Virüsler, cansız varlıklardır. Ancak adeta, cansızlık ile canlılık arasında geçiş noktasında bulunurlar. Bu sebeple bilim insanları virüsler için "cansız olan; ancak canlılığın eşiğinde bulunan varlıklar" tanımını yaparlar.
Virüsler canlı değildir. Çünkü hücre yapıları yoktur ve besini enerjiye dönüştüremezler. Ancak virüsler tam olarak cansız da kabul edilemez. Çünkü genetik materyale sahiptirler ve mutasyon geçirebilirler.
Mikroskobik canlıların isimlerinden bazıları; virüsler, bakteriler, mantarlar, ökaryotlar, arkea, prionlar, protistler, viroidler, simbiyotik olarak pek çok çeşitte isim olarak sayılabilmektedir.
Virüsler kısaca zorunlu hücre içi parazitleridirler. Her ne kadar tartışmalı olsa da yaygın bilimsel kanıya göre "canlı olmayan; ancak canlılığın eşiğinde olan varlıklar" olarak tanımlanmaktadır. Bölünerek çoğalmazlar, çoğalmak için konak hücresini ve enzimlerini kullanırlar.
Prokaryotlar tek hücreli organizmalardır. Bu gruba, bakteriler, mavi-yeşil algler (Cyanobacteria), virüsler, viroidler, mikroplazmalar girer.
İlgili 21 soru bulundu
Virüslerin hiçbir hücresel yapısı olmadığı için prokaryot ya da ökaryot olarak adlandırılmaları söz konusu değildir.
Virüslerin alem, familya ve altfamilya şeklinde sınıflandırılması için 1966 yılında Moskova Uluslararası Mikrobiyoloji Kongresi'nde bir komite oluşturulmasına karar verilmiştir.
Hücresel canlıların görece oturmuş sınıflandırma sistemlerinde olduğu gibi, virüs sınıflandırması da süregiden tartışma ve önerilerin konusudur. Bu, büyük ölçüde, virüslerin henüz kesin bir şekilde "canlı" ya da "canlı olmayan" varlıklar olarak tanımlanamamış olmasından kaynaklanmaktadır.
Virüs ve bakteri, hastalıklara neden olan yaygın iki patojendir. Virüsler, birer canlı organizma değildir. Virüsler yalnızca enfekte ettikleri hücrelerin içinde yaşar, büyür ve çoğalır. Bakteriler ise enerji üretebilen, hareket eden ve kendi kendine çoğalabilen canlı organizmalardır.
Virüslar hücre yapısı göstermezler. Yapıları, nükleik asitten oluşan çekirdek ve bunu çevreleyen kapsid (protein kılıfı) den oluşmuştur. Bazı virüslarda viral nükleokapsidi çevreleyen viral membran, yani zarf bulunur.
Virüslerin en büyüğü dahi, en küçük bakteriden daha küçük veya aynı boyuttadır. Virüslerde tek bir nükleik asit bulunmakta olup, ya DNA ya da RNA'dan oluşur. hem DNA, hem de RNA birlikte bulunmaktadır.
Canlılar dört sınıfa ayrılmaktadır; hayvanlar, bitkiler, mikroskobik canlılar ve mantarlar.
Virüsler asellüler infeksiyöz ajanlardır, hücre dışında ise inert olarak bilinirler. Virüsler ışık mikroskobu ile dahi görülemeyecek kadar küçüklerdir, çekirdekleri, sitoplazmaları ya da organelleri yoktur. Sadece elektron mikroskobu ile görülmeleri mümkündür, yalnızca canlı olan bir hücrenin içinde çoğalabilirler.
Genetik materyali saran ve kapsid adı verilen protein kılıftan oluşmuş temel yaşam biçimidir. Bazı virüslerde kapsidi saran, lipid kaynaklı ve glikoproteinler içeren bir zarf bulunur. Virüsler tek tip nükleik asit içerirler. Genetik materyal ya DNA ya da RNA'dır.
Virüsler genetik materyal taşıdıkları, üredikleri ve doğal seçilime uğradıkları için bazıları tarafından canlı kabul edilirler. Ancak canlı olarak kabul edilebilmek için gerekli bazı anahtar özellikleri (ör. hücre yapısı) taşımadıkları için virüslere "yaşamın kıyısındaki organizmalar" ve "kopyalanıcılar" denilmiştir.
Çevremizdeki canlı varlıklar dörde ayrılır. Bitkiler ve hayvanlar dışında mantarlar ve mikroskobik varlıklar da canlı sınıfına girer. Ağaçlar ve evcil hayvanlar en sık gördüğümüz varlıklardır.
"Mikrop" terimi, hastalığa neden olabilecek mikroskobik bakteri, virüs, mantar ve protozoa anlamına gelir.
Tüm virüsler temel olarak nüklesik asit (DNA ya da RNA) ve kapsidden (protein kılıf) oluşur. Bu yapıya nükleokapsid adı verilir. Bazı virüslerde virüsü kuşatan bir lipit zarf bulunur. Zarftan dışarıya doğru çıkıntı yapan yapılara glikoprotein birimleri denir.
Taksonomi, canlıların sınıflandırılması ve adlandırılması ile ilgili biyoloji dalıdır. Eski sınıflandırma girişimlerinin hepsinde, canlılar, bitkiler alemi ve hayvanlar alemi olarak iki büyük gruba ayrılmıştır. Bu iki grup da çeşitli şekillerde alt bölümlere ayrılmıştır.
Virüslerdeki bu genetik yapıya çoğaltmaya başlamasıdır. Bir virüsün bir hücre olmaksızın “genom” denmekte, yapılarında stoplazma ve enzimler kendini çoğaltması ise mümkün değildir. Yani virüs ancak ve bulunmamakla birlikte, kalıtsal madde taşıdıkları için ancak canlı bir hücre vasıtasıyla kendini çoğaltabilir.
Virüsler zorunlu hücre içi paraziti olarak kendilerini çoğaltabilmek için konak hücreye ihtiyaç duymaktadırlar. Konak seçiminde virüs ile konak hücre arasındaki reseptör ilişkisi konak spektrumunu belirlemektedir.
-Virüsler kendi başlarına çoğalamaz. Ancak bir konak hücre içinde çoğalabildiği için zorunlu hücre içi parazitidir. -Konak hücre bulamadıklarında kristal yapıya dönüşür ve uzun zaman bu şekilde kalabilir. -Virüslerin genom adı verilen genetik materyalleri tek ya da çift sarmallı DNA ya da RNA dan oluşabilir.
Viruslar sadece canlı sistemlerde üretilir. Virusun ürediği bu sisteme KONAK adı verilir. Konak sistemler in vivo veya in vitro olarak iki temel grupta incelenir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri