1- Son harfi sesli olan bir kelimeden sonra ünlü harfle başlayan bir sözcük gelirse ulama olmaz. 2- Son harfi ünsüz olan bir kelime ile ünsüz ile başlayan bir kelime yan yana geldiğinde de ulama olmaz. 3- Aralarına virgül konan kelimelerle ulama yapılmaz.
Ulama, ünsüz ile biten bir sözcüğü ünlü ile başlayan bir sözcük takip ettiğinde birinci sözcüğün ikinci sözcüğe bağlanarak söylenmesidir.
Çünkü virgül, noktalı virgül ya da benzer noktalama işaretleri bulunan kelimeler birlikte okunmaz. Bu kelimeler arasında bir duraksama vardır ve bu nedenle ulama meydana gelmez. Denilebilir ki ulama yazıda gösterilmeyen bir ses olayıdır.
özel isimlerde de arandığını bildiğim kural. ünsüzle biten kelimelerden sonra ünlü ile başlayan kelimeler gelirse, önceki kelimenin son ünsüzü, sonraki kelimenin ilk ünlüsüne bağlanarak okunabilir. bu durum konuşma dilinde kendiliğinden olurken şiir dilinde özellikle -bazen vezin gereği- yapılır. buna ulama denir.
Ünsüz harfle biten kelimeyi ünlü harfle başlayan kelimeye bağlanarak söylenme şekline ulama denmektedir. Ulama özellikleri arasında, bir ifadenin ulama olarak tabir edilebilmesi için, nokta, virgül ya da noktalı virgül kullanılmaması gerekir.
İlgili 25 soru bulundu
Ulamaları bulmak için bir cümle içinde yan yana kelimelerin ilk ve son harflerine bakılır. Ünlü harfle biten bir kelimenin yanına ünlü harfle başlayan bir kelime gelmişse, bu iki sözcük arasında ulama var demektir. 1- Son harfi sesli olan bir kelimeden sonra ünlü harfle başlayan bir sözcük gelirse ulama olmaz.
Ulema (Arapça: علماء), Müslüman ülkelerde eğitimli din alimlerinden oluşan sınıf. Tekili erkekse âlim, kadınsa âlimedir. Geçmiş yüzyıllarda yaşamış âlimlerin pek çoğu hezârfendi. Ulema sınıfı fıkıh ve şeriat (İslâm hukuku) konusunda derin bilgiye sahiptir ve bazı âlimler, aynı zamanda şeriatın uygulayıcısıdır.
“Vasl”ın sözcük anlamı “bağlama, birleştirme, ekleme, ulama” demektir. Aruz terimi olarak ise, sonu ünsüzle biten bir sözcüğü, kendisinden sonra gelen ve ünlü ile başlayan sözcüğün ünlü harfine bağlamaktır. Şiirde ahenk yaratan bir durumdur.
Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Kurtuluş Savaşı'nı, Atatürk'üm, Türkiye'mizin, Fatih Sultan Mehmet'e, Muhibbi'nin, Gül Baba'ya, Sultan Ana'nın, Mehmet Emin Yurdakul'dan, Kâzım Karabekir'i, Yunus Emre'yi, Ziya Gökalp'tan, Refik Halit Karay'mış, Ahmet Cevat Emre'dir, Namık ...
Ulama esas olarak bir ses olayı olarak görülmese de, ses olayları başlığı altında incelenen bir olaydır. Ulama; ünsüz ile biten bir kelime sonrasında ünlü ile başlayan bir kelime geldiğinde, birinci kelime ile ikinci kelimeyi birbirine bağlayarak ya da birlikte okunmasına denir.
Diksiyonun özelliklerinden biri de “ulama”dır. Genel olarak tanımlarsak bir kelimenin sonundaki sessiz harfin ardından gelen kelimenin sesli harfle birleştirilerek seslendirilmesine ulama diyoruz. Ulama, söz akışına pürüzsüzlük ve tatlılık verir.
Ünsüz bir harfle biten sözcüğün ünlü harfle başlayarak başka bir sözcükle bağlanmasına ulama denir. Bir ifadenin ulama olarak kabul edilmesi için iki kelime arasında nokta, virgül, noktalı virgül gibi noktalama işaretlerinin olmaması gerekir.
(ama, fakat, lakin, yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık ki, çünkü yoksa, bundan dolayı, sonuç olarak, bununla birlikte gibi bağlaçlardan önce noktalı virgül kullanılır.)
Osmanlılar'da ilmiye sınıfı mensupları için kullanılan unvan. Osmanlı Devleti'nde eğitim, yargı, fetva ve diyanet teşkilâtını oluşturan medrese menşeli ulemâ sınıfı.
Sözlükte vasıl (vasl) “bir şeyi diğer bir şeye bağlamak, ulamak, eklemek” anlamına gelir. Meânî âlimlerinin çoğu vasıl ile bir cümlenin diğerine "ve" (vâv) bağlacıyla atfedilmesini, fasıl ile de (fasl) bu atfın terkedilmesini kasteder. Bunlardan her birinin anlatım sırasında gerekli olduğu yerler vardır.
Kelimeleri oluştururken çeşitli sebeplere bağlı olarak ünlü ve ünsüz harflerde meydana gelen her türlü değişime ses olayı denir. ç, f, h, k, p, s, ş, t sert ünsüzlerinden biriyle biten sözcüğe c, d, g yumuşak ünsüzleriyle başlayan bir ek getirildiğinde, ekin başındaki ünsüz değişime uğrayarak sertleşir.
Cins İsmi
Aynı cinsten olan varlıkların ortak isimleridir. Dilin temel kavramları cins (tür) isimleridir. taş, yol, ağaç, ırmak, kitap, dergi, yaprak, ev, çocuk, su, sıra, hayal, düşünce, sıla, özlem, taraf, ceza...
Ünlü veya ünsüz tüm insan adları ve soyadları özel isimdir. Hem adın hem soyadın ilk harfi büyük harfle başlar: Murat, Aslı, Zeki Müren, Ünlüsanlar vb. Hayvan türleri özel isim değildir (kedi, köpek vb.) ancak belirli bir hayvana insanlar tarafından verilen isimler özel isimdir: Fino, Bobby, Şimşek vs.
Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
TÜRK EDEBİYATI. Taktî', aruzla yazılmış bir şiirin veznini bulmak için mısraları tef'ilelere (cüz) göre bölmek veya şiiri bu bölümleri esas alarak okumaktır. Bu okumaya taktî' etmek denir.
Fasl kavramı, cümlenin cümleye atfının terk edilmesi; vasl ise, bir cümlenin diğer bir cümleye vâv ( و) edatı ile atfedilmesi anlamına gelmektedir.
Zîhaf, "kısma" demektir. Aruz kalıbına uydurmak için uzun hecenin kısa okunmasıdır. Aruzda kullanılması sakıncalı görülür.
Kaynaştırma ünsüzü veya yardımcı ünsüz, Türkçede iki ünlü harf yan yana gelemeyeceği için, ünlü ile biten bir kök veya gövdenin sonuna eklenen ve yine bir ünlü ile başlayan ekin önüne (iki ünlü arasına) gelen ünsüzü belirtir.
- Cümle sonlarına virgül işareti konmaz. - Soru ile biten cümlelerde virgül işareti kullanılmaz. - Önemli yerlerin belirtilmesi için virgül işareti kullanılmaz. - Cümlelerin başında virgül işareti kullanılmaz.
Bu ara söz ve cümleleri ayırmak için hem başına hem de sonuna virgül kullanılır. Örn: Kapı aniden kapanınca, çıkan sesten dolayı, çok korktu.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri