Peyami Safa'nın son romanı Yalnızız, engin ruh tahlilleri ve kendi türünde açtığı çığırla onu yalnızca Türk edebiyatının değil, Dünya edebiyatının zirvelerine taşımış şaheseridir.
Genellikle Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Fatih-Harbiye, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız gibi eserleri ile tanınan Peyami Safa, anlatılarındaki felsefi üslubuyla da dikkat çekmektedir. Yazar, Yalnızız'ı 12 Eylül 1950 tarihinde Yeni İstanbul gazetesinde tefrika etmeye başlamıştır.
Yalnızız, Peyami Safa'nın Doğu-Batı sentezini konu aldığı romanı. İlk olarak Yeni İstanbul gazetesinde 11 Eylül 1950-20 Aralık 1950 tarihleri arasında 286-385 numaralı sayılarda tefrika edildikten sonra 1951 yılında Nebioğlu Yayınevi tarafından 343 sayfa hâlinde yayımlanır.
Yalnızız – Peyami Safa
Besim: Yeme içmeyi çok seven, uykusuna çok düşkün bir adamdır.
Türk edebiyatında ütopya türünün dikkate değer örneklerinden biri, Peyami Safa'nın 1951'de kitap hâlinde yayımlanan Yalnızız romanındaki Simeranya'dır.
İlgili 30 soru bulundu
Yalnızız, Peyami Safa'nın 1951 yılında yayımlanan romanı. Yalnızız romanı; önseziler, telekinezi, premonition (kehanet, öngörü) ve polipsişizm örnekleriyle yüklü ve insanoğlunun zaman zaman kendini yalnız bulmasından duyduğu acıyı derinliğine işleyen bir romandır.
Peyami Safa'nın Yalnızız romanı tezli bir eserdir. Romanda, ruh madde çatışması işlenir. Peyami Safa'nın spiritüalizmi benimsemiş bir yazar olduğu bilinmektedir.
Peyami Safa'nın diğer bütün romanlarında olduğu gibi Yalnızız romanında da doğu-batı, madde-mânâ, ruh-beden, idealizm-materyalizm gibi ikilemler üzerinde durularak, aynı evde yaşadıkları hâlde birbirlerinden oldukça farklı mizaç, düşünce ve insan ilişkilerine sahip aile fertleri üzerinden ruhunu arayan bir toplum ...
Necile ile beraberken dünyaya gelen Meral'in Samim'in kızı olma olasılığı ise ahlak konusunda nutuklar atan Samim'i hiç düşündürmüyor. Meral'in Nail Bey'in kızı olduğundan oldukça emin Samim. Romanlarında kendi fikirlerini karaktere yüklemeyi seven Peyami Safa'nın Yalnızız'daki kalemi Samim.
Cânân ve Dokuzuncu Hariciye Koğuşu I. Dünya Savaşı dönemi, Sözde Kızlar, Şimşek, Mahşer, Bir Akşamdı, Bir Tereddüdün Romanı ve Biz İnsanlar Mütareke Dönemi ve sonrası, Fatih-Harbiye İnkılap dönemi, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız ise II. Dünya Savaşı ve sonrasına ait eserleridir.
Estetik roman, birçok özelliğin ya da tekniğin bir araya gelmesiyle oluĢan bir harmoni(uyum) romanıdır. Estetik roman açısından inceleyeceğimiz Yalnızız romanının yazarı Peyami Safa, Cumhuriyet dönemi roman yazarlarındandır. Peyami Safa‟nın romanının en önemli özelliği ruh çözümlemelerine önem vermesidir.
Türk edebiyatının büyük yazarlarından biri ve aynı zamanda Türkiye'nin yetiştirdiği büyük bir entelektüel olan Peyami Safa (1899-1961) hayatı boyunca sağcı olarak yaşamıştır.
Peyami Safa Hangi Edebi Akımdan Etkilenmiştir? Peyami Safa romanları, hikâyeleri, makale ve araştırmaları ile edebiyat dünyasına katkı sağlamıştır. Mistisizm akımından etkilenmiş ve yapıtlarında olaya değil psikolojik tahliller ile ruhsal çözülmelere sıkça yer vermiştir.
Safa, hem müstear ad ile hem de kendi adını vererek yazdığı romanlarında kahramanlardan birini seçerek kendi görüşlerini söylemiştir. Bu bazen birinci, bazen de ikinci plandaki kahramanlardan biri olmuştur. Samim ise Yalnızız romanında Safa adına “Simeranya”yı kurar (Kösoğlu, 2016:7-10). Samim romanın başkişisidir.
Peyami Safa'nın Matmazel Noraliya'nın Koltuğu adlı romanı, başkahraman Ferit'in içsel/ psişik yolculuğu üzerine kurulmuştur.
Peyami Safa (2 Nisan 1899, Fatih, İstanbul - 15 Haziran 1961, Kadıköy), hem kendi adıyla hem de Server Bedi gibi birçok takma adla romanlar yazan, Cumhuriyet döneminde özellikle psikolojik türde kaleme aldığı eserlerle ön plana çıkmış Türk yazar, romancı, gazeteci, ideolog, mütercim ve hikaye yazarıdır.
Yalnızız romanının geri fonunu 'Simeranya' oluşturur. Simeranya, Samim'in olaylardan sıkıldığında kendisini attığı bir hayal ülkesidir. Bu ülke Samim tarafın- dan zamanımızdan yüz elli yıl sonra, bütün zıtlıkların birbiriyle barıştırıldığı bir mutluluk adası olarak tasarlanmıştır.
Peyami Safa'nın 1923'te tefrika edilen Sözde Kızlar romanındaki kadın kahramanların hakim anlatıcı tarafından ideal, olumsuz ve araftaki kadın olmak üzere üç ana hatta resmedilmesi söz konusudur. Romanda ideal kadın, aile ve vatanın bütünlüğünü önemseyen Mebrure karakterinde vücut bulur.
Madde-ruh çatışması, Batı'nın diktatörlüğü ve Doğu'nun yüceltilmesi şiirlerinin başlıca temalarıdır. Şiirlerine dinsel inanışları çerçevesinde ele aldığı Anadolu insanının acılarını, umutlarını ve sevgilerini yansıtır.
Cânân, Peyami Safa tarafından kaleme alınan, 1925 yılında basılan roman. Yazar romanında Lâmis ile eşi Canan'ın hikâyesini anlatmaktadır. Roman 2011 yılında Canan adıyla televizyon dizisi olarak uyarlanmıştır.
Biz İnsanlar – Kitap Açıklaması
İdealizmle materyalizm arasında bocalayan, milliyetçi bir öğretmen olan Orhan, Mütareke sonrası İstanbul'unun zengin ve yozlaşmış kesimiyle bu olaydan sonra ilişki kurar ve o evdeki Batılı tarzda eğitim almış, kozmopolit düşüncelere sahip Vedia'ya âşık olur.
Eylül, Mehmet Rauf'un ilk psikolojik roman olarak Türk tarihine geçen romanı. Ayrıca bireyin öznel yaşantısını doğrudan konu alan ilk roman olarak da bilinir. 1901 basımının kapağı.
Psikolojik romanın veya genel anlamda yazında psikolojiye değinişin, 11. yüzyılda Tale of Genji, 1344'te Boccaccio veya Cervantes ile ortaya çıktığı söylense de, gerçek anlamda Psikolojik romanın çıkışı Samuel Richardson'ın Pamela romanına dayanır.
İlk Psikolojik Roman: Eylül/Mehmet Rauf
Servet-i Fünun romanının bir diğer önemli ismi Mehmet Rauf'un kaleme aldığı “Eylül”, yazarın en önemli eseri olmakla kalmayıp edebiyat tarihimizin de ilk psikolojik romanı olma özelliğini taşıyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri