Demlik çaydanlığın üzerinde bulunduğundan alttaki suyun ısısı ile ısınmıştır. Aromada kaliteyi artırmak için kimilerine göre demliğin içine baştan çayı ile bir miktar su koymalıdır. Demliğe çay ile kaynamış su eklendikten sonra çaydanlıktaki eksilen su soğuk su ile tamamlanarak demlenme sürdürülür.
Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak sıcak içince terler ve yorgunluğu gider. Sonra 'Bu şifalı bir şey imiş, hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin' diye dua etmiştir. İşte çay bundan sonra bütün Türkler arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek olmuştur.
Çaydanlığı ocağa koyuyoruz ve orta ateşte 1 saat demleniyor. Alttaki suyun buharıyla üstü ısınıyor ve böylece en lezzetli çayı elde ediyoruz çay battığında ise yani üstte duran çay suya karıştığında bardaklara alıp içebiliriz.
Yapılan araştırmalara göre Türk halkı yıllık kişi başı ortalama 1.300 bardak çay tüketiyor.
Çay demlemekte kullandığımız demlik cam ya da porselen olmalı, demliğe yaklaşık 3 yemek kaşığı çay ekleyerek çaydanlığın üzerine alalım. Su kaynadıktan sonra demliğe suyu ilave ederek çayımızı demleyelim. Çaydanlığa su ilave ederek kaynaması için tekrar ocağa alalım. Yaklaşık 15 dk demlenen çayımız servise hazır.
İlgili 31 soru bulundu
Eğer önce kaynamış su demliğe dökülür, ardından da çay eklenirse bu sefer demleme işlemi gerçekleşmiş oluyor. Çay demlerken alt demlikteki su kaynadıktan sonra üstteki demliğe suyu koyulur. Orta boy demlikler için 5 yemek kaşığı çay ilave edilir. Daha sonra alt demliğe soğuk su ilave edip, suyun kaynamasını beklenilir.
Vücuttaki mineral dengesini koruyor, kireçlenmeyi önlüyor, kemikleri güçlendiriyor. Diş hastalıklarını da önleyen çay, kan dolaşımının kolaylaştırıyor, damar sertliğini, yorgunluğu ve depresyonu önlüyor. İdrarı temizliyor, metabolizmayı yeniliyor, kalp krizi riskini de azaltıyor.
Çay içen ilk Türk; 12. yy'da yaşamış olan Hoca Ahmet Yesevi'dir. İçtiği sıcak çayın ardından söylediği “Hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar” sözü günümüze kadar ulaşmıştır.
Afrika'dan Amerika'ya kadar her yerde çay vardır ama bizim bildiğimiz siyah çayın iyisi dünyada 2, bilemediniz 2.5 yerde yetişir. Bunlar sırasıyla Hindistan, Çin ve eskiden Seylan diye bildiğimiz Sri Lanka'dır. Ama iyi çayın asıl vatanı Hindistan ve Çin'dir. Hindistan'ın en önemli çay üretim merkezi Darjeeling'dir.
Dünya çay tüketiminde Çin yüzde 36'lık oranla 1,8 milyon ton tüketimle lider ancak yıllık kişi başı tüketimi 0,75 kilogramdır. Yılık kişi başı çay tüketiminde Türkiye 3,5 kilogramla birinci sırada yer alıyor.
Yunanistan'da hem siyah hem de bitki çayı oldukça yaygın. Hatta evlerde kendi harmanlarını yapan anneanneler de mevcut.
2737 yılına, Çin İmparatorluğu'na kadar dayanır. Efsaneye göre Çin'in ilk imparatorlarından Shen Yung , çay bitkisinin tesadüfen sıcak suya düşmesine şahit olur. İmparator, işte bu keşifle birlikte çayın büyüsüne kapılır ve yine efsaneye göre yedi yıl boyunca o bölgede kalarak sürekli çay içer.
Çay zevkini doruklarda yaşamak isteyenler için bizim tavsiyemiz plastik ve karton bardakta çay içilmemesi yönündedir. Hele bir de sağlığınıza önem veriyorsanız -ki bizce vermelisiniz- karton, plastik ya da buna benzer hammaddelerden oluşturulmuş bardakları çay içerken tercih etmemenizi tavsiye ediyoruz.
Çay içmeyen adama güvenemeyiz çünkü buralardan ve bu toprakların kadim içecek kültüründen fersah fersah uzaklaşmış bir adam bizi tedirgin eder. Çay; yoksulların, şairlerin ve yalnızların resmi içeceğidir. Ona öyle alelade bir içecek muamelesi yapamayız. Ona sıradan bir içecek gibi davranamayız.
Yapılan araştırmalara göre Türkler'in çayla tanışıklığı aslında çok daha öncelere Orta Asya'ya dayanıyormuş. Hatta 12. yüzyıl bile diyebiliriz. Bir Kazan Kırım Türk'ü ve dil islahatçısı olan Abdül'l-Kayyum Nasıri'nin kitabı Fevakihü'l-Cülesa'da ilk çay içen Türk'ün Hoca Ahmet Yesevi olduğu vurgulanmış.
Hanelerin yüzde 95'inde çay tüketiliyor. Yetişkin bir Türk, ayda 117 bardak çay içiyor. Günde yaklaşık 4 bardak... Yine ortalama bir Türk ailesinin gıda giderleri içinde balığa ayırdığı rakamsa ayda 8 TL.
Tıpkı bizim kültürümüzde olduğu gibi Alman mutfağında da kahvaltıda çay veya kahve gibi sıcak içeceklere yer verme alışkanlığı var. Ancak Almanlar çoğunlukla kahveyi tercih ediyor.
Karadeniz illeri, çay üretimi yapılan engebeli arazileriyle meşhurdur. Bu nedenle ülkemiz için çay nerede meşhur denildiğinde en çok Rize (%85) başta olmak üzere Artvin, Ordu, Giresin ve Trabzon illerini sıralayabiliriz.
Türkiye'de çay üretimi
Rize, tek başına Türkiye çay üretiminin % 85'ini karşılar; çay yetiştirilen diğer iller Ordu, Giresun, Trabzon ve Artvin'dir.
Çayın Osmanlı'ya gelişi 19. yy sonlarını buluyor. Tarih yazarı Murat Bardakçı'ya göre bu tanışma, İstanbul'daki bazı dükkânların az miktarda çay ithal etmeye başlamasıyla olmuş. Çaya olan düşkünlüğü ile bilinen Hacı Mehmed İzzet Efendi'nin “Çay Risalesi” kitabı ise 1879'da İstanbul'da basılmış.
Günlük ortalama kişi başı 3-5 bardak tükettiğimiz çay, kışın 10 bardağa çıkıyor. Özellikle demleme usulüyle yapılan çaylar daha lezzetli olduğu için onu tercih ediyoruz. Türk halkı yıllık kişi başı ortalama bin 300 bardak çay tüketiyor." dedi.
Türkler, Anadolu'ya gelmeden öncede çayı bilmelerine karşın; çayın Türkiye'ye gelmesi ancak birkaç yüz yıl önceye dayanmaktadır. Çay içiminin Anadolu'da yaygınlaşması 19. yüzyıldan itibaren olmuştur.
İçerdiği yüksek antioksidan ileri yaşlarda görülme ihtimali olan kemik zayıflamasını engeller. Özellikle Osteoporoz adı verilen ileri yaşlarda ortaya çıkan kemik kaybı rahatsızlığına faydası olduğundan günde 20 bardak içilmesi gerektiği uzmanlar tarafından vurgulanıyor.
Çay, kafein bakımından zengindir. Açık çay yerine demli çay tercih etmenizin sebebi bağımlı olduğunuz kafein ihtiyacından kaynaklanıyor. Sürekli tükettiğiniz demli çay ile yorgunluk hissinizi kısa süreliğine bastırmış oluyorsunuz. Kafeinin etkisi geçtiğinde ise yorgunluğunuz artarak geri dönüyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri