Bu sebeple de literatürde kasem suretiyle yapılan üç çeşit yeminden söz edilir. Bunlar da "lağv yemini", "gamûs yemini" ve "mün'akit yemin"dir.
Yemin Çeşitleri.
Yeminler şekil ve sîga bakımından Allah'ın adı veya bir sıfatı kullanılarak yapılan yeminler, şarta ta'lik yoluyla yapılan yeminler şeklinde ikiye ayrılır; muhtevaları ve geçerlilik şartları taşıyıp taşımamaları bakımından ise üç kısımdır.
Kaç çeşit yemin vardır? Üç çeşit yemin vardır. Bunlar; yemîn-i lağv, yemîn-i ğamûs ve yemîn-i mün'akidedir: a) Yanlışlıkla yapılan yemin (yemîn-i lağv); bir şeyin doğru olduğu zannedilerek veya ağız alışkanlığıyla yapılan yemindir.
1- Yemin eden kişi, akıllı ve baliğ olmalı, kendi isteğiyle yemin etmelidir. Bu durumda çocuğun, delinin, sarhoşun ve yemin etmeğe mecbur edilen kişinin yemini sahih değildir. Aynı şekilde sinirli halde yapılan yemin de geçersizdir.
Buna göre Türkçe'de kullanılan "yemin ederim, kasem ederim, and içerim" gibi sözler de yemin sayılır. Ancak "mukaddesâtım adına, şerefim üzerine and içerim" gibi sözlerin yemin olmaması gerekir. Çünkü Allah'ın adı veya sıfatları adına yapılmamıştır.
İlgili 22 soru bulundu
Yemin, bir kimsenin Allah'ın ismini veya bir sıfatını zikrederek sözünü kuvvetlendirmesi demektir. Mesela “Vallahi (Allah'a yemin ederim ki) şu işi yapmam”, “Billahi (Allah'a yemin ederim ki) şu yere gitmeyeceğim” şeklindeki beyanlar böyledir.
Yemin bir kimsenin Allah'ın ismini veya bir sıfatını zikrederek sözünü kuvvetlendirmek için kullandığı bir beyandır. Yemine “Vallahi (Allah'a yemin ederim ki), Billahi (Allah'a yemin ederim ki) gibi örnekleri verebiliriz.
Geçmişte ödenmiş ve zimmetten düşmüş bir keffâret, gelecekte yapılacak hataları örtmez. Bu sebeple geçmişte bozulan bir yeminden dolayı keffâret ödendikten sonra tekrar yemin edilir ve bu yemin de bozulursa, tekrar yemin keffâreti ödenmesi gerekir.
Hadislerden hareketle fakihler anne, baba, oğul, peygamber, melek, namaz, oruç, Kâbe, zemzem, mezar, minber vb. şeyler üzerine yemin etmeyi haram veya mekruh kabul etmiştir.
Sorumluluğun oluşabilmesi için irade beyanı şarttır. Bu itibarla yemin ve adağın da geçerli olabilmesi için dille telaffuz edilmeleri gerekir. Telaffuz etmeden sadece içinden geçirmekle yemin ve adak hükümleri oluşmaz (Kâsânî, Bedâi', 3/5; 5/81-82; Nevevî, el-Mecmû', 8/451; Dimyâtî, İânetü't-tâlibîn, 2/412).
Yeminini bozan kişinin yapması gereken yemin kefaretini ödemesidir. Kişi farklı on kişiye birer fitre yahut bir kişiye on fitre verir. Buna gücü yetmeyenlerin ise ara vermeden üç gün oruç tutması gerekir. Yemin kefareti ihtiyaç sahipleri için bağış yaparak da yerine getirilir.
Yalan yere yemin etme suçunun da tövbesi vardır.
Yemin keffâreti sırasıyla; on fakire birer fitre (fıtır sadakası) miktarı veya bir fakire on ayrı günde her gün birer fitre miktarı para vermek veya on yoksulu sabah akşam doyurmak ya da giydirmektir. Buna gücü yetmeyenlerin ise ara vermeden üç gün oruç tutmaları gerekir.
Yemin, sadece Allah'ın mübarek isimlerini söylemekle olur. Vallahi, billahi, tallahi şeklinde yemin edilir. Kur'an, Peygamber, Kâbe için diyerek yemin edilmiş olmaz. Ancak âdet olduğundan dolayı Mushaf hakkı için demek yahut elini Mushaf üzerine koyup bunun hakkı için demek de yemin olur.
Yemin veya ant, bir şeyi yapacağına veya yapmayacağına dair, genellikle kutsal kabul edilen bir varlık üzerine verilen söz.
Aynı şekilde Allah'ın isim ve sıfatlarıyla bağlantı kurularak söylenen “yemin ederim, üzerine andolsun, şu yemeği yemek bana haram olsun” gibi ifadeler birer yemin sayılır. Buna göre, "şu işi yaparsam vallahi çocuğum ölsün", diyen kişi hem yemin etmiş hem de günah işlemiş olur.
"Yalan yere yapılan yemine “gamûs" denir. Kişinin yapmadığı bir şey için "yaptım", ya da yaptığı bir şey için "yapmadım" diyerek yemin etmesi büyük günahlardandır. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) yalan yere yemin etmeyi kebâir yani büyük günahlar arasında saymıştır (Buhârî, Eymân, 16, No: 6675).
Yemin verilen sözün yerine getirilmemesi durumunda bozulmuş kabul edilir. Bir işi yapmaya yemin edip yapmamak yeminin bozulması demektir. Ya da tam aksine yapmamaya söz verip yapmak yine yemin bozmak olarak ifade ediliyor.
Allah'tan başkası üzerine yemin etmeleri caiz değildir. de Allah'tan başkası üzerine yemin etmektir. Yeminde, ancak Allah'ın layık olduğu bir tür ta'zim vardır.
Yemin Keffareti); fakat yalan yemin öyle büyük bir günahtır ki, onun cezasını keffaret dahi düşüremeyeceği için, yalan yeminde keffaret olmaz. Böyle bir günah işleyen kişi, yalanına şahid gösterdiği Allah'a tövbe etmeli, af dilemeli ve bir daha bu günahı işlememelidir. Onun günahını ancak Allah affedebilir.
Yemin için söylenen kelimelerden ziyade örf ve niyet esas aldığı için mesela, “Yemin ederim, şehâdet ederim, üzerime andolsun” gibi sözler de yemin yerine geçer.
Kur'an'da “Allah kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren (lağv) yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutmaz; fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da kefâreti, ailenize yedirdiğinizin orta hallisinden on fakire yedirmek, yahut onları giydirmek, yahut da bir köle âzat etmektir.
Dil alışkanlığıyla söylenen, başka bir deyişle, herhangi bir işin yapılması veya yapılmaması yönünde bir içeriğe sahip olmayan “vallahi”, “billahi” şeklindeki sözler hükümsüz (lağv) yemin sayıldığı gibi yalan söyleme kastı olmaksızın, geçmiş veya şimdiki zamandaki bir husus üzerine doğru olduğunu zannederek yapılan ...
Bilinçsizce vallahi demek günah değildir, ancak doğru bir davranış da değildir. Buna "lağv etmek" denir. İçi boş ve hükümsüz yeminler anlamına gelir. Gereksiz yere yemin etmek hakkında Kur'an-ı Kerim'in Mâide Sûresinin 89. ayetinde şu şekilde bahşedilmiştir.
Ayrıca Allah'ın ismini veya vasıflarını her olayda tanık göstermek, olur olmaz zamanlarda yemin etmek, O'nun zâtına karşı da bir saygısızlık olur. Bununla birlikte inananların zihinlerinde, verilen bir yeminin gereğinin yerine getirilememesi yoğun bir pişmanlık oluşturur ve günah işlediği hissini geliştirir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri