Tespih duasının kökenleri ve Tarihi Bugün Belçika sınırları içinde olan, 7. yy'a ait bir Rahibe'nin mezarında, taştan yapılmış tespih taneleri bulunmuştur. Tespihin bugünkü kullanım şekli 12. yy'a dayanmaktadır. Dominikan rahipleri tespih duasının yayılmasını başlatmışlardır.
Boncukların dini amaçla ve duaları saymada kullanılmasına ilk olarak Hindistan'da, Hindu inanışında rastlanıyor. Tesbihin ataları Hindistan'dan doğuya, sonra Ortadoğu'ya, en sonunda da Avrupa'ya yayılıyor.
Yüce Yaratıcı'ya 99 ayrı isim veren İslami anlayış, onu anarken, her isim için bir işaret olmak üzere ipe dizdiği bu 99 taneli şeye de 'tesbih' adını vermiştir. Çeşitli malzemelerden yapılan tesbihteki tane sayısı 33, 99, 500 veya 1000 olabilir.
Şanlıurfa, Malatya, Mardin, Erzurum gibi illerimizde tesbih ustaları fazlasıyla bulunur.
Tesbihi ibadet amaçlı ilk kullananlar Hindular ve Budistler olmuştur. Tesbihin varlığı Hindistan'dan doğuya, oradan Orta Doğu'ya ve Avrupa'ya yayılmış, bugün ise tüm dünyada bilinilirliği sağlanmıştır. Tesbihin İslam dünyasına hangi tarihlerde girdiği kesin olarak bilinmemektedir.
İlgili 23 soru bulundu
Şevket Canpolat Türkiye'nin en önemli ve en başarılı tesbih ustalarından biridir.
Mardin'de bulunan Kehribar Tespih Evi'nde dünyanın en pahalı ve değerli tespihleri satılıyor. Bazı tespihlerin değeri 400 bin TL'yi buluyor. Mardin'de bulunan Kehribar Tespih Evi'nde değeri 400 bin TL'yi bulan dünyanın en pahalı ve değerli tespihleri satılıyor.
Dünya kehribar yataklarının %90'ı Rusya'nın Kaliningrad Bölgesinde bulunmaktadır. Avrupa'da kehribar yatakları en çok Rusya, Ukrayna, Romanya, İsveç, İngiltere, Hollanda ve Sicilya'da görülmektedir.
Polonya, Ukrayna, Romanya, İsveç, İngiltere, Hollanda ve Sicilya'da kehribar yatakları bulunuyor. Türkiye'de ise az da olsa Bayburt, Erzurum, Erzincan gibi bölgelerde kehribar bulunuyor.
tesbih pazarında 10 bin dolara satılıyor.
Tespihin varlığına ilişkin ilk izler Mısır'da bulunmuştur. Hristiyan keşişleri tarafından kullanılmaktaydılar. Bugün Belçika sınırları içinde olan, 7. yy'a ait bir Rahibe'nin mezarında, taştan yapılmış tespih taneleri bulunmuştur. Tespihin bugünkü kullanım şekli 12. yy'a dayanmaktadır.
“Zikrin otuz üç adet yapılmasının tavsiye buyurulması, bu sayı üçe çarpıldığı zaman doksan dokuz ettiği içindir. Bu miktar ile zikirde bulunan kimse Allah'ı doksan dokuz ismiyle zikretmiş gibi olur.”
Cevap ( İlahiyatçı Meral Günel): Ebû Davud, Tirmizî, Nesaî ve Hakim'in kaydına göre Rasûl-i Ekrem Efendimiz, her namazdan sonra ümmetine de tavsiye ettiği zikirlerini (otuz üçer defa tesbih-sübhanallah- tahmid-elhamdülillah- ve tekbir-allahuekber-) parmak eklemleriyle yapardı.
Tesbih, Allah'ın sıfatlarını tesbih ederken sayı saymak için kullanılan, 33 veya katları kadar boncuk tanesinin ipe dizilmesiyle oluşan halkaya denir. İslamiyet başta olmak üzere birçok dinde kullanılır. Bunun dışında stres atmak için de kullanılır. Tesbihin 11, 33 ve 99 boncuklu olanlarını Müslümanlar kullanır.
Tesbihin dini inanış dışında bir amaçla kullanılması ilk olarak kabadayılarda görülmüştür. Kabadayılar o dönemde dini inanışa saygısızlık olmasın diye 33 taneli tesbihleri tercih etmemiş, 17 taneli maskot efe tesbihleri kullanmışlardır. Maskot efe tesbihlerin tane sayısının 17 olmasının nedeni budur.
Teşbih kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. Teşbih, Arapça dilinden Türkçe'mize geçmiştir.
Bunun için öncelikle bir miktar suyun içine katılmış sofra tuzuyla hazırladığınız solüsyonu yaklaşık 30 dakika boyunca karıştırmanız gerekir. Taşı tuzlu suyun içerisine koyduğunuzda gerçek kehribarlar suyun üzerinde kalırken sentetik olanlar batar.
Zengin doğal taş rezervleriyle bilinen Bayburt'ta, kehribar ve Türkiye'de sadece Elazığ'da çıkarılan vişne mermeri rezervi tespit edildi.
Kehribarı diğer taşlardan ayırabilmek için en etkili yöntem tuzlu su ile test yöntemidir. Bu yöntemde bir çay bardağına atacağınız 6-7 çay kaşığı tuzu karıştırmanız ve tamamen eridikten sonra kehribar taşını suyun içine atmanız yeterli olacaktır. Kehribar gerçekse taneler su yüzünde yüzecek, sahte ise dibe batacaktır.
Bu nedenle çeşitli fıkıh kitaplarında yer alan bilgiler göre bu değerli taşın faydalarından insanların yararlanmasında hiçbir sakınca görülmemiştir. Öyle ki şifayı veren Allah olduğuna göre buna vesile olan ister taş olsun ister başka nesne bunda bir sakınca yoktur.
Yaklaşık 200 km2 bir alanda yerin 3 ila 10 metre altından yasal olarak kehribar çıkarılmaktadır. 1 kubik metrede bulunan kehribar oranı ortalama 250 gr'dır. Şu bir gerçektir ; Ukrayna kehribarının fiyatı Baltık kehribarına oranla 3'de 1'i fiyatınındadır.
Kehribar'ın bilinen diğer adı ise Amber olarak karşımıza çıkmaktadır. Birçok değerli taş gibi aksesuarlarda yerini almanın yanında özellikle süs ve eşya tarafında da değerlendirilen özel bir taş olmuştur. Kehribar Taşı, ısıtıldığı zaman etrafa manyetik bir enerji saçmaktadır.
Elde edildiği malzemenin özel olması ve asırlar öncesinden günümüze kadar ulaşması nedeniyle osmanlı kehribarı çok değerlidir. Bu malzemeler günümüzde ustalar tarafından tekrar işlenerek tesbih elde edilebilmektedir. Osmanlı kehribarı tesbihler son derece kıymetli ürünlerdir.
Kehribar tesbihlerin böylesine değerli olmasının en başlıca nedeni, kehribarın bir taş olmayıp yıllarca fosilleşmiş canlı kalıntılarının oluşturduğu reçine olmasından kaynaklanır.
·Tesbihin üstü parlak ve pürüzsüz olmalıdır. ·Tesbih tüm parçalarıyla belli bir uyum içerisinde olmalıdır. Parça boyutlarının ve parça renklerinin uyumluluğu gibi. ·Tesbihin imamesinden tutup üstten bakıldığında taneler sağa ve sola eşit düzeyde konumlanmış olması gerekmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri