Karışım tatlılar: Bir çikolatayı tek başına yemektense çikolata sosuna batırılan bir muz veya bir çilek tatlı isteğini azaltır. Ya da fındıklı, bademli drajelerden az miktarda tüketmek tatlı isteğini keser. Kurtarıcı meyve: Taze ve kuru meyveler tatlı ihtiyacını karşılayabilir.
Tatlı ve çikolatanın aşırı yenme isteği çeşitli nedenlerle ilişkilendirilebilir. Aşırı tatlı yemeği çinko, magnezyum ve krom eksikliği sebebiyle olabilir. Günlük krom suplementi tüketmek insülin seviyesini dengeler ve aşırı şeker yeme isteğini baskılar. Çikolata yeme isteği özellikle kadınlarda menstrual dönemde artar.
Magnezyumun yanı sıra krom, B3 vitamini, Omega-3 takviyeleri de kan şekeri kontrolünü artırmada yardımcı olur. Baharat ekleyin: Kişniş, tarçın, Hindistan cevizi, karanfil ve kakule gibi doğal gıdalar yiyeceklerinizi tatlandırırken, tatlı yeme isteğinizi de azaltacaktır.
Tatlı krizini önlemek için, Vitamin B, Krom, Koenzime Q-10, Vitamin C, Asetil L-Karnitin, Glutamin kullanabilirsiniz.
İlgili 31 soru bulundu
Basit karbonhidratı es geçin: Hamur işi, pastane ürünleri gibi basit karbonhidratlar tatlıya eğilimi artırır. Bunun yerine Bulgur, kepekli ekmek, tam buğday ürünleri, kuru baklagiller proteinle tüketilirse tokluk hissi artar, tatlı isteği azalır.
Anlamsız yere tatlı krizleri yaşıyorsanız ya insülin direnciniz vardır ya da gizli şeker hastası olma riskiniz yüksektir. Ana yemekten bir saat sonrasında canınız ciddi seviyede tatlı istiyorsa, gün içerisinde anormal tatlı krizleri yaşıyorsanız en kısa zamanda insülin ve kan şekeri seviyenize baktırmanız gereklidir.
Hipoglisemi: Hipoglisemi, kan şekerinin hızlı düşmesidir. Ara öğün yapmayan, uzun süreli açlık durumlarında tatlı krizi kaçınılmazdır. Hipoglisemi varsa 3 saatte bir minik öğünler yapılmalıdır. Vitamin, mineral eksikliği: Demir, krom, magnezyum eksikliklerinde kişilerin daha fazla tatlı krizi yaşadıkları bilinmektedir.
Şeker Bağımlılığı Neden Olur? Yapılan araştırmalara göre, şeker tükettiğimizde beynimizde bize iyi hissetmemizi sağlayan hormonlar mevcuttur. Bu hormanların isimleri seratonin ve dopamin hormonlarıdır. Bu hormonların vücutta sürekli salgılanması bağımlılığa yol açmaktadır.
Yemek yedikçe kan şekerindeki düşmelere reaktif hipoglisemi denir. Bu durum insülin hormonundaki bozukluktan ileri gelir. Kişide yemek yedikçe kan şekerinde düşme oluşur ve acıkma tatlı yemeği isteği halsizlik çarpıntı yorgunluk çok sık gözükür.
İşte bu şeker tüketimi bir de aşırıya kaçtığında, dehidrasyondan kaçınmak için sık sık su içme isteğiyle doluyor, sürekli ağız kuruluğu çekiyorsunuz. Bu sorunla baş etmek için her susadığınızda çay-kahve ya da asitli içeceklerden uzak durmalı ve doğrudan su içmelisiniz.
Sabit kan şekeri seviyelerine sahip olduğunuzda, özellikle inatçı karın yağları başta olmak üzere vücudunuzdaki yağ oranı azalır. 6 ay şeker tüketmemek sizi hem daha fit ve sağlıklı hale getirir hem de tip 3 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve erken yaşlanma risklerinden uzaklaştırır.
Şeker koması, vücuttaki şekerin aniden düşmesi ya da yükselmesi nedeniyle olur. Eğer koma durumu, şekerin yükselmesi nedeniyle gerçekleşirse çok susama, kalp çarpıntısı, idrar artışı, baş ağırısı, halsizlik ve bulanık görme gibi belirtilere sebep olur.
Hiçbir hücre enerji kaynağı şekerden yoksun kaldığında görevini yerine getiremez. Üretmesi gereken enerjiyi üretemez, içindeki küçük organcıkların çalışmasını düzenleyemez. Beyin hücreleri söz konusu olduğundaysa şekere ihtiyaç daha bir yaşamsal, daha bir önemlidir.
Tatlı Krizini Önlemede Alınacak Tedbirler…..
Yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmeye dikkat edin. Öğün atlamamaya ve üç saatten daha uzun süre aç kalmamaya özen gösterilerek kan şekerinizi dengede tutabilir ve tatlı isteğiniz oluşmadan önleyebilirsiniz. Günlük beslenme planınızda posadan zengin besinlere yer açın.
Bu durum birkaç sebepten kaynaklanıyor olabilir. Birincisi damak tadı ve beslenme alışkanlığınızı bu şekilde geliştirmiş olabilirsiniz veya psikolojik olarak sizi daha mutlu ettiğine ve tatlı yemeye ihtiyacınız olduğunuza inanırsınız veya insülin denen iştah canavarı pankreas tarafından kontrolsüz salınıyor olabilir.
Aşırı şeker tüketiminin başlangıçta çok sık acıkmak, sebepsiz yorgunluk, sürekli bitkinlik, sık idrara çıkma, yaraların yavaş kapanması, diş çürümesi, ağız kuruluğu, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, ağızda beyaz akıntı/dilde beyazlık, cilt kuruluğu, kilo alımı ile kendini gösterir.
Bu nedenle, şekerden vazgeçmenin en iyi yollarından biri, yemeklerinizi evde pişirmek ve herhangi bir biçimde şeker içermeyen malzemeler kullanmaktır. Sebzeler vitamin, mineral ve lif bakımından zengindir. Sebze ağırlıklı beslenmek sizi daha uzun süre tok tutacak ve şeker ihtiyacınızı karşılayacaktır.
Susuzluk hissi, ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, görme bulanıklığı, yara iyileştirmesinde gecikme, ciltte kuruma ve kaşıntı, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı kan şekerinin yükseldiğinin (hipergliseminin) belirtileridir.
Sağlıklı bireylerde açlık kan şekeri düzeyi ortalama 70-100 mg/Dl arasında değişkenlik gösterir. Açlık kan şekerinin 126 mg/Dl'nin üzerinde olması, diyabet tanısının koyulabilmesi için yeterlidir. Bu değerin 100-126 mg/Dl arasında olması durumunda bireye OGTT uygulanarak tokluk kan şekeri araştırılır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri