılamaz.
İkametgah adresi de bu tanımla uyumlu olarak kişinin konutunun bulunduğu adresi ifade ediyor. İkametgah adresi, bulunulan bölge, şehir, mahalle, sokak gibi bilgileri kapsıyor. Hukuken herkesin sadece bir adet ikametgah adresi bulunuyor.
Bu nedenle, önceki Medeni Kanundan farklı olarak, evli kadın, başlangıçta olduğu gibi, evlilik sırasında da, haklı bir neden olsun olmasın, eşinden ayrı olarak, bağımsız bir yerleşim yeri edinebilir. Evli kadının ayrı yerleşim yeri kurabilmesi için, eşinin onayını alma zorunluluğu da yoktur22.
Bu hallerde de kişinin artık oraya yerleşme niyeti varsa, o yer onun yerleşim yeri olarak kabul edilir. Sürekli kalma niyeti ile oturulan yerin yerleşim yeri olarak kabul edilebilmesi için buranın bir ev, konut olması şart değildir. Bir yurt odası veya bir otel odası da yeterlidir.
Tarıma dayalı ilk kalıcı yerleşimler, Mezopotamya'ya komşu ve yeterli yağış alan Anadolu ile Levant bölgelerinde ortaya çıkmış olsa da, dünya tarihinde ilk şehirler Güney Mezopotamya'da görülür.
İl, ilçe, köy vb. halkının bir arada yaşadığı, oturduğu yer, meskûn mahal.
Madde 9- Mahalle, muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından yönetilir.
İl ve ilçeden küçük yerleşim birimleri olan köy, kasaba, semt, mahalle gibi yerleşim birimlerinin adlandırmaları eğer aynı ada sahip başka bir yerleşim yeri yoksa şu şekilde yapılmalıdır: [["Yerleşim birimi adı"]]
Osmanlı Döneminde kasaba yerine genellikle diyar kelimesi kullanılmıştır. Belde de kasaba ile eş anlamlı olup ortak özelliklere sahiptir.
Köyden küçük olan bu yerleşmeler geçici ya da sürekli olma durumlarına göre sınıflandırılır. Yayla, kom, ağıl, dam, dalyan yerleşmeleri geçici olan belli mevsimlerde nüfusun barındığı yerleşmelerdir.
Madde 19- Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. Bu kural ticarî ve sınaî kuruluşlar hakkında uygulanmaz.
Mutad mesken doktrinde genel olarak kişinin gerçek hayat ilişkilerinin sürdüğü, kişinin fiilen oturduğu ve oturmak isteği ve iradesinde olduğu yer olarak tanımlanmaktadır31.
İlçenin eski adı kazadır. İlçenin idari merkezi olan ve ilçenin kurumlarının yer aldığı yerleşmeye ilçe merkezi denir. İlçe merkezi, Mersin iline bağlı Tarsus örneğinde olduğu gibi büyük bir kent, Erzurum iline bağlı Şenkaya örneğinde olduğu gibi köy büyüklüğünde bir yerleşme de olabilir.
Kişi ile yer arasındaki vatandaşlık bağına nazaran daha dar olan bu bağa yerleşim yeri, eski tabiri ile ikametgâh denilmektedir. Yerleşim yeri en basit şekli ile kişinin hayat faaliyetlerinin ve ilişkilerinin asıl merkezi olan yer olarak tanımlanmaktadır.
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi (mernis adresi), bilinen en son adres olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır (Teb. K. m. 10/2, leb. Y. m. 16/2, c. 1).
Yerleşim yeri belgesi nedir? Yerleşim yeri belgesi (ikametgâh belgesi) yaşanılan yerin adresini, kapı numarasını ve içinde yaşayan hane üyelerinin bilgilerini içeren resmi bir evraktır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri