Yeminini bozan kişi zekat alması caiz durumda olan on fakire birer fitre (fıtır sadakası) miktarı veya bir fakire on ayrı günde her gün birer fitre miktarı para vererek veya on yoksulu sabah akşam doyurarak ya da giydirerek “Yemin Kefaretini” yerine getirebilir.
Ettiği yemini yerine getirmeyip bozmaktan dolayı yemin keffâreti gerekir. Yeminin keffâreti olarak on (10) fakiri akşam ve sabah olarak günde iki öğün doyurmak veya giydirmek cihetine gidilir. Buna güç yetirilmezse, üç gün art arda oruç tutulur.
Bu sebeple geçmişte bozulan bir yeminden dolayı keffâret ödendikten sonra tekrar yemin edilir ve bu yemin de bozulursa, tekrar yemin keffâreti ödenmesi gerekir. Ancak bir konuda yemin edip yeminini bozan kişi keffâret ödemeden aynı konuda tekrar yemin etse ve bu yemini de bozsa hepsi için tek keffâret öder.
Bir fitre miktarı 2023 yılı Ramazan ayı itibarı ile 70 TL olarak belirlenmiştir. Bu hesaba göre yemin eden bir kişinin yemin kefareti için ödemesi gereken miktar 700 TL'dir.
Yemin eden kimse, yemini ederken aklı başındaysa ama sinirli hali ile yemin etmişse ve ne dediğini hatırlıyor ve biliyorsa o yeminin keffareti vardır. Ancak ne söylediğini hatırlamayacak düzeyde bir sinirle söylemişse yani cinnet hali ile söylemişse bunun keffareti yoktur.
İlgili 17 soru bulundu
Yemin keffâreti sırasıyla; on fakire birer fitre (fıtır sadakası) miktarı veya bir fakire on ayrı günde her gün birer fitre miktarı para vermek veya on yoksulu sabah akşam doyurmak ya da giydirmektir. Buna gücü yetmeyenlerin ise ara vermeden üç gün oruç tutmaları gerekir.
Bir kimse vermiş olduğu yemine uymayıp yeminini bozarsa o zaman yemin kefareti vermesi gerekmektedir. Yemin Kefareti Kur'an'da da geçen konulardan bir tanesidir.
Yemin kefaretinizi Türkiye Diyanet Vakfı bünyesinde bulunan aşevleriyle yiyecek yardımı olarak, ayrıca kıyafet yardımı ve nakdi yardım olarak da ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırabilirsiniz. 1 Yemin Kefareti bedeli 700TL'dir.
Allah'ın isim ve zatî sıfatlarının dışında hiçbir şeye yemin edilmez. Hanefilere göre, Nebi, Kur'ân, Kâbe gibi Müslümanlarca kutsal olan varlıklar adına da yemin edilmesi caiz değildir (Kâsânî a.g.e., III, 5-10; Merginânî, el-Hidâye," II, 72; Mevsıli; IV, 51).
Meşrû bir konuda anlaşmak yahut verilen sözü kuvvetlendirmek, muhatabı ikna etmek amacıyla yapılan yeminlere de uymak gerekir (bk. el-Mâide 5/89; en-Nahl 16/91). Ancak yemine uyulması fert ve toplum yararına aykırı ise ve yemin edeni harama düşürecek nitelikteyse yemini bozup kefâret vermek gerekir.
Haram işlemek veya ibadet yapmamak için yemin eden, yeminini bozar, sonra yemin kefareti verir. Mesela, (Şu işim olursa vallahi şarap içeceğim) diyen kimse, şarap içmez, yemin ettiği için yemin kefareti verir. Helal malını haram ederek yemin etmekle o mal haram olmaz.
Yemin verilen sözün yerine getirilmemesi durumunda bozulmuş kabul edilir. Bir işi yapmaya yemin edip yapmamak yeminin bozulması demektir. Ya da tam aksine yapmamaya söz verip yapmak yine yemin bozmak olarak ifade ediliyor.
Değerli kardeşimiz, Bunun telafisi yeniden tövbe etmek ve bir daha bu günaha girmemektir. Ayrıca yemininizi bozduğunuz için de "yemin kefareti" ödemeniz gerekir. Ettiği yemini yerine getirmeyip bozmaktan dolayı lazım gelen kefârete, "yemin kefareti" denir.
Kur'an üzerine yemin eden kişi, şayet bu yemininden dönerse keffaret ödemesi gerekir. Keffaret, mal ile yapılabileceği gibi bedelini ödemekle de olur. Ayrıca vekil tayin ederek de ödenebilir. Ettiği yemini yerine getirmeyip bozmaktan dolayı lâzım gelen keffârete yemin keffareti denir.
Değerli kardeşimiz, Kuran'a el basarak yemin eden ve yemininden dönen kişinin kefaret vermesi gerekir.
Bu sebeple de literatürde kasem suretiyle yapılan üç çeşit yeminden söz edilir. Bunlar da "lağv yemini", "gamûs yemini" ve "mün'akit yemin"dir.
Yalan yere yemin etme suçunun da tövbesi vardır.
Hadislerden hareketle fakihler anne, baba, oğul, peygamber, melek, namaz, oruç, Kâbe, zemzem, mezar, minber vb. şeyler üzerine yemin etmeyi haram veya mekruh kabul etmiştir.
Yemin, sadece Allah'ın mübarek isimlerini söylemekle olur. Vallahi, billahi, tallahi şeklinde yemin edilir. Kur'an, Peygamber, Kâbe için diyerek yemin edilmiş olmaz. Ancak âdet olduğundan dolayı Mushaf hakkı için demek yahut elini Mushaf üzerine koyup bunun hakkı için demek de yemin olur.
Anlamından anlaşıldığı üzere vallahi, bir yemin etme şeklidir. Müslümanlar, söyledikleri sözlerden dolayı kendilerine kuşku ile bakıldığında karşı tarafı inandırmak için bu sözcüğü kullanırlar. Burada önemli olan nokta ise vallahi ifadesinin boş yere kullanılmaması gerektiğidir.
YEMİN KEFARETİ ORUCUNA NASIL NİYET EDİLİR? “Niyet ettim Allah rızası için yemin kefareti orucumu tutmaya. Kabul eyle Ya Rabb'im!” diyerek niyet edilir.
Kefaret, ister yiyecek veya bedeli olsun, ister elbise veya bedeli olsun, hepsini birden bir defada bir fakire vermek caiz değildir. Ancak başka fakir bulmakta zorluk çekiyorsa, o takdirde aynı fakire her gün sabahlı akşamlı doyacak kadar yiyecek ya da bedelini veya aynı fakire her gün bir elbiseyi vermek kâfi gelir.
Yemin, bir olayın doğru olup olmadığını beyan veya bir işin yapılıp yapılmadığını ispat hususunda, kişinin, Allah'ın (cc) adı veya sıfatlarından birini kullanarak Allah'ı (cc) şahit tutması ve böylece sözünü kuvvetlendirmesidir.
Kefaret orucuyla sorumlu kişilerin 2 kameri ay oruç tutması gerekir. Kefaret orucu kaç gün sorusunun yanıtı, dini kaynaklarda 61 gün olarak verilir. Kefaret orucu ne zaman tutulur diyenler için en uygun zaman; ayın ilk günü önerilir.
Buna göre; her bir fakire 1 fitre miktarından az olmamak şartıyla 10 ayrı fakire ödeme yapılması halinde yemin kefareti ödenmiş olur. Kefaretin doğrudan fakirlere teslim edilmesi mümkün olmakla beraber, vekalet yoluyla güvenilir bir kişi ya da hayır kurumu aracılığı ile ödenmesi de mümkündür.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri